Orta çağ fantezi dünyası deyince artık standartlar o kadar oturmuş ki bir şekilde ne senaristler ne de oyun yapımcıları çerçeveyi esnetebiliyor. En son benzer bir durum Bulletstorm adlı oyunda yaşanmıştı hatırlarsınız. Bullestorm da çıkmadan önce Modern Warfare ile dalga geçmiş ama bizzat kendisi feci bir klişe bataklığına saplanmıştı. Hunted: The Demon’s Forge tüm anlatımı boyunca fantastik evrenlerdeki klişelerle dalga geçiyor ama gelin görün ki oyun tüm bunların altında ağır bir şekilde eziliyor. Takip edenler bilirler ki Hunted uzunca bir süredir reklamı yapılan ve oldukça gazlanan bir oyundu. Fakat beklenti ne kadar büyük olursa hayal kırıklığı da o kadar büyük oluyor. Aslına bakarsanız oyun fena bir oyun değil ama bir kere beklentiye girdiğiniz zaman bunu toparlamak zor oluyor.
KONU MU BİTTİ?
Cevval bir savaşçı olan Caddoc’un rüyalarına Seraphine adlı bir ölüm perisi girmekte ve bu onu son derece rahatsız etmektedir. Seraphine, Caddoc’un kabuslarında gizemli bir nesneden söz etmekte ve bunu bulmasını önermektedir. Caddoc da bir Elf savaşçısı olan E’lara ile birlikte bu kalıntıyı bulmak için yollara düşer. Şimdi tahmin edebileceğiniz gibi, Caddoc ağır ama tank gibi olan, E’lara ise hızlı ama görece zayıf olan karakterimiz. Daha başlangıçtan bir klişe durumu söz konusu kısacası… Yine tahmin edebileceğiniz gibi oyun bu iki karakterden hangisini seçtiğinize göre değişiklik gösteriyor. Oyun tamamen co-op oynanmak için yapılmış ama tek kişi olarak da oynayabiliyorsunuz. E’lara yakın dövüş için küçük silahları tercih ediyor; bıçak, küçük balta gibi savurması hızlı silahlarla dalabiliyorsunuz düşmanlara. E’lara’nın asıl silahıysa ok ve yay. Caddoc kocaman silahlarıyla düşmanları doğrarken, E’lara da arkadan okuyla destek veriyor. Kısacası oyunun iki farklı oynanış tipi var ve bunlar daha önce görmediğimiz şeyler değil. Yakın dövüş silahlarının yanı sıra oyunda büyü güçlerinizi de kullanabiliyorsunuz. Açıkçası daha önce görmediğimiz bir şey olmasa da oyunun en güçlü olduğu yan iki karakter arasında sağlanan denge. Bir arkadaşınızı yanınıza alıp yaratık kesmek istediğiniz zaman şu sıralar bulabileceğiniz iyi oyunlardan biri Hunted. Oyunu hem aynı konsol üzerinde bölünmüş ekranda, hem LAN üzerinden, hem de online olarak oynayabiliyorsunuz. Tek kişi oynadığınız zaman oyunun vasat bir aksiyon oyunundan pek farkı yok; önemli olan doğru bir zamanlamayla düzgün kombolar çıkarabilmek. Zaten oyunda yapay zeka niyetine pek bir şey bulunmuyor. Oyunun asıl olayı iki kişi olarak oynayınca çıkıyor ortaya. En azından bir arkadaşınızla birlikte geyik çevirerek oyunu bir parça daha eğlenceli hale getirebiliyorsunuz. Hunted’da çevreyi de araştırabiliyorsunuz ama bunun çok da işe yaradığını söyleyemem. Haritalar ve oyunun ortamı oldukça çizgisel. Maalesef açık uçlu bir deneyim sunmuyor. Genelde bu tip oyunlarda haritanın çizgisel ve sınırlı tutulma nedeni anlatımı zenginleştirmektir ama oyunun senaryosunun dört ayağı da klişelerden oluştuğu için zengin bir anlatımdan bahsetmemiz pek mümkün değil. Oyunda adam gibi bir karakter işlenişi de olmadığı için oyunun kahramanlarıyla bir bağ da kuramıyorsunuz ne yazık ki… Kısacası oyundaki tek motivasyonunuz mümkün olduğu kadar yaratık kesmek ve karakterlerinizi geliştirebilmek. Bu karakter geliştirme sistemi de öyle çok ahım şahım değil. Zaten istediğiniz zaman yetenek ağacına bile bakamıyorsunuz. Sadece oyunun size izin verdiği noktalarda belli istasyonlardan girip geliştirebiliyorsunuz karakterinizi.
