ÖZGÜRLÜK GETİRME SEVDASI
Fizik kurallarını zorlayan, hatta kimi zaman hiçe sayan Hollywood filmlerini seviyorsanız, Just Cause 3 tam size göre bir oyun demektir. Hareket halindeki helikoptere kancayla tutunup kontrolünü ele geçirmeler, uçurumdan atladığınız arabanın üzerine havadayken çıkıp etrafa mermi kusmalar, wingsuit ile patlamaların arasından, “insanoğlu kuş misali” sözüne nazire yaparcasına süzülmeler ve çok daha fazlası oyunun repertuarında yer alıyor. Tüm bunları da ne var ne yok patlatmak için kullanıyorsunuz. Tamam, oyun takip edilecek bir hikaye barındırmıyor belki ancak bu patlamalara da bir sebep uydurması gerekiyor haliyle. Bunun için de ana karakterimiz Rico’nun, sıla hasreti sonrası memleketine dönmesi ve diktatörlük rejimi ile karşılaşması bahane gösteriliyor.
Bu bahaneye göre Rico, diktatörlüğe ait her yapıyı yok ederse ülkesini temizleyeceğini düşünüyor. Şimdi burada değinmek istediğimiz önemli bir konu var. Just Cause serisi, içeriğinde herhangi bir ciddiyet barındırmıyor olmasına rağmen, anlatım dilinde oturaklı olmaya çalışıyor. Yani Saints Row gibi bir sululuğu yok oyunun. Kulaklıktan gelen ciddi ciddi konuşmalar, tüm o patlamaları mantıklı bir çizgiye oturtmaya çalışmalar… Rico’nun nüktedan cümleleri olmasa bayağı kasıntı bir oyun aslında. Bu durum, içerikle anlatım dilinin çok fena tutarsızlık göstermesine neden oluyor.
Hadi diyelim ki burada bir sorun yok. Yahu madem şehrin kurtuluşu için yok etmenin gerekli olduğuna ciddi ciddi inanmışsın, bu işin yordamı böyle mi olur? Sivil halka dair her şey de dahil direkt bir temizleme operasyonu bu bildiğin. Diktatörün yaptığından daha mı mantıklı yani? Tamam, Just Cause ve mantık aynı cümlede yer almaması gereken şeyler ancak yine de şehri kurtaracağım deyip geriye Hulk enkazı bırakmak işin suyunu çıkarmak oluyor sanki biraz.
KOMPLEKSİ BASİTLEŞTİRMEK
Ancak şalteri indirdiğiniz ve mantık süzgecinin deliklerini kapattığınız anda bunların hiçbirisi umurunuzda olmuyor. Oyun, vadettiği her şeyi mükemmel bir başarıyla yerine getiriyor. Olay sadece patlama efekti veya aksiyon değil. Bunları o kadar akıcı ve kolaylıkla hayata geçiriyorsunuz ki, sonuç tek kişilik dev bir gösteri haline geliyor. Baktığınızda karşınızda topla, tüfekle, tankla, uçakla ve daha aklınıza gelebilecek her şeyle size meydan okuyan bir ordu var ve siz tek başınızasınız. Hem orduyu hem de şehri yok edebiliyor olmak için gerçekten insanüstü yeteneklere ve becerilere sahip olmak gerekiyor.
Ancak Rico bir süper kahraman değil. Sadece ölmesi çok zorlaştırılmış, istediği her noktaya istediği her şekilde ulaşabilen basit(!) bir adam ve bu adamın yapabildiklerini birkaç parmak hareketi ile kontrol etmek inanılmaz zevkli. Kancayla bir binaya tutunup kendinizi çekmek, sürati alıp wingsuit ile gökyüzünde süzülmek, tepenizdeki helikopterin altına bombaları yerleştirmek ve aşağı inerken bazukayla devasa bir köprüyü alaşağı etmek mümkün ve olabildiğince kolay. İşte Just Cause 3’ün başarısının altında yatan en temel formül bu.
Oyunda inanılmaz büyük bir harita bulunuyor. Ne kadar büyük olduğunu anlamak için şunu yapmanızı tavsiye ederiz; oyuna başlayın ve haritaya hiç bakmadan birinci bölgede gönlünüzce dolaşın. Uçun, kaçın, hoplayın, zıplayın. O kocaman alanda istediğiniz gibi at koşturun. Sonrasında haritayı açın ve o ana kadar dolaştığınız alanın ne kadarlık bir yer olduğunu toplamla bir karşılaştırın. Hali hazırda ciddi anlamda vaktinizi alan o bölgenin, büyük resmin küçücük bir parçası olduğunu gördüğünüzde durumu çok iyi anlayacaksınız.
400 kilometre kareye yayılmış bu alan, birbirinden farklı temalarıyla oldukça keyifli bir oynanış zenginliği sağlıyor. Ancak mekansal anlamda sunulan bu çeşitlilik, içerikte aynı şekilde desteklenmediğinden etkisini de çabuk yitiriyor. Zira bir şeyleri patlatmak çok keyifli olsa da, oyun boyunca yaptığınız tek şey bu olacak. Koca bölgeyi yok et, özgürleştir, bir sonraki bölgeye geç ve bu kez de buradaki her şeyi yok et minvalinde ilerliyor oyun. Tamam, hikaye anlamında bir şey beklemiyoruz lakin Just Cause serisinin artık oyuncuya farklı şeyler sunabiliyor olması gerekiyor. Bir yeri yine patlatırsın ama mesela gece vakti gizlice sızarak patlatırsın, hiç yoktan bir değişiklik olur.