Polislerin, şüpheli olduğu gerekçesiyle ilgilendiği kişiyle yaşadıkları “Face ID” olayı herkesin aklında aynı soru işaretini bırakıyor: Bu gerçekten mümkün mü?
2017’de iPhone X‘la birlikte tanıtılan Face ID’nin ismi Amerika’daki ilginç bir olayda geçti. Ağustos ayında gerçekleşen olayın Forbes’un haberi sayesinde yeni ortaya çıkması, akıllarda benzer soru işaretlerini bırakıyor. FBI tarafından evine girilen Grant Michalski, elinde çocuk pornografisi bulundurmakla suçlanıyordu. Arama iznine sahip oldukları bilinen polislerin Michalski’nin bilgisayarından sonra iPhone X’unu da aradıkları ortaya çıktı. Cihazdaki Face ID özelliği sayesinde Michalski’den telefonu açmasını isteyen polisler, zanlının polislerin dediklerini yapması üzerine telefona erişebildi. Telefonu da aynı sebepten arayan polislerin her ne kadar görevlerini yaptığı düşünülse de akıllara şöyle bir soru da gelmiyor değil: Polisler bunu gerçekten yapabilir mi?
The Verge’de yayımlanan 2017 tarihli bir habere göre Samsung’un yüz tanıma sistemi kişinin cihazında yasal bir kilit olarak sayılmıyor. Haber için konuşan avukat Jeffrey Welty da parmak izi ve yüz tarama gibi sistemlerin kullanıcıya herhangi bir yasal güvence veremeyeceğini söylüyor. Welty’e göre bir polisin zanlının eline telefonunu verip yüzüne doğrultması, zanlının sahip olduğu bilginin herhangi bir polis zoruyla elde edildiği anlamına gelmiyor. Bu konuyla alakalı ortak görüşse şu anki sistemin, Apple ve Samsung gibi şirketlerin önderlik ettiği tuşsuz girilen parola yöntemlerini de kapsayacak şekilde genişlemesi yönünde.
1Password’un son hizmetiyle parola güvenliğinde yeni dönem