Simülasyonlar sağ olsun bugüne dek tırlardan tutun da Boeing 777’e, çöp aracından dünyanın en sıkıcı ulaşım aracı olan trene kadar her şeyi kullandık. Ancak artık daha büyük düşünmenin vakti geldi. Zaman, kendi mekiğimizi kurarak fezaya ulaşma zamanı. “Bir yerlerde inanılmaz bir şey keşfedilmeyi bekliyor.” demişti ünlü Gökbilimci Carl Sagan, en azından dünyanın inanmayı tercih ettiği gerçek buydu. Komik olan ise, 1977 yılında Newsweek dergisi için Sagan’la röportaj yapan Sharon Begley’nin cümlesiydi bu. Sadece Sagan’ın böyle bir cümle kurabileceğine inanan insanlık, “basit” bir gazeteciye bu erdemi yakıştıramamıştı. Devamlı sorgulamayı öğütleyen Sagan’la ilgili bu hikaye fazlasıyla ironik değil mi sizce de? Ama hikayenin sorgulanamaz bir noktası var, gerçekten de bir yerlerde inanılmaz bir şey keşfedilmeyi bekliyor. Ömrü bu büyük keşfi görmeye yetmemiş olan Sagan, neyse ki bu gizemin peşinden koşmayı görev edinmiş binlerce meraklı beyin bıraktı arkasında. Belki sizler de bunlardan birisiniz ancak merakınızı giderecek imkanlara sahip değilsiniz. Ama bu kendi mekiğinizi kuramayacağınız ve karanlık boşlukta süzülemeyeceğiniz anlamına gelmiyor. BİLİNMEYENE YOLCULUK Kerbal Space Program, kalbinde astronomi sevgisi barındıran bünyelere hitap eden bir oyun. Daha azına sahipseniz bu oyundan keyif almanız mümkün değil. Milyonlarca yıldızın parlaklığı ile şenlenmiş karanlık gökyüzüne baktığınızda ne kadar küçük olduğunuzu hissetmiyor ve bu devasa evrenin gizemlerini merak etmiyorsanız, Kerbal Space Program’ın başına oturduğunuzda 5 dakika bile keyifli zaman geçirmeniz mümkün olmayacaktır. İlk olarak bilmeniz gereken şey, bildiğimiz evrenin bir yansımasının Kerbal’de vücut bulduğu. Gezegenlerin telif haklarını mı alamadılar bilemiyoruz ancak, küçük yeşil insansı canlılar olan Kerballerin kendilerine has bir Kerbol sistemleri (Kerbol bildiğimiz Güneş) var. Kerbol etrafında dönen 7 gezegen (Moho, Eve, Kerbin, Duna, Dres, Jool ve Eeloo) ve bu gezegenlerin de etrafında dönen pek çok uydu var. Bizim gezegenimiz ise isminden de anlaşılabileceği üzere Kerbin. Dünya ile birebir aynı özelliklere sahip olan Kerbin üzerinde uzay mekiğimizi inşa ediyor ve sonucu belirsiz yolculuklara yelken açıyoruz. Aslına bakarsanız ilk birkaç saat boyunca gerçekleştireceğimiz yolculuklarının hepsinin sonucu bayağı belirli diyebiliriz: başarısızlık. Çünkü mekiğinizi başarılı bir şekilde atmosferin dışına çıkarıp bir yörüngeye oturtmak hiç de düşündüğünüz kadar kolay bir iş değil. Hele hele ekran görüntülerine bakıp, küçük yeşil tatlı yaratıkları görünce bunun çantada keklik bir oyun olduğunu zannettiyseniz çok büyük hayal kırıklığı yaşayacaksınız. SOLUK MAVİ NOKTA Kerbal Space Program zor, çok zor bir oyun. Mühendislik, matematik, fizik ve gökbilimi gerektiren, bizzat NASA’nın yapımına dahil olduğu bir simülasyon. Yani neyle karşılaşacağınızı önceden bilin ki, sonradan; “vay efendim LOG bize neler etti!” olmasın. Oyundaki ilk mücadeleniz uzay mekiğinizin parçalarını öğrenme üzerine olacak. Yakıt tankı, motorlar, iticiler, ısı engelleyiciler gibi sayısız kritik parçanın görevini ve size nasıl fayda sağlayacağını anlamanız gerekiyor. Bir parçanın hangi amaca hizmet ettiğini öğrendikten sonra ise asıl sorun olan çalışma prensibini çözme kısmı karşınıza çıkıyor. Bu prensipler; “Bu kadar yakıt tankı koyarsam, ulaşmam gereken hızı sağlayabilirim lakin ağırlık bana engel olacaktır” minvalinde basit kuramlardan, elinizde bilimsel hesap makinesiyle Delta-v hesaplamaları arasında boğulmaya kadar değişkenlik gösteriyor. Maalesef ki burada size astronomi ile ilgili bilimsel hesaplamaları anlatamayacağız. Yerimiz olmadığından değil, biz de bilmiyoruz çünkü. Oyunun eğitim kısmı size temel ihtiyaçlarınızı ve daha önce aşina olmadığınız pek çok terimi öğretiyor ancak oyunda “istediğinizi” yapabiliyor hale gelmek için aylarınızı heba etmeniz, bilimsel materyalleri okuyarak bu işin doğasını özümsemeniz gerekiyor. Kerbal Space Program’ın sadece bir oyun olmadığını belki şimdi daha iyi anlamışsınızdır. SONSUZ SESSİZLİK Diyelim ki bir şekilde atmosferden çıkmayı başardınız. Artık önünüzde sınırlarını sizin belirleyeceğiniz kadar çok seçenek bulunuyor. Kerbal’in uydularını ziyaret mi edeceksiniz? Uzay üslerine kenetlenmeye mi çalışacaksınız? Diğer gezegenlere ulaşıp ilk ayak basanlardan mı olmak istiyorsunuz? Bunların hepsini yapma imkanınız var ve hepsini yapabilmek, atmosferden çıkış sürecinden çok daha zorlu mücadeleler barındırıyor içinde. Bir kere ilk olarak yörüngeye oturma mantığını kavramalısınız. Kendiniz yörüngeler belirlemeli ve usta manevralarla bu yörüngelerin içinde kalmalısınız. Bu neden önemli? Çünkü uzayda bir noktadan başka bir noktaya düz bir şekilde ilerleyemezsiniz. Ulaşmak istediğiniz noktaya gidebilmek için çevrenizdeki pek çok gök cisminin çekim kuvvetinden faydalanmalı, kimi zaman çekilerek ve kimi zaman da itilerek bu kuvvetlerden yeni yörüngeler oluşturmalısınız. Geçtiğimiz aylarda bir kuyruklu yıldıza iniş gerçekleştiren Rosetta’nın 2004’de başlayan yolculuğunu, kuyruklu yıldıza gidene kadar kaç kez dünyanın çekim kuvvetinden destek aldığını izlemenizi öneririz . İşte tüm bunlar, sizlerin de planladığınız yolculuklarda zafere ulaşmanızı sağlayacak en kritik noktalar olacak. HOUSTON, BİR PROBLEMİMİZ VAR! Kerbal Space Program işin kaliteli kısmını içeriğine odaklamış bir oyun. Bu nedenle çok başarılı grafikler, harika seslendirmeler filan beklemeyin. Tüm bunlar, gerçekçi olmayı hedeflemiş bir simülasyonun amacına hizmet edecek kadar kaliteliler. Oyunun en başarılı olduğu noktalardan bir diğeri de mod desteği. İlk çıkışını yaklaşık dört sene önce gerçekleştirmiş olduğundan (beta süreci) üzerinde çalışılmış pek çok mod bulunuyor ve bunlar oldukça işinize yarıyor. Daha rahat yörüngeye oturmanızı sağlayan veya otomatik pilot desteği veren modlarla oyun deneyiminizi bir parça rahatlatabilirsiniz. Ancak bu destekleyici ögelere rağmen oyunun zorluğu çok aşağılara inmiyor. Başarısızlık, Kerbal Space Program’daki en muhtemel sonuç. Ancak uzun süren denemelerin ve araştırmaların sonucunda hedeflediğiniz bir yolculuğu gerçekleştirdiğinizde hissettiğiniz başarım duygusu tarif edilemez. Uzay kapsülü kafanızdaki noktaya iniş yaptığında kalabalık bir bilim adamı topluluğu ile alkış fırtınası koparmak geliyor içinizden. Houston ile insanlık adına büyük bir adım üzerine gerçekleştireceğiniz bir konuşmaya en fazla yaklaşabileceğiniz yer tam olarak burası. BU DA NOLAN’A DERS OLSUN Kerbal Space Program’da biraz zaman geçirdikten sonra bir şeyi çok daha iyi anlıyorsunuz. İnanılmaz bir şeyi keşfetmeyi hedeflemiş insanların gerçek hayatta yaptıklarının ne denli kahramanca ve akıl dışı olduğunu görüyorsunuz. Her şeylerini geride bırakarak fezaya yolculuklar gerçekleştiren insanlara saygı duruşunda bulunmak istiyorsunuz. Sonrasında Major Tom ve daha nicelerini gururlandırmak amacıyla, David Bowie kulağınıza Space Oddity’i fısıldarken usul usul atmosfere doğru yükseliyorsunuz… DETAYLAR Gittiğiniz gezegenlerden örnekler alarak araştırılmasını sağlayabiliyorsunuz. Ancak gittiğiniz gibi geri dönmeniz gerektiğini de unutmayın. Uzayın derinliklerinde tamamen size ait bir uzay üssü kurmanız mümkün. Ancak bu büyüklükte bir üssü tek parçada götürme hayaline kapılmayın. Despicable Me’nin Minionlarını andıran Kerballer, oyunun ciddiyetini kıran yegane unsur. Şuna bakıp da böylesi kallavi bir oyunla karşılaşacağınızı kim düşünebilir ki? Oyundaki sandbox modu sayesinde en çılgın uzay mekiği tasarımlarını dahi gerçekleştirebilirsiniz. Yaratıcılığınıza güvenin. PUANLAMA