Zevkle tükettiğiniz çikolataların elinize ulaşana kadarki macerasından haberiniz var mı? Londra’da bir çikolata fabrikasında çalışan Dom Ramsey, bütün detaylarıyla bu süreci anlatıyor.
Anlattığına göre önce her şey narin bir çiçeğin kakao ağacında bitmesiyle başlıyor. Daha sonra çiçekten türeyen kozalar, tıpkı elma ağacındaki elmalar gibi sarkarak toplanmaları gerektiğinin sinyalini veriyor. Her kozanın içinde yaklaşık 25-40 arası kakao çekirdeğini saran beyaz bir meyve özü bulunuyor. Kozalar toplandıktan sonra çekirdekler de çıkarılıp topluca geniş bir kaba koyularak mayalanmaya çekiliyor. Ramsey, bu mayalanma işleminin çikolatanın bildiğimiz aromaya sahip olması açısından oldukça önemli olduğunu söylüyor. Mayalanma işlemi ardından güneş altında biraz daha bekleyen çikolatalar, yetiştiriciler tarafından çuvallara doldurularak üretime geçirilmek üzere ilgili fabrikalara yollanıyor.
Çuvallarla fabrikalara getirilen çikolatalar, Ramsey ve çalışma arkadaşlarının işi devralmasıyla devam ediyor. İlk önce tek tek en iyi çekirdekler seçilerek araya kaçmış olabilecek taş ve benzeri işe yaramaz maddeler kenara ayrılıyor. Daha sonra seçilen çekirdek bir fırın yardımıyla kavruluyor. Kavrulmuş kahverengi çekirdekler için bir sonraki aşama ise öğütülme aşaması oluyor ki çekirdeklerin görmeye bile tahammül edemeyeceğimiz güzellikteki çikolata halini aldığı kısım bu. 3 gün boyunca bir makine yardımıyla ezilerek öğütülen çekirdekler, makineden gelen ısının da yardımıyla kakao yağının eritilmesi sonrası daha jelimsi bir hal alıyor. Bu esnada çikolataya şekerin yanında tercihe göre süt tozu ve diğer aromalar da ekleniyor. 3. günün sonunda paketlenmeye hazır hale gelen çikolatalar geniş tepsilere dökülerek özel makineler yardımıyla kalıp haline getiriliyor gerekli şekiller verildikten sonra da marketlerdeki yerlerini alıyor. Böylece daha minik bir çiçekken market raflarında kendilerine yer bulan çikolatanın yapılış macerası tamamlanmış oluyor.