Glasgow’da kapılarını açan iklim zirvesinde dünyanın en büyük otomobil üreticilerinin 2040 deklerasyonunda çekimser olması dikkat çekti.
Son birkaç yılda elektrik ve çevre dostu alternatif enerji odaklarının ulaşım dünyasında daha ön planda olmasının ana aktörlerinden birisi şüphesiz iklim değişikliği. 2020 yılında yürürlüğe giren Paris İklim Anlaşması’yla birlikte taraf olan yerel yönetimlerin net politikalarını, emisyon standartlarındaki daralma da desteklemeye devam ediyor. Deniz ve hava taşımacılığına nazaran kara ulaşımında bu dönüşümlerin daha fazla ön planda olduğu bir dönemden geçiyoruz. Otomobil üreticilerinin kısa ve uzun vadeli tüm yatırımlarının merkezinde yer alan dönüşüm süreci, bizleri en köklü isimlerin bile tamamen elektrikli modeller sattığı oluşumlara doğru götürüyor. Bu kapsamda dünyanın her kesiminden ilgili kişilerin bir araya geldiği ve İskoçya’nın başkenti Glasgow’da düzenlenen COP26 İklim Zirvesi kapılarını açtı. Ülke ve üreticilerin iklim krizi konusunda daha hızlı adımlar atmasını içeren deklerasyonların ön plana çıktığı etkinlikte, otomobil dünyasının devleri de yerini aldı. Bugün itibarıyla taslak metinlerini de görmeye başladığımız planlamalara, dünyanın en büyük otomobil üreticilerinin çekimser yaklaşması şüphesiz en dikkat çekenler arasında.
Gerçekleştirilen toplantılar sonrası resmi kaynaklardan paylaşılan detaylara baktığımızda, tüm markalardan en geç 2040’a kadar fosil yakıtlı araç üretimine veda etmesi bekleniyor. Bu beklentinin odağında şekillenen deklerasyon metninin altında dünyanın en büyük iki grubu olan Volkswagen ve Toyota’nın imzasının olmaması hayal kırıklığı yarattı. Bu isimlerle birlikte PSA-FCA gruplarının birleşmesinden doğan Stellantis, BMW, Hyundai-Kia, Honda ve Renault-Nissan gibi diğer önemli aktörlerin de çekimser olması dikkat çekiyor. 2040 yılına kadar fosil yakıtlı araçlara veda etmeyi kabul edenler arasında ise Ford, Jaguar-Land Rover, Mercedes-Benz, General Motors, Volvo ve Çinli BYD Grubu var. Otomobil üreticilerinin dışında filo hizmeti veren Uber gibi markaların da dönüşüme imza atmaları dikkat çekiyor.
İklim zirvesindeki hayal kırıklığı hikayesi sadece otomobil üreticileriyle de sınırlı değil. Çin, Birleşik Devletler, Fransa ve Almanya gibi otomobil üretimi konusunda endüstrinin lideri konumundaki ülkelerin de deklerasyona imza atmaması özellikle belirtilmesi gerekenler arasında. Birleşik Devletler tarafında New York gibi bazı bölgelerle birlikte, Barselona’nın da yerel yönetim olarak imzacı tarafta olması ön planda. 2040’a kadar elektrikli araç yasağı odağında hamleler atacağını açıklaması dikkat çekerken, imza atmayı kabul eden Birleşik Krallık gibi gelişmiş ülkelerin mümkünse bu adımları 2035 yılına kadar hayata geçirmesi bekleniyor. Türkiye’nin de imzacı tarafında olduğu listede; Kanada, Polonya, Hırvatistan ve İsrail de öne çıkanlar arasında. Ekonomik durumu iyi olanların daha geride konumlanan ülkelere fosil yakıt kullanımından vazgeçmesi için yatırım desteği yapması da bu kapsamda hayati derecede önem taşıyor.