Geliştirme süreci 1951’de başlayan ve tamamlandığında dergilere konu olan Studebaker Manta Ray, eşsiz olduğu kadar hareketli bir geçmişe sahip.
Tarihin derinliklerinde kalsa da asla değerini kaybetmeyen hikayeler her zaman dikkat kesilmeye değerdir. Otomobil dünyasında sonuç odaklı olarak podyumlarda gördüğümüz pek çok modelin arkasında ilham verici noktalar var. Bu kimi zaman markalar bazında kimi zamansa kişiler bazında olacak şekilde değişiklik gösterebiliyor. Hikayelerin çıkış noktası değişse de tıpkı şu anda bizi bu satırlarda bir araya getiren ortak payda asla değişmiyor; otomobil tutkusu… İşte bu tutkuyla bir araya gelen Glenn Hire ve Vernon Antoine, tarih sahnesinde bir eşi daha olmayan Studebaker Manta Ray projesini bizlere hediye etti. 50’li yılların başlarında şekillenmeyen başlayan proje bugün hala dünyanın en garip tasarımına sahip otomobillerinden birisi olarak kayıtlardaki yerini korumakta.
Sıkı LOG takipçileri geçtiğimiz yıl içerisinde Amerikan otomobil tarihine damga vurmuş bir tasarımcı için paylaştığımız yazıyı anımsayabilir. Bu isim Harley Earl‘den başkası değil elbette. Zamanının çok ilerisine ait olan bakış açısıyla uzay çağı modasını dört tekerleğe yansıtan Earl, 30‘lu yılların sonlarından başlayıp 70‘lere kadar uzanan döneme ışık tutmayı başarmıştı. General Motors çatısı altında yer alan pek çok önemli marka için ikonik işlere imza atan başarılı tasarımcı, kaçınılmaz şekilde kendisi gibi başkalarına da ilham kaynağı oldu. Glenn Hire ve Vernon Antoine’yi tek paydada buluşturan bu ilham, ufak garajdaki çalışmayla bir araya geldiğinde Manta Ray projesini doğurdu. Kaynaklara baktığımızda aslında bu iki ismin uçak üretimi yapan ve bugün Boeing çatısı altında yer alan North American Aviation Company şirketinde çalıştığını görüyoruz. Şirketin jet uçağı departmanında görev alan ikili, sahibi oldukları 1951 model Studebaker Commander üzerinde karakteristik değişiklikler yapma kararı üzerinden işe başlıyor. Projenin çıkış noktasıysa hayran oldukları Harley Earl’ün hayata geçirdiği Buick Le Sabre modeli olarak kayıtlarda.
Projenin altyapısı oluşturan otomobil konumunda olan Commander, Studebaker markası için döneminin önemli modellerinden birisi olarak biliniyor. Farklı gövde tipleri ve motor seçenekleriyle kullanıcılara sunulan bu otomobilin Manta Ray’e dönüşümü ise bir hayli meşakkatli. İşe ilk olarak kağıt üzerinde başlayan Hire ve Antoine, Le Sabre modeliyle birlikte araca adını veren vatozları da merkeze almayı tercih etmiş. Çizimlerin tamamlanmasının ardından Commander’ın gövdesini tamamen söken ikili, otomobili bambaşka bir boyuta taşıyan yeni gövdeyi 4.000 saati geçen çalışmanın ardından altyapıyla entegre etmeyi başarmış. Tamamı fiberglass alaşımdan üretilen yeni gövde için ikinci aşama ise tampon ve ışıklandırma parçaları olarak belirlenmiş. Bu noktada Lincoln ve Hudson modellerinde kullanılan bazı çıkma parçaların üzerinde işlemeler yapılarak Manta Ray’in tamamlayıcısı olarak entegre edildiğini görebiliyoruz. Aslında bu durum kokpit kısmında da çok farklı değil. Yine Lincoln’den alınan bir direksiyon ve Plymouth üretimi göstergelerin birlikteliğiyle burada da birlikteliğin oluşumu sağlanmış. Kaputunun altındaki sekiz silindirli motorda herhangi bir değişim yapılmayan Manta Ray’in kayıtlardaki orijinal rengiyse metalik altın sarısı olarak karşımıza çıkıyor.
Arkasında ciddi bir işçilik ve emek bırakılarak hayata geçirilen Manta Ray projesinin üretimi ilk adımda çevreleri heyecanlandırmayı başardı. 1953 ve 1954 yılları arasında önemli otomobil dergilerinde hakkında yazılar yazılan bu ikonik otomobil, aynı dönemde özel etkinliklerin sahnelerini süslüyordu. Proje 1954’te Los Angeles’taki gösteriminin ardından yerel bir gazetenin “Eşsiz Yaratıcılık ve Mühendislik” ödülünü de sahiplerine kazandırdı. Dönemin otomobil dünyasında bilinen isimlerinden olan Bob Yeakel tarafından satın alınan ve sınırlı üretim adetleriye satışa sunulması için çalışmaların da gerçekleştirildiği Manta Ray için süreç cevap alınamayan arayışlardan ibaret olarak kaldı ve meraklıları bu aracın bir ikincisini asla göremedi. Süreç içerisinde el değiştiren otomobil, 1959 yılında 3 otomobil karşılığında takas edildi.