John Wick 3 nihayet ana karakterimizin gerçek kimliğini ve geçmişini ortaya sererek hikayeyi derinleştiriyor.
UYARI!
Devam etmeden önce uyaralım; haberimizin bundan sonraki kısmı dizinin John Wick 3 filmine dair spoiler içermektedir. Okuyacağınız gerçekler izleme keyfinizi kaçırabilir.
Keanu Reeves başrolündeki John Wick 3 nihayet vizyondaki yerini aldı. Spoilersız incelemesinde de bahsettiğimiz gibi film, John Wick’in hikayesini derinleştirecek noktaları beraberinde getiriyordu. O sırada incelemede yazamamıştık, ancak nihayet bu konudan bahsetme vakti geldi. John Wick’in geçmişine, aslında nereden geldiğine, kim olduğuna uzanan yolculukta, üçüncü film bizi aydınlatıyor. 2014’te yayınlanan ilk filmde, karakter karşımıza emekli olmuş bir suikastçı olarak çıkmıştı. Sakin bir evlilik hayatı süren Wick, karısını kaybettikten sonra karısının ona bıraktığı köpekle yalnız kalmıştı. İlk filmde Wick’in silahları kuşanmasına sebep olan şey de bu köpeğin öldürülmesi oldu. Yeni nesil Wick’in kim olduğunu bilmiyor ve Baba Yaga’yı tanımıyordu. Küçük bir hata, büyük sonuçları doğurmuştu.
İkinci filmde oyuna geri dönen Wick’in ödemesi gereken bir borcu bulunuyordu. Tüm bu olaylar sonucu ise Wick kendini Yüce Şura kurallarını çiğnerken bulmuştu. Yüce Şura kurallarına göre kontratı bozulan Wick başında 14 milyon dolarla üçüncü filme giriş yapmıştı.
Continental’de birini öldürdükten sonra John Wick’in kendini bu karmaşadan nasıl kurtaracağını merak ediyordu. Hayli kötü durumda olan Wick’in peşine yetenekli, yeteneksiz her türlü suikastçı düşmüştü çünkü. Başındaki 14 milyon dolar ise diğer kontratı bozulmuş suikastçılara kıyasla fazlasıyla yüksekti. Hal böyle olunca herkes için bol kazançlı bir hedef haline gelmişti.
İkinci filmde kaldığımız yerden başladığımız bu filmde kahramanımız New York kütüphanesinin yolunu tuttu. “Neden, niçin” soruları aklımızda dolanırken karakterimiz Rusça bir kitabın arasına sakladığı eşyaları alarak ve hayli yaratıcı bir dövüş sahnesini geride bırakarak Director‘un (Anjelica Huston) kapısına dayandı. İşte burada gerçek ortaya çıktı.
John Wick olarak izlediğimiz karakterin geçmişi Rus bir çete/aileye dayanıyor. Director John’a Jardani Jovonovich ismiyle hitap ettikten sonra eskiden bu ailenin bir parçası olduğunu açıklıyor. Wick bu aileyi terk etmeden önce bir bilet hakkı kazandığından bahsediyor. Ailenin kuralları sonucu biletini “yakmaya” gelen Wick’e bilet karşılığı yardım edilmesi gerek. Üstelik bu Yüce Şura’ya karşı gelmek anlamına gelse bile. Filmde açık bir şekilde de belirtildiği gibi Director da dahil olmak üzere tüm organizasyonlar Yüce Şura kontrolünde. Öte yandan Director bunu yine de reddedebilirdi. Ancak Wick’le olan bağı biraz daha derin gibi görünüyor.
Wick kendini “Beyaz Rusya’nın oğlu” olarak tanımlıyor. Ancak burada Wick’in kökleri mi gerçekten Beyaz Rusya’ya dayanıyor yoksa Director’un çatısı altında büyüdüğü için mi böyle diyor emin değiliz. Bize sorarsanız ikincisi daha yüksek ihtimal.
Bu bilgiyle beraber Wick’e dair bildiklerimiz de genişliyor. Director’un evinde mutlak bir disiplin olduğu açık. Belli ki ince eleyip sık dokunuyor. Bunun yanı sıra işin Rus mafyası tarafında da hikaye canlanıyor. John Wick o bileti hak etmek için ne yapmış olabilir örneğin? Ya da geçmişte nasıl bir eğitimden geçti de Baba Yaga’ya dönüştü? Bu sorular havada kalmış durumda. Ancak Wick’e yavaş yavaş bir geçmiş verilmesi hikayenin nasıl kendini geliştirdiğini, derinleştiğini ve önümüzdeki kapıları araladığını gösteriyor.
John Wick 3 fragmanı