Vita’nın doktora tezi “konsolda FPS oynanmaz” klişesinden daha büyük bir klişe varsa o da “el konsollarında FPS oynanmaz”dır. Bunu söyleyenler haksız sayılmazlar çünkü bugüne kadar el konsollarına çıkmış adam gibi bir FPS bulunmuyordu. Derken karşımıza Killzone: Mercenary çıktı PlayStation Vita çıktığında herkes gibi çok büyük hayallere kapıldık biz de. Konsol kalitesinde yapımları ellerimizde oynayabilecek, AAA seviyesinde yapımları cebimizde taşıyabilecektik; en azından beklentimiz bu yöndeydi. Dahası, çift analog çubuğu sayesinde adeta FPS oyunları için özel olarak tasarlanmış yapısıyla el konsollarında da FPS oynanabileceğini herkese gösterecekti. Ancak olmadı. Call of Duty: Black Ops Declassified ve Resistance: Burning Skies gibi iki beklentisi yüksek ancak sonucu hüsran denemeler sonrası Vita’nın da FPS türü yapımlar için uygun bir platform olmadığını düşünmeye başlamıştık. Tam da bu nedenle Killzone: Mercenary’i ilk duyduğumuzda çok heyecanlandığımızı söyleyemeyiz. Oyunun başına olabilecek en düşük beklentiyle oturduğumuzdan mı bilmiyoruz ama beklediğimizin çok üzerinde ve düşüncelerimizi tamamen değiştirecek bir yapımla karşılaştık. PARASI NEYSE ALIRIZ Killzone: Mercenary, SCE Cambridge Studio’nun