Tüketim değerleriyle ezber bozan Hyundai IONIQ Hybrid, uzun bir test programının ardından merak edilen tüm detaylarıyla konuğumuz oldu. "Otomobil dünyası şu anda önü alınamaz bir evrilme içerisinde." Bu söz hayatının yarısından fazlasını otomobil dünyasına adamış eski General Motors Genel Müdürü Rob Lutz'a ait. Lutz'un kısa süre önce ön görülerini paylaştığı yazısında altını çizdiği bu evrimin işaret ettiği noktaysa sizin de tahmin edebileceğiniz gibi elektrikli otomobillerden başkası değil. Nicolaus Otto'nun literatüre kazandırdığı içten yanmalı motorun bir asırı aşkındır devam eden hikayesine son noktayı koyması ön görülen bu dönüşüm halihazırda devam ederken, hibrit otomobiller geçiş oyunculuğu görevini üstleniyor. Özellikle Türkiye gibi şarj istasyon ağı konusunda altyapı eksiği olan ülkeler için biçilmiş kaftan olan hibrit modeller elektrikli ve benzinli motorların mükemmel uyumuna sahne oluyor. Peki son dönemlerde sıkça duyduğumuz hibrit modeller sizce çok mu yeni? Toyota'nın 1997 yılında dünyanın ilk seri üretim hibrit otomobili Prius ile sükse yapıp ödüller kazandırdığı bu teknolojinin geçmişi aslında çok gerilere dayanmakta. 1800'lü yılların son dönemlerinde İngiliz bilim insanı James Atkinson'ın kendi adıyla geliştirdiği sistem bugün var olan hibrit otomobillerin temelini oluşturdu. Kısaca özetlemek gerekirse Atkinson sarmalı olarak nitelendirilen bu teknoloji geleneksel motorlardaki piston kolunu iki parçaya bölüyordu. Pistonun hareketi sırasında patlamanın sağlanması için emme supapları daha az açık kalıyor, ateşleme sırasındaysa daha uzun bir süre hesaplanıyordu. Tek safhada iki farklı strok çapını beraberinde getiren bu sistem yakıt tüketirken küçük hacimli bir motor gibi çalışıyor, güç üretimi sırasındaysa büyük hacimli bir motor gibi hareket ediyordu. Atkinson'un tüketim tasarrufuna yeni bir boyut getiren bu planının en büyük eksisiyse güç kaybıydı. Uzun yıllar boyunca tarihin tozlu sayfalarında kalan bu teknoloji Toyota'nın değişken valf zamanlamasıyla hibrit motorlara bugün hayat veriyor. Prius ile başlayan bu süreçte test gözlemlerimi sizlerle paylaşmakta olduğun Hyundai IONIQ'te de işte tam da bu teknoloji yer almakta. Yüzde 40 gibi başarılı bir termal verimlilik puanı bulunan bu motorun güç kaybıysa bugün halen net bir şekilde görülebiliyor. Açığı kapatma göreviyse elektrikli motorun üzerinde. Bu detaylara motor bölümünde devam etmek üzere eğrisiyle doğrusuyla IONIQ'i sizlere anlatmaya başlayalım. [lpg start=2 end=11] AMACA HİZMET EDEN TASARIM 2016 yılından beridir karşımızda duran IONIQ, hibrit, prizle şarj edilebilir hibrit ve tamamen elektrikli olarak üç farklı versiyona sahip. Türkiye'de şimdilik sadece hibrit versiyonuyla kullanıcılarla buluşan araçta özgün ve güncel tasarım parçalarına yer verilmiş. Hyundai i30 ile Hyundai Elantra arasında yer alan aracın tasarımı gayet tatminkar ve dış dünya tarafından dikkat çekici. Tamponda konumlandırılan LED gündüz farlarının bumerang formu ana ışıklandırmalarla birlikte güzel bir uyum sergiliyor. Hyundai IONIQ'in önünden daha çok arka bölümünün karakteri yarattığını söyleyebiliriz ki Hyundai burada entegre bir spoiler kullanmayı tercih etmiş. Lakin bu yapı arka camı tam ortadan ikiye bölmesinden ötürü görüşünüzün sürüş esnasında törpülüyor. Buradaki "açık" ise geri görüş kamerasının tatminkar çözünürlüğüyle bir nebze de olsa kapatılabiliyor. Ön ve arka tamponuna eklenen mavi eklentilerle çevreci yapısının vurgulandığı aracın 0,24'lük sürtünme katsayısına sahip olduğunu belirtmeden geçmeyelim. Tüketime doğrudan olumlu yansıtan bu yapı için jant tasarımlarının bile oldukça farklı olduğunu rahatlıkla