İşlemci soğutma sürecinde lazer kullanmak için testler başladı. Bunun için Sandia Labs ve Maxwell Labs bir araya gelmiş durumda.
Sunucu merkezleri çok yüksek miktarda elektrik harcıyor ve bu elektriğin büyük bölümü soğutma sistemlerine gidiyor. Bu nedenle sunucular için sürekli olarak daha az elektrikle çalışacak verimli soğutma sistemleri geliştirilmeye çalışılıyor. Bu çalışmaların sonuncusu ise lazer temelli ilginç bir sistem oldu. ABD merkezli Sandia Labs, Maxwell Labs ve New Mexico Üniversitesi araştırmacıları, lazer tabanlı görev yapan tamamen yeni bir soğutma teknolojisi üzerinde çalışmaya başladı. Genelde bir şeyleri yakmak, delmek ya da kesmek için kullanılan lazerin soğutma sürecine dahil edilmesi ilk aşamada gerçekten çok garip geliyor. Bu ilginç sürecin arkasında spesifik olarak “galyum arsenit” adı verilen yarı iletken bir malzeme yer alıyor. Yapılan açıklamaya göre bu malzeme, belirli frekanstaki lazer ışınları kullanılarak soğutulabiliyor. Çip/işlemci soğutma sürecinde kullanılabileceği düşünülen bu lazer temelli sistemin, yönlendirilebilir yapıda olduğu belirtiliyor. Bu sayede soğutma doğrudan işlemcideki en sıcak noktaya yönlendirilebiliyor. Bu durum doğal olarak soğutma verimini ciddi oranda artırılabiliyor. Sistemin pratik kullanıma ne zaman gireceği ise henüz bilinmiyor.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Büyük sunucu merkezlerinin ihtiyaç duyduğu elektrik konusunda önemli endişeler bulunuyor. Yapay zeka, özellikle de yeni nesil üretken yapay zeka sistemleri devasa sunucu sistemlerine ihtiyaç duyuyor. Bu sunucu sistemlerini sürekli olarak büyüten firmaların, bu bağlamda elektrik ihtiyaçları da sürekli olarak artıyor. Ancak elektrik üretimi konusunda henüz her şeyi değiştirecek bir devrim yapamadık ve bu yüzden Elon Musk, yapay zeka sistemlerinin ciddi bir elektrik sorunu yaşatacağını düşünüyor ve bunun 2025 yılında kendisini büyük oranda göstereceğini aktarıyor: “Bir sonraki sıkıntı elektrik olacak. Firmalar tüm o çipleri / yapay zeka işlemcilerini çalıştırmak için yeterli elektrik bulamayacaklar. Bence gelecek yıl tüm çipleri çalıştırmak için yeterli elektrik bulamadıklarını göreceksiniz.”
Bu konuda Mark Zuckerberg de farklı düşünmüyor, yapay zeka özelinde bir elektrik endişesi yaşıyor. Zuckerberg, güç sıkıntılarının yapay zeka gelişiminde bir sonraki darboğaz olabileceğini düşünüyor. Daha önce yapay zeka sistemlerini işler kılmak için gereken GPU’lara erişim zorluğu bulunuyordu, gelecekte ise sürekli olarak büyüyen sunucuları çalıştırmak için gereken enerjiyi bulmada ciddi zorluklar olacak gibi görünüyor.
Bu konuda mutlaka yeni adımlar atılması gerekiyor ve farklı çalışmalar yapılıyor. Örneğin Microsoft son dönemde inanılmaz büyük önem verdiği yapay zeka sistemlerinin çalışmasını sağlayan veri merkezlerinin artan enerji ihtiyacını karşılamak adına nükleer enerjiden de yararlanmak istiyor. Riskler ve atık sorununa rağmen diğer enerji üretim kaynaklarına oranla daha temiz olan nükleer enerji konusunda tecrübeli personel arayışına girişen firma, şu aşamada mevcut olanlar değil yeni nesil ufak boyutlu nükleer jeneratörlere odaklanıyor.
Geleceğini büyük oranda yapay zeka üzerine kuran ve bu sistemleri işler tutmak için olan enerji ihtiyacı sürekli olarak artan firma, küresel büyüme için nükleer enerji altyapısının tüm yönlerine yönelik proje girişimlerine liderlik edecek ve özellikle küçük modüler reaktörler (SMR) için gelecek planları hazırlayabilecek kişileri arasına katma konusunda çok istekli görünüyor. Söylendiği kadarıyla Microsoft’un kurucularından olan efsane teknoloji lideri Bill Gates de nükleer enerji konusunda sıcak bakan isimler arasında yer alıyor.