Televizyondaki ‘çoğunluğa’ hitap etme kaygısıyla hazırlanan programlardan sıkıldınız mı? Neye göre hazırlandığını bir türlü anlayamadığınız yayın akışları monoton mu geliyor? Bunları düzenleyebilmenin ve hatta daha radikal bir adım atıp kendi TV programınızı yapmak istiyorsanız şu kadarını söyleyelim ki bunların hepsi artık mümkün. Medya dünyasının zaten uzun zamandır etinden sütünden faydalandığı internet mecrası artık televizyon yayıncılığıyla ‘melezlenmeye’ başladı. Yeni sayılabilecek bu yayıncılık tarzı seyircilerine internet mecrasının interaktivite, bilgiye hızlı ulaşım ve çeşitlilik gibi özellikleriyle harmanlanmış TV kalitesinde programlar sunuyor.
‘APTAL KUTUSU’NA AKILLICA UYARLAMA
Yayın akışı ve program türlerine, en fazla yapılan rating anketlerine katılarak etki edebildiğimiz geleneksel televizyonlar, seyircilerin yayından kişisel beklentilerini karşılamakta yetersiz kalıyor demek yanlış olmaz. Bu ‘kişisel beklentiler’ konusunu, program saatlerinin seyircinin günlük yaşantısına göre ayarlanması, farklı kullanıcıların ihtiyaçları ve entelektüel seviyesine bağlı kalitede yayın çeşitliliği şeklinde sıralayabiliriz. İnternet televizyonlarının geleneksel televizyonlarla farklılaştığı en önemli alanlar olarak gösterebileceğimiz bu konular internetin kendine has yetenekleri sayesinde çözülebiliyor. Yani internet televizyonlarını en basit şekilde TV mantığıyla hazırlanan programları internet üzerinden yayınlayan siteler şeklinde özetleyebilmek mümkün.
SEYİRCİ ‘KULLANICI’YA DÖNÜŞÜYOR
İnternet televizyonlarının en önemli artısı yayın akışını belirleyen unsurun seyirci olması. Yani hazırlanan programların belirli bir yayın saati olmaması, izlemek isteyenlerin istediği zaman, istediği programın istediği bölümünü izleyebilmesi, seyirciye klasik televizyon kanallarından farklı olarak ‘kullanıcı’ yetenekleri sunuyor. Ayrıca hepimizin paylaşım sitelerinden alışkın olduğu ‘bu videoya oy ver’ gibi uygulamalar da internet üzerinden yayınlanan programların rating hesaplamasını kalabalık bir kitle üzerinden daha dinamik biçimde yapılmasını sağlıyor. Böylece ‘kullanıcıların’ programların akıbetleri üzerindeki etkisi arttırılmış oluyor.
VİDEO PAYLAŞIM SİTELERİ GİBİ Mİ?
İnternet üzerinden yayın yapan televizyon sitelerini YouTube ve benzeri video paylaşım siteleriyle karıştırmamak gerekiyor. Hazırlanan programların sitenin video arşivine eklenmesiyle işleyen yayın sistemi, paylaşım siteleriyle benzerlik gösterse de bu videolardaki profesyonellik ve sahip oldukları televizyon konsepti, yapılan işleri paylaşım sitelerindeki amatör videolardan açık bir şekilde ayırıyor. Hatta bazı internet televizyonlarında gördüğümüz reklam uygulaması bile klasik TV programlarıyla aynı. Gerçek anlamda stüdyolarda yapılan çekimler, röportajlar ve düzenli yayınlar internet televizyonlarının gerekli gereksiz yüzbinlerce videoyla dolu paylaşım sitelerinden farklı olmasını sağlıyor.
