Leica, yaklaşık 100 yıl önce, fotoğrafçılığa bakışımızı sonsuza kadar değiştirecek yenilikler getirmişti. Efsane marka, bugün de benzer bir sürece Huawei ile birlikte imza atıyor. Ancak bu defa bahsi geçen devasa dönüşüm, fotoğrafçılıktan çok daha fazlasını kapsıyor.
1900’lerin başında Alman teknisyen Oskar Barnack, Leitz için çalıştığı dönemde bir 35 mm kamera üretti. Aradan geçen 100 yıla yakın süre içinde, hala bu formatın kullanıldığına şahit oluyoruz. Ancak bu icadın ne denli büyük bir devrimin başlangıcı olduğu o dönemde hem şirket hem de topluluklar tarafından tam olarak anlaşılmamıştı. Bu özel dönüşümün ilk ürünü Leica 1 oldu. Bu kompakt ve kullanışlı fotoğraf makinesi, belgesel fotoğrafçılıkta farklı bir çığır açmayı başardı ve 35 mm kameralar bugünün fotoğrafçılığında bir dönüm noktası haline geldi.
Bu yüzyıllık süreçte belgesel fotoğrafçılık da inanılmaz bir mesafe kat etti ve hemen arkasından o çok aşina olduğumuz ikinci devrim geldi; mobil fotoğrafçılık. Yaklaşık 10 yıldır hayatımızda olan bu teknoloji, hepimizin çok sevdiği fotoğraf çekimini akıllı telefonlarla entegre etti. Artık herkesin cebinde bir fotoğraf makinesi var ve eskisinden çok daha fazla fotoğraf çekiyoruz. Bu gelişim, iletişime de farklı bir bakış açısı kazandırdı ve yeni bir görsel kültürü de yaşamlarımıza dahil etti. Artık fotoğraf, günlük hayatımızın alelade bir unsuru haline geldi demek de yanlış olmaz.
Elbette her şeyin bir bedeli var. Akıllı telefon çağının başlangıcından bu yana fotoğrafçılık endüstrisi, her geçen daha fazla gelişen mobil teknolojinin baskısını hissetmeye başladı ve eşyanın tabiatına uygun olarak, teknoloji burada da geleneksel fotoğrafçılığa üstünlük sağladı. Hızlı, kolay ve pratik olan her zaman daha fazla tercih ediliyor. Bu kategoride de durum değişmedi.
Bugün birçok kamera üreticisinin aldıkları ve almadıkları stratejik kararlarla treni kaçırdığını söylemek mümkün. Biri hariç; mobil devrimden korkmadan doğru bir iş birliği stratejisiyle kendisini farklı bir boyutta yeniden var eden lider marka Leica… Elbette, mobil teknolojiler özelindeki liderliği ve inovasyon odaklı yaklaşımıyla tüm dünyanın dikkatini çeken Huawei iş birliğinin de hakkını vermek gerekir.
Huawei, halen genç bir şirket konumunda olsa da ilk günden bu yana standartlarını hep üst seviyede tutan bir marka oldu. İlk mobil ürünler de dahil olmak üzere, Huawei için bir amaç hep ön plandaydı; en iyi kamera deneyimine imza atmak. Tam da bu noktada oldukça uyumlu bir birliktelik söz konusu oldu. Fotoğrafçılıkta uzman bir partner arayışında olan Huawei ile mobil dünyada uzman bir partner arayışında olan Leica’nın yolları doğru zamanda kesişti. Bu özel birlikteliğe, aynı bakış açısıyla hareket eden ve aynı ruha sahip iki markanın hamuru da eklenince ortaya benzersiz bir donanım ve kullanıcı deneyiminin çıkması da kaçınılmaz oldu. 2016 yılında ilk iş birliği örneği olan ürünlerin pazara sunulmasıyla, bu segmentteki standartlar ve kurallar da adet yeniden yazıldı.
Leica Camera AG Global İş Geliştirme Direktörü Marius Eschweiler, süreci şöyle değerlendiriyor; “Leica 100 yıllık geçmişi olan bir marka. Başarımızın ardında ise kullanıcı ihtiyaçlarını sürekli olarak analiz etme ve bu ihtiyaçlara yönelik çözümleri sunma konusundaki bitmek tükenmek bilmeyen azmimiz yatıyor. Huawei de ürün geliştirme konusunda bizimle aynı bakış açısına sahip. Bu anlamda birlikte çalışmaya karar vermemiz de kolay oldu. Kullanıcıların, ellerindeki cihazlarla en iyi fotoğrafı çekme özelindeki tutkularını çok iyi anladığımızı düşünüyoruz. Huawei ile birlikte bu deneyimi son derece özel bir deneyime dönüştürmeyi amaçlıyoruz. Bu iş birliğinin başarısının ardında iki şirketin gerçek anlamda hem teknoloji hem de donanımsal olarak özverili çalışmasının büyük etkisi var. Bu, sadece iki markanın logosunun yan yana geldiği bir birliktelik değil. En başından beri tüm deneyimimizi ve uzmanlığımızı, Ar-Ge alanındaki üstünlüğümüzle birleştirerek iki şirket arasında mükemmel bir birlikteliğe, omuz omuza çalışarak imza attık.”