KARAKTER DE GELİŞTİRMEYELİM
Evet, oyunda aksiyon dışında basit bir de karakter geliştirme sistemi bulunuyor. Karakterinizi geliştirmek derken öyle çok dallı budaklı bir yetenek ağacı gelmesin gözünüzün önüne. Sadece belli noktalarda karakterinizin belli özelliklerine (hız, çeviklik, HP, güç vs.) birer seviye atlatabiliyorsunuz. Gelin görün ki karakter geliştirme özellikleri bile çizgisel olunca oyunun size sunduğu sınırlar iyice dar gelmeye başlıyor. Eh, oyunun gazlandığı bunca zamanın üzerine karşımıza çıkan şey bizi eğlendirmek yerine iyiden iyiye sınırlayan bir oyun olunca hayal kırıklığına uğramak da kaçınılmaz oluyor. Yine oyunun savaş sistemine dönecek olursak, silahların tokluğunun gayet iyi olduğunu belirtmek isteriz. Savurduğunuz kılıcın düşmana temas ettiğini, attığınız okun düşmana saplandığını sonuna kadar hissediyorsunuz ki oyun hakkında söyleyebileceğimiz en güzel şey de bu olsa gerek.
YIKA VE CİLALA
Aslına bakarsanız oyunun cilası da hiç fena değil. Grafikler, atmosfer ve sesler gayet iyi. Oyunun teknik özellikleri oldukça düzgün olduğundan sahip olduğu sorunları en azından bir süre görmezden gelebiliyorsunuz. Fakat bunca zamandır gözümüze sokulan bir oyunun teknik özelliklerinden, haydi daha dürüst olalım, cilasından zaten pek şüphemiz yoktu. Haydi, daha da dürüst olalım, oyunun ambalajı güzel ancak içinden çıkan şey vasat ve kof. Daha önce görmediğimiz, denemediğimiz hiçbir şey yok oyunun içinde. Ha, pardon tek bir şey var: Oyunun ortalarında bir yerde önemli bir karar vermeniz gerekiyor ve bu oyunun sonunu direkt olarak değiştiriyor. Ne? Bunu da mı görmüştük? Eh, iyi o zaman yapacak bir şey yok…
ŞEYTAN KESELİM
Hunted: The Demon’s Forge, bundan iki ay sonra çıkmış olsaydı emin olun notu çok daha düşük olurdu. Birkaç ay sonrasının oyun kalabalığında sesi çok daha cılız çıkardı. Neyse ki yaz kuraklığına denk geldi ve en azından oynayacak bir şeyler arayan oyuncular için tavsiye edilebilir bir hale büründü. Aksi takdirde oyunun pek şansı olmazdı. Eğer bu aralar oynayacak oyun bulamıyorsanız ve özellikle bir arkadaşınızla beraber oynayacak bir şeyler arıyorsanız Hunted’a bir şans verebilirsiniz. Onun dışında söyleyebileceğimiz pek bir şey kalmıyor. Vasatın üzerine çıkamayan, kısa sürede unutulup gidecek bir aksiyon oyunu Hunted: The Demon’s Forge…