Teknolojinin gelişmesiyle beraber yapay zeka mobil cihazlarla cebimize kadar gelmiş durumda. İleri teknoloji çözümleri sunan bu inovasyona yakından bakalım.
Artık cebimizde taşıdğımız yapay zeka teknolojileri her geçen gün daha da gelişerek yeni çözümler sunuyor. Geçtiğimiz 6 ay içinde mobil üreticilerin dahil olduğu yapay zeka yarışı kullanıcılar için yeni deneyimlerin kapılarını aralıyor. Cep telefonlarının geçmişinde bir sürü yenilik, inovasyon, ve heyecan verici anılar bulunuyor; yapay zeka ise, cep telefonlarının yeni devrimi olma yolunda hızla ilerliyor.
Yapay zekanın günümüzde sunduklarını anlayabilmek için önce biraz geçmişe giderek tarihine göz atmak doğru bir başlangıç noktası olabilir. Her ne kadar telefonlarda birkaç ay öncesinden itibaren kendini gösterse de bilimin bu teknolojiyle tanışması 1951 yılında gerçekleşiyor. Bu dönemde sadece üç tane ana mekanizma olabileceğine inanılıyordu: Konuşmak, görmek ve bir insan gibi düşünmek.
Bilgisayar mühendisleri ve matematikçiler bu üç mekanizmayı hayata geçirmek için yıllar boyunca çalışarak mantık ve bilirkişi sistemlerini devrimleştirerek makinelerin kendi kendine öğrenmesini sağladı.
Akıllı telefonlar hayatlarımızda büyük bir rol oynamasına rağmen günümüzün koşulları için üç ana mekanizma bizler için yeterli olacaktır. Dokunmatik ekranlardan bizi uzaklaştıran konuşmalar, makine görüşü ile ilerlemiş fotoğrafçılık, filmcilik ve imaj işlemleri ve bunlarla beraber kullanıcıların davranışlarını farklı verileri toplayarak algılayan ve gelecek ihtiyaçları önden belirleyerek telefonunu en optimize hale getiren bir yapay zeka harika bir telefon deneyimi için beklentilerin çok üzerinde.
2017 Ekim’inde Huawei yeni amiral gemisi modeli Mate 10 Pro’yu piyasaya sürdüğünde ise yapay zekayı; fotoğrafçılık, imaj tanıma ve kullanıcı servislerinde kullanabileceğini kanıtladı. Firmanın en yeni modeli P20 Pro ise DxOMark mobil kamera sıralamasında rekor kırarak gelişmiş teknolojinin artık daha ulaşılabilir hale geldiğini gösteriyor.
P20 Pro’nun yapay zeka teknolojisi diğer rakiplerinden farklılaşarak şirketin Android 8.0 işletim sistemi üzerine giydirdiği arayüzü EMUI sistemiyle de başarılı bir şekilde çalışıyor. Kirin 970 işlemcisi ise kullanıcılara hayatı kolaylaştıran yenilikler sunuyor ve akıllı telefonu adeta bir asistana dönüştürüyor.
P20 Pro’ya güç veren yapay zeka teknolojisi ise kamera yeteneklerinde adeta parlıyor. Yapay zeka ile 500’den fazla ortam ve obje tanımlayabilen P20 Pro, 10 tane farklı senaryo ve obje belirleyebiliyor. Tanımlamasına göre ayarları otomatik olarak düzenleyen cihaz, profesyonel fotoğrafçılar gibi fotoğraflar çekmeyi mümkün kılıyor.
P20 Pro’da yer alan yapay zeka nesneleri, sahneyi, aydınlığı ve boyutu gerçek zamanlı olarak tanıyarak ve profesyonel bir fotoğrafçının yaptığı gibi tüm parametreleri seçerek anı yakalıyor. Bu sanal asistan, fotoğraf çekilirken nesnelerin tam olarak nerede olacağına odaklanarak, hareketlerini tahmin edebiliyor.
Tabii tüm marifetler çekim anıyla sınırlı kalmıyor. Çekimden sonra albüm düzenlemekte de yardımcı oluyor. Fotoğrafların içeriğini gerçek zamanlı olarak tarayan sistem onları sınıflandırıyor ve değerlendiriyor. Temalı albümler oluşturarak Akıllı Galeriler sunuyor.
Akıllı telefonların ortak problemlerinden biri ilk günkü hızlarını koruyamamaları. En hızlı telefonlarda bile uygulamalar yükleyip kaldırıldığında bellek dolmaya başlıyor ve dolaylı yoldan sistem yavaşlıyor. Huawei mühendisleri ise bu soruna yapay zeka teknolojilerini kullanarak bir çözüm buluyor.
Yapay zeka algoritmaları hangi uygulamaları nerede, ne zaman ve ne kadar kullandığınızı analiz edebiliyor. Yani telefon kullanım alışkanlıklarınızı çözebiliyor. Öğrendiği bu verileri kullanarak telefonu ihtiyacınıza göre uyarlayan sistem uygulamalara ne zaman ve ne kadar ihtiyaç duyacağınızı tahmin ediyor. Bu sayede sadece ihtiyaç duyduğunuz anda kullanıma hazır hale getiriyor. Kullanılmayan uygulamaları ve özellikleri ise kapatarak telefonun hızlı çalışmasını sağlıyor.
Sistemin yavaşlamasının önüne geçen bu teknoloji telefonu da en iyi şekilde koruyabiliyor. En güzeli de tüm bunları telefonun arka planında siz farkında olmadan gerçekleştirebiliyor olması. Ayrıca sizi de düzenli bakım derdinden kurtarıyor.
Günlük hayatımızda kalıcı yer edinen akıllı telefonlarımızı elimizden düşürmek her geçen gün daha da zorlaşıyor. Her adımımızda yanımızda olan asistanlarımız pil ömrü nedeniyle gün boyunca bize yardım edemeyebiliyor. Ancak P20 Pro ile bu sorun tarih oluyor.
P20 Pro, 4.000 mAh kapasiteli pili ve enerji açısından verimli bileşenlerin kullanımının yanı sıra telefonda her şeyi kontrol eden yapay zeka teknolojisi ile rakiplerinden daha iyi bir performans sergiliyor. Enerjinin nerede saklanacağına karar veriyor, davranışlarınızı ve alışkanlıklarınızı biliyor, hangi uygulamaların sonlandırılacağını anlıyor.
Son yıllarda ilerleme kaydeden yapay zeka alanı için Huawei, AR-GE yatırımlarını artırarak gelişimi kendine hedef koyuyor. Bakalım gelecekte bizi neler bekleyecek…