Huawei Türkiye Tüketici Elektroniği Ülke Müdürü Seth Wang ise yaptığı değerlendirmede şunları dile getirdi; “Gelecekte veri trafiğinin %90’ından fazlasını fotoğraf ve videolar oluşturacak. Tamamen bu alana odaklanmış mühendislerimiz, Leica ile son derece yakın bir şekilde çalışarak geleceğin video ve fotoğraf yaklaşımının nasıl olacağına dair önemli somut ipuçlarını bizlere verdiler. Bugünden sonra da akıllı telefon fotoğrafçılığında en önemli yeniliklere bu bakış açısıyla imza atmaya ve çok özel değer teklifleri sunmaya devam edeceğiz. Türkiye pazarında baktığımızda da fotoğrafın kullanıcılar için ne denli önemli olduğunu görüyoruz. Leica iş birliği ile ortaya koyduğumuz ürünlerin, Türkiye’de gördüğü ilgi ve buna bağlı olumlu eleştiriler de dikkat çekici seviyede. Bu başarıyı sürekli büyüyen pazarda kalıcı hale getirmek adına durmaksızın çalışmayı sürdüreceğiz.”
Cesaret, başarıyı da beraberinde getiriyor. 2016’da Huawei ve Leica ilk iş birliği ürünleri olan P9’u duyurduklarında, sektörde birçok yeniliği de bu kategoriye sunmuş oldular. Çift kamera ve alan derinliği özellikleri tüm fotoğraf tutkunlarının ilgisini çekmeyi başardı. Hemen 1 yıl sonrasında ise deneyimi bir üst seviyeye taşıyan Huawei, bu segmentteki en başarılı akıllı telefon olan P10’u endüstriye sundu.
Şirket P20 ile bu alandaki standartları ve kuralları bir kez daha yeniden şekillendirmeyi başardı.P20 Pro, üç lensiyle yine bir ilke imza atarken, her üç kameranın da farklı işlevlere sahip olması, yine markanın devrimci ruhunun farklı bir yansıması olarak akıllarda kaldı. P20 Pro ile bugüne dek bir kameralı telefonla daha önce yapılmayan birçok şeyi yapmak mümkün. Huawei bu ürün özelinde; göz alıcı detaylar, düşük ışıkta benzersiz renk sonuçları, kalite kaybı olmaksızın doyasıya yakın çekimler yapabilme ve elbette yapay zekanın katkılarıyla en iyi sonuçları kolayca elde edebilme gibi özelliklerle, bir kez daha oyunun kurallarını değiştiren marka oldu.
P20 Pro ile 10 yıldan bu yana faaliyet gösteren, dünyanın önde gelen bağımsız ölçüm gruplarından DxOMark’ın testlerinden 114 puan gibi son derece başarılı bir not alarak liderlik koltuğuna yerleşmeyi başardı. P20 serisin diğer üyeleriyle birlikte P20 Pro, video ve fotoğraf kategorisinde 100 tam puana layık görüldü. P20 Pro, ISO değerlerinden de lider. Manuel ayarlar üzerinden kullanıcılar 102.400 ISO’ya kadar çıkabiliyor. P20 Pro’nun belleğinde, 19 kategoride 500’den fazla senaryo yer alıyor. 100 milyondan fazla görüntü analiziyle oluşturulan bu senaryolar, otomatik sahne tanıma işlevinin en üst düzeyde sonuçlara ulaşmasını sağlıyor. Bu yapay zeka algoritmaları ayrıca, şirket tarafından tasarlanan güçlü bir NPU işlemci ile de destekleniyor.
P20 Pro, DxOMark’ın video testlerinde de önemli bir performansa imza attı. Sadece sabit kamera çekimlerinde değil, hareketliyken çekilen görsellerde de çok düşük gürültü seviyeleriyle öne çıkan P20 Pro, bu testten de 98 puanla ayrıldı. Görüntüyü 32 kat yavaşlatarak benzersiz bir ağır çekim işlevi sunan HUAWEI P20 Pro bu özelliğiyle 960 FPS değerinde video görüntüleri yakalayabiliyor.
P20 Pro’nun resmi tanıtım videosu