Cihazın ön tarafına geçtiğimizde mini çentikli bir ekran bizi karşılıyor. Neredeyse çerçevesiz olan bu ekranın altında yer alan küçük panele ise parmak izi sensörü sıkıştırılmış. Açıkçası parmak izi sensörü kullanılacaksa arka gövde yerine ön gövdeyi tercih ederiz. Esasen en beğendiğimiz Sony’nin eskiden kullandığı telefon kenarı konumuydu ancak Sony dahi bundan vazgeçti. Tabii bunda telefonların incelen gövdelerinin etkisi de malum. Huawei’nin parmak izi teknolojisi hep övdüğümüz yanı olmuştur. Bu cihazda da bir değişiklik yok, parmak izi çok hızlı bir şekilde çalışıyor ve görevini layığıyla yerine getiriyor. Ekran açma dışında bir iki ek görevi ise ne yazık ki bulunmuyor. Kilitli uygulamalara erişim, kasaya erişim sağlıyor ancak arama reddetme, selfie çekme benzeri görevler yok.
Huawei P20, 5,8 inç boyutunda FullView ekranla geliyor. Yani neredeyse çerçevesiz olan cihazın üzerinde mini bir çentik bulunuyor. Öncelikle şunu söyleyelim, bu küçültülmüş çentik iPhone X’a göre ekranın çok daha iyi görünmesini sağlıyor. Daha kompakt tutulan boyutu sayesinde “çerçevesiz” hissi artıyor. P20, çentikli diğer Huawei modellerinde olduğu gibi çentiği kapatıp düz bir bant haline getirmeyi de mümkün kılıyor. Ancak daha önceki incelemelerimizde de yazdığımız gibi bunu tavsiye etmiyoruz. Çünkü Instagram gibi popüler uygulamaların ne yazık ki ekrana sığma gibi bir sorunu var çentikli Android modellerinde. Çentiği gizlediğinizde yukarıdan ekran kesilse de uygulamanın kendisini o ekrana sığdırmıyor ve birden uygulama içinde gösterilen alanda kayıp yaşıyorsunuz. Özellikle Instagram’ın popüler Hikayeler özelliğinde bu çok hissediliyor ve rahatsız ediyor.