Artan arz karşısında yetişemeyen sıfır kilometre araç pazarı, kullanıcıları ikinci el otomobil seçeneklerine yönlendirmeye devam ediyor.
Otomotiv dünyasında uzun süredir devam eden farklı tipteki krizlerin yansımalarını bugün hala yaşıyoruz. Küresel çapta kabul edilen bu dinamikler, arzın yükseldiği pazarlarda daha önce görmediğimiz tabloları karşımıza çıkartıyor. Türkiye için de bu senaryodan bahsetmek hiç zor değil. Bulunabilirlik problemlerinin devam ettiği Türkiye pazarında otomobil adeta karaborsa nesnesi haline geldi. Bayilerde liste fiyatında araç bulabilen kullanıcılar çölde su bulmuşcasına sevinirken, aradığını bulamayanları ise ikinci el ilan sitelerinde aynı otomobiller için 300 bin TL yukarıları gördüğümüz etiketler karşılıyor. Otomobillerin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yatırım nesnesine dönüşmesi de bize son yıllardaki rekor satış rakamlarını gösterme konusunda en belirleyici etmen. Krediye ulaşmanın çok zor olduğu ekonomik ortamda elinde nakit olan tüketicinin erişebildiği herhangi bir otomobile sarıldığına şahit oluyoruz. Bu durum ikinci el otomobil piyasasını da çok ciddi seviyeye getirmiş durumda. Öyle ki paylaşılan son rakamlar, ikinci eldeki artış oranının sıfır kilometreyi katladığını net şekilde ortaya koyuyor
Otomobil fiyatlarının artmaya devam ettiği ve alım gücünün radikal derecede düştüğü ortamda gerçek kullanıcıya erişim de büyük bir soru işareti. Geçtiğimiz günlerde özel bir etkinlik kapsamında sorularımız yanıtlayan Renault Türkiye Genel Müdürü Berk Çağdaş, “Bugün gerçekleştirilen satışların yüzde 40’ının spekülatif amaçla yapıldığını biz çok iyi biliyoruz.” ifadeleriyle içerisinde bulunduğumuz duruma bakış açılarını dile getirmesi dikkat çekti.