iPad (2017) incelemesi
ESKİYE DÖNÜŞ
2013 yılında piyasaya sürülmüş iPad Air ile iPad Air 2’nin arasında bir yere oturan iPad (2017), iPad Air ile aynı boyut ölçülerine sahip. iPad Air 2’den ve 9,7 inçlik iPad Pro’dan hem daha kalın hem de daha ağır olan iPad (2017), 7,5 mm kalınlığındayken, iPad Air 2 ve iPad Pro, 6,1 mm kalınlığında. LTE’li versiyonları karşılaştırıldığında yeni iPad, 9,7 inçlik iPad Pro’dan 34 gram daha ağır. Genel görünüş açısından diğer tabletlerden pek bir farkı olmayan iPad (2017), Air modellerinde olduğu gibi yuvarlatılmış kenarlara ve köşelere sahip. Yuvarlatılmış hatları sayesinde eldeyken konforlu bir deneyim sunan tabletin gövdesinde ise daha önceki modellerde olduğu gibi alüminyum kullanılıyor. Tabletin alüminyum gövdesi hem sağlamlık hissi hem de eldeyken iyi bir bir his sağlıyor.
Tabletin ön yüzeyinde FaceTime kamera haricinde Touch ID parmak izi sensörü de yer alıyor. Yeri gelmişken söyleyelim. Touch ID sensörü oldukça hızlı ve sorunsuz çalışıyor. Tabletin arka kısmına baktığımızda ise kamera detayı gözümüze çarpıyor. iPad Pro’da kamera çıkıntısı varken yeni modelde herhangi bir kamera çıkıntısı bulunmuyor. Bu açıdan iPad’in hoşumuza gittiğini araya not düşelim. iPad (2017), Pro özelliklerine destek vermediği için Smart Connector bağlantısı ise ne yazik ki yok. Bu bağlantı olmadığı için tablete mıknatıs yolu yerine Bluetooth’lu klavyeler eşleştirilebiliyor. iPad (2017)’nin hücresel şebeke destekli versiyonunda dikkat çeken bir diğer ayrıntı ise LTE modülü. 9,7 inçlik iPad Pro’da gövdele uyumlu alüminyumdan üretilen bir modül yer alırken, bütçe dostu yeni iPad’de plastik bir modül bulunuyor. Yeni iPad’i iPad Pro’dan ayıran bir diğer fark ise hoparlörde karşımıza çıkıyor. iPad Pro’da 4 adet hoparlör cihazın sol ve sağ kısmına konumlandırılmışken, yeni iPad’de ise sadece alt kısımda iki adet hoparlör bulunuyor. Ses seviyesi iPad Pro’daki kadar güçlü olmasa da ses performansının yeterli olduğunu söyleyelim.