KOLAY YOLDAN PROGRAM YAPIMCILIĞI
İnternetin kişisel kullanım alanlarını düşününce ne kadar özgür bir mecra olduğu apaçık ortadadır. Yıllar içerisinde Deviantart gibi sitelerde yaptığımız sanatasal işleri, myspace, facebook gibi sitelerde inşa etmeye çalıştığımız kimliği ve daha birçok sitede kendimizle alakalı veya alakasız birçok şeyi başka insanlarla paylaştık. İnternet televizyonculuğu sayesinde de sıra kolayca hazırlayabileceğimiz TV tarzındaki programları gene kolay bir şekilde yayınlamaya geldi. Her internet kullanıcısı çok basit düzeyde bilgiler ve ekipmanlarla kendi programlarını hazırlayıp internet üzerinden yayınlayabilir. İşte bunun için birkaç basit tüyo…
IŞIK ve SES
Işık ve ses kaydının kalitesi çekim esnasında en çok dikkat edilmesi gereken noktalar. Ses konusunda dikkat etmemiz gereken başlıca bir konu var, kesinlikle kamera üzerindeki mikrofonu kullanmamak. Yankı oluşmasını ve konuşmacının sesini direk kaydedebilmek için harici mikrofonlar kullanılmalı. Işık ise internette yayınlayacağınız videoların görsel kalitesini etkileyen birincil faktör. İnternet üzerinden yayınlayacağınız videonuz küçük boyutlarda olacağı için kullanılan kameranın kayıt kalitesinden ziyade kullanılan ışık ön plana çıkacaktır. Bu nokta da ise dikkat edilmesi gerekenler ise florasan ışıklardan ve odaların avize ışıklarından kaçınıp kameranın konumu ve setin özelliklerine göre ayrı bir aydınlatma kullanmak gerekmektedir. Bunun için profesyonel ekipmandan ziyade 250 watt’lık halojen lambalar da pekala kullanılabilir. Ancak ‘greenbox’ gibi özel video teknikleri daha kompleks aydınlatma çözümleri gerektirebilir. Sonuç olarak bu iki konuya biraz özen gösterek daha profesyonel kayıtlar elde edebilirsiniz.
VİDEO SÜRESİ
Videoların süresi çok önemli. İnternet izleyicisi maalesef TV izleyicisi kadar sabırlı değil. İnternet kullanıcıları 5 dakikanın üzerindeki videoları uzun buluyor. Bu kadar kısa sürede istenilenin anlatılması için de içeriğin çok iyi ayarlanması gerekiyor. Buradaki başarı ise kurallardan ziyade kişinin editöryel yeteneklerine kalıyor. Konu hakkında görüşlerini aldığımız Televidyon.com kurucularından Serdar Kuzuloğlu, kullanıcı alışkanlıklarının program yapımcılığını zorlaştırdığını belirtiyor. Kuzuloğluna göre kullanıcıların uzun videolardan sıkılıyor olması, konu uzmanı olsanız dahi kısıtlı süre anlatabileceklerinizi engelliyor. Yani kısıtlı süreler dahilinde kullanıcılara birşeyler verebiliyor olmak oldukça güç. Bu noktada yapımcıların kullanıcıları ‘ekran’ başında tutabilmek için çok daha ilgi çekici konular üzerinde yoğunlaşması gerekiyor.
MONTAJ ve KURGU
Montajda kullanılan yazılım da işin kalitesine doğrudan etki eder. İşletim sistemleriyle sunulan ‘MovieMaker’ gibi programlar bu iş için çok da yeterli değil. Avid veya Adobe Premier gibi kurgu programlarının süre veya özellik kısıtlamalı deneme sürümlerini internetten indirip montajlarınızda kullanabilirsiniz. Programların kullanımı da gene internetteki binlerce workshop sitesinden öğrenilebilir.
DEVAMLILIK
İşin yayıncılık kısmını ilgilendiren önemli bir konu ise devamlılık. Bir periyod belirleyip sürekli yayın yapmak yaptığınız işin izleyiciler tarafından daha ciddiye alınmasını sağlar. Ancak bu periyod aralıklarını çok uzun tutmamak lazım. Özellikle teknoloji gibi sürekli yenilenen konularla alakalı programlar yapmak istiyorsanız yayın aralığınız en fazla 2 hafta olmalı. Diğer türlü programınızın gündeme yetişmesi oldukça zor olur. Tabi bu yayın aralığını yakalamanın en büyük ayıracak zaman bulmak. Video başlıbaşına zaman isteyen bir iş ve bunu bir periyotla sürekli hale getirmek ciddi bir çalışma disiplini gerektirir. 15 dakikalık bir video set hazırlığı, çekimi, videoların aktarımı, montajı, uygun formatta kayıdı ve sunuculara yüklenme süresi en iyimser ihtimalde üç buçuk, dört saatte hazırlanabiliyor. Ayrıca buna programın içeriğinin hazırlanması ve çekim planlaması gibi çekim öncesi hazırlıklar da eklenince bu iş için gereken süre günlerle ifade edilebiliyor.
Kaynak: LOG DERGİSİ – Ekim 2008