İBB ile İstanbul Barosu’nu karşı karşıya getiren uygulamanın hayata geçirilip geçirilmeyeceği merak ediliyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İSBAK’ın ortak yürüttüğü “Akıllı Şehir İstanbul” projesi kapsamında mayıs ayı içerisinde tanıtım etkinliği düzenlenen iTAKSİ uygulamasının, Uber ve BiTaksi gibi platformlara önemli bir alternatif olacağı konuşuluyordu. Türk mühendisler tarafından geliştirilen yerli yazılım ile hayata geçirilen sistemle ilgili süreç günümüze kadar sorunsuz bir şekilde ilerlerken, önümüzdeki aydan itibaren iTAKSİ sistemi içerisinde hayata geçirileceği söylenen uygulama bir anda işlerin tam tersine dönmesine neden oldu.
Ortaya çıkan gelişmede iTAKSİ uygulaması kapsamına dahil olan taksilerde ağustos ayından itibaren, araç içerisinde ses ve görüntü kaydı alınması için adım atılacağı ve bu duruma pek çok cepheden itiraz geldiği gün yüzüne çıktı. Bununla ilgili İstanbul Barosu‘nun hukuki karşı adım atarak, uygulamanın özel hayatın gizliliği ilkesine ve hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle, yürütmenin durdurulması ve iptali istemiyle dava açtığı söylendi. İlk olarak dört bin taksiye yapılacak ekipman montajıyla başlayacak olan uygulamanın, özel hayatın gizliliğini ihlal ettiğini savunan avukat Uğur Poyraz; “Bir kimsenin sesi ve görüntüsü onun özel hayatı kapsamında olup, kişilik hakları gereğince koruma altındadır. Kanunun açıkça belirttiği üzere bir kimsenin rızası bulunmaksızın özel hayatına yapılan müdahale hukuka aykırıdır. Yapılan müdahale aynı zamanda Türk Ceza Kanunu’nun 134. maddesi uyarınca suç teşkil etmektedir. Yapılacak kayıt neticesinde örneğin, bir kimsenin yaptığı bir telefon konuşmasının kayda alınması, taksi içerisinde paylaşılan herhangi bir kişisel, ticari mahrem bilginin ses ve görüntü kaydına alınması gibi suç teşkil eden eylemler meydana gelebilir. Bu şekilde yapılacak bir kaydın kişiye önceden bildirilmesi zorunludur. Aksi halde kayıt yapılması hukuka aykırı hale gelecektir. Bu amaçla telefondaki uygulamada ve taksilerde bu bilgilendirmenin yer alacağı görünür metinler bulunmalı, bunun yanı sıra şoförler de bu konuda müşteriye bildirimde bulunmalıdır.” açıklamasında bulundu.
Taksilerde kameraların sürekli görüntü ve ses kaydı almasının ölçülü bir uygulama olmadığını savunan Bilişim Uzmanı Avukat Mehmet Ali Köksal ise; “Görüntü ve ses kaydı uygulamasının taksi içerisinde sürekli aktif halde bulunması, kişisel verilerin hukuka uygun şekilde toplanması açısından da büyük bir sorun oluşturmaktadır. Söz konusu verilerin bu şekilde kaydedilmesi 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu uyarınca özel hayatın gizliliğini ihlal ve kişisel verilerin hukuka aykırı olarak kaydedilmesi suçlarına da vücut vermektedir.” diyerek bu durumu engellemek için kaydın panik butonuna basınca başlamasını önerdi. Konuyla ilgili İBB; “16.02.2017 tarihli Emniyet Genel Müdürlüğü genelgesiyle; başta terör olayları olmak üzere, adli olayların araştırılması, delillere ve faillerine ilişkin bilgilere hızla ulaşılması amacıyla, şehir içi yolcu taşımacılığında kullanılan taksi, minibüs ve otobüs cinsi taşıtlarda en az yedi gün süreyle kayıt yapabilen ön dış ve iç kamerayla kayıt cihazının bulundurulması ve aktif halde tutulmaları görevi büyükşehir belediyelerine verilmiştir.” açıklamasını yaparak konunun emniyet kuvvetlerinin bilgisi dahilinde olduğunu belirtti. Hukuki sürece intikal eden sürecin sonunda ne gibi adımların atılacağını önümüzdeki günler gösterecek.