görebiliyorsunuz. [lpg start=16 end=19] İKİ İLERİ BİR GERİ Hyundai, IONIQ'i halihazırda sunduğu donanım seviyelerinin en tepelerinden birisi olan Elite Plus ile satışa sunuyor. Bu donanım paketi beraberinde; ısıtma ve soğutma fonksiyonlu elektronik deri koltuklar, adaptif hız sabitleyicisi, kör nokta uyarı sistemi, şerit takip ve uyarı, yokuş kalkış desteği ve otonom acil frenleme gibi önemli destekleri beraberinde getiriyor. Sürüş sırasında en fazla dikkat çekenlerse şerit takip-uyarı, otonom acil fren ve adaptif hız sabitleyicisi oluyor. Bunların tamamının oldukça başarılı bir şekilde çalıştığını söyleyebiliriz. Gözünüz bir anlık dalgınlığa yenildiğinde eğer önde araç fren yapmışsa araç kendi kendine frenleyerek muhtemel bir kazayı önleyebiliyor ki bu özellikle şehir içerisinde fazlasıyla önemli. Adaptif hız sabitleyici de öndeki aracı başarılı bir şekilde takip ederek 0 km/s hıza kadar kendini frenliyor. Kokpitin yapısıyla ilgili bir diğer dikkat çeken şeyse kullanılan materyaller. Çevreci kimliğe birebir şekilde uyacak şekilde Ar-Ge süreci yürütülen araç içindeki yumuşak kapı pervaz panellerinde kullanılan ham maddelerin %25'i şeker kamışından ve volkanik taşlardan imal edilmiş. Malzeme kalitesi olarak sorunsuz olan Hyundai IONIQ Hybrid'in kokpit merkezinde boyutu 8 inç olan bir adet multimedya ekran var. Kullanımı, hızı ve grafikleri hiç fena olmayan bu ekranın hibrit bölümünden, tekerleklere iletilen gücün anlık olarak nereden geldiğini görebiliyorsunuz. Kokpitte en çok dikkatinizi çekense bu koca ekran yerine direksiyon arkasındaki dijital kadran ve sürücü ekranı oluyor. Açıkçası bu bölümle multimedya ekran arasında bir tık daha kalite farkı hissediyorsunuz. Sanki direksiyonun arkası Avrupalı, konsolsa Uzak Doğulu bir marka tarafından üretilmiş gibi hissettiriyor. Bu yüzden multimedyadan daha çok bu ekranla daha çok haşır neşir olmak isteyeceğinizi garanti edebilirim. Sport modunda kırmızıya bürünen, kapatıp açılırken elektrik mavisi grafiğiyle size selam veren bu bölüm üç parçadan oluşuyor. Sol tarafta sürüş dinamik aralığını gösteren hareketli bir kısım var. Hız göstergesinin sağ tarafındaysa çözünürlüğü ve grafikleriyle bizi mest eden diğer ekrana yer verilmiş. Buradan aracın güç akışını takibin yanı sıra tüm elektronik asistanlarını yönetebiliyor ve navigasyona ulaşabiliyorsunuz. İçerideki bu kadar teknolojiye tezat iki noktada var. Bunlardan birincisi elektronik bir el frenin yerine ayak frenin kullanılıyor olması. Eski model araçlardan gördüğümüz bu fren tüm detaylarıyla sizi teknolojinin üst noktalarında hissettiren araçta bir anda geriye götürüyor. İkinci parçaysa sunroof perdesinin elle açılıp kapatılıyor olması. Soğutmalı ve iki kişiye kadar hafızalı koltuğunuzdan kalkıp keyifli bir sürüşün ardından aracınızdan mı çıkmak istiyorsunuz? Durun tavan perdesini elle kapatmayı unuttunuz. Bu arada ayak frenine basmayı da es geçmediniz öyle değil mi? Arka koltuklarına kadar ısıtmalı olan teknolojik bir otomobil hissettiğiniz durum işte tam da bu şekilde. [lpg start=20 end=26] DİZELE MEYDAN OKUYAN TÜKETİM Hyundai IONIQ Hybrid en merak edilen ve belki de en iddialı olduğu noktasıysa tüketim kısmı. Araçla birlikte geçirdiğimiz dört günün sonunda 430 kilometreye yakın yol kat ettik. Bu süreçte İstanbul'un en yoğun trafiği içerisine de girdik ufak çaplı da olsa şehirler arası seyahat de gerçekleştirdik. Normal standartlarda maksimum 120 km/s'lik hızlara erişerek yaptığımız yolculukların ardından elde ettiğimiz karma tüketim değeriyse 5,5 litre oldu. Maksimum 5,7 litreyi gördüğümüz bu değerin yer yer dizel motora yaklaşabildiğine de tanık olduk. Belirtmeden geçmeyelim, eğer çok daha sakin ve trafiği olmayan bir yerde yaşıyorsanız ekranınızda 5 litrelerin bile altında değer görmeniz hiçte zor değil. Fabrika değeri 3,9lt/100km olarak paylaşılan araçta hibrit sisteminin ne kadar başarılı bir şekilde çalıştığına uygulamalı olarak da şahit oluyorsunuz. Peki bu tam olarak nasıl mümkün oluyor? İncelememizin giriş bölümünde de bahsettiğimiz gibi bunun en temel nedeni motorun Atkinson çemberi prensibi üzerine kurulmuş olması. Tamamıyla yakıt tasarrufu ve verimlilik prensibi üzerine kurulu olan 1.6 litre hacimli motorun teknik verilerine baktığımızda 105 beygir güç ve 147 Nm tork ürettiğini görüyoruz. Hyundai'nin 1,6 litrelik diğer benzinli motorlarındaysa bu değer 130 beygirlere kadar yükselebiliyor. Bu ayrımdaki farksa ilk başta bahsettiğimiz yapıdan ötürü. Yani motor hacmi 1,6 litre gibi görünse de çalışma prensibi gereği tüketim 1,2 ile 1,4 litre arasındaki motorlarla eş değer haline geliyor. Buradaki güç kaybınıysa 43 beygir güç üreten elektrik motoru tamamlıyor ve tüketim de bu sayede düşük seviyelerde seyrediyor. [lpg start=12 end=15] SÜRÜŞÜ OYUNA ÇEVİREN HİBRİT DENEYİMİ Hibrit sürüş deneyiminden de bahsetmezsek olmaz tabi. Hyundai IONIQ Hybrid'de 120 km/s hıza kadar elektrik motorundan güç alabiliyorsunuz. 0-40 km/s hız aralıklarındaysa ağırlıklı olarak sadece elektrik motoruyla hareket ediyorsunuz diyebilirim. Bu da dur-kalk trafiklerde sıfıra yakın tüketim ve karbon salınımı demek. Aracın tamamen dolu deposu ve bataryasıyla birlikte 1.000 kilometrenin üzerinde menzil göstermesinin nedeni de doğrudan bu hesaplamalar. İçinizde batarya ya biterse tedirginliği olabilir. Lakin bunu tamamen bir kenara bırakmanızı öneririz. Diğer örneklerinde de gördüğümüz gibi gaz pedalından ayağınızı çektiğiniz andan itibaren batarya süratle dolmaya başlıyor. Tekerleklerin dönüşünden elde edilen bu geri kazanıma frene bastığınız andan itibaren başlayan ikinci kazanım eklenince içinizde bir mutluluk hissi beliriyor. Bu deneyim sürüşü bir anlamda oyuna dönüştürüyor diyebiliriz aslında. Bataryanızı doldurmak için belirli kriterlerde ekonomik sürüşe yöneliyorsunuz ve bunun işe yaradığını görünce istemsizce yüzünüzde tebessüm oluyor. "Eee ben bu ikisini de yapmazsam ne olur derseniz" bu sefer de içten yanmalı motorun bataryaya gönderdiği enerjinin varlığını söylemekten mutluluk duyuyoruz. Yani batarya, beslendiği üç farklı kanalla hep belirli seviyesini koruyor. Batarya ilgili yaşanacak herhangi bir problemin Hyundai'nin 7 yıllık garantisi altında olduğunu da hatırlatmakta fayda var. Hyundai IONIQ, kokpit bölümünde ufak tefek tezatlık yaratan parçaları olsa da felsefesinin gereğini sonuna kadar yansıtmayı başaran bir otomobil. Özellikle Türkiye'deki vergilerden ötürü otomobil fiyatlarının geldiği noktayı düşündüğümüzde, şu aşamada rahatlıkla hibritin dizele göre çok çok daha avantajlı olduğunu söyleyebiliriz. Gerek çevreci kimliği gerekse ekonomik yapısıyla Hyundai IONIQ Hybrid bizim gönül rahatlığıyla size önerebileceğimiz modeller arasındaki yerini alıyor. DETAYLAR Çevreci sürüş Elektrikli sürüş sırasında şehir içerisinde karbon salınımı sıfıra iniyor Karakterli tasarım Özellikle arka bölümdeki yapı Ioniq’i diğer tüm modellerden ayırıyor Her koşulda tasarruf Tüm trafik şartların tüketim değerleri dizel motoru akıllara getiriyor Teknolojik yaşam alanı Ioniq’in multimedya ve sürücü ekranlarının tamamı dijital yapıya sahip Uyumlu birliktelik İçten yanmalı ile elektrik motoru kullanıcı deneyiminde farklılık sağlıyor Memnun eden bagaj hacmi İki kademeli yapının kullanıldığı bagajda 443 litrelik alan mevcut TEKNİK ÖZELLİKLER VE PUANLAMA