Yenilenen dinamikleriyle 3 gün boyunca konuğumuz olan Hyundai i10 ile yaklaşık 500 kilometrelik bir maceraya atıldık. Araçtan neler beklemeniz gerektiğine hep birlikte yakından bakalım.
Otomobil dünyasının pandemi süreciyle çalkalandığı 2020 yılı, ülke fark etmeksizin hemen herkesi zor bir dönemin içerisine sürükledi. Fabrikaların kepenklerini kapattığı bu süreç, kademeli olara “yeni normal” uygulamalarıyla birlikte eski döneme döndürülmeye çalışılıyor. Üretimi Türkiye’de gerçekleştirilen otomobiller arasında yer alan Hyundai i10 da, fiyat artışlarının yanında stok problemlerinin yaşandığı dönemde, kullanıcıların ilgisini çekebilecek modellerden birisi haline geldi. İlk kez Eylül 2019 içerisinde karşımıza çıkarılan 2020 model yıllı i10, geride bıraktığı jenerasyona oranla özellikle belli başlı bölümleriyle hissedilir iyileştirmeleri beraberinde getirdi.
Özellikle tasarım noktasında hiç olmadığı kadar agresif bir karaktere bürünen model, süreç içerisine tanıtılan ve yine üretimi Türkiye’de gerçekleştirilen N-Line paketiyle Dünya Ralli Şampiyonası’nı akıllara getiren çekici bir dinamize bürünüyor. Birlikte 3 gün ve 500 kilometreyi geride bıraktığımız bu test macerasında i10’un hangi noktalarda ileriye gittiğini, hangi noktalarda ise daha iyi olabileceğini görme şansına eriştik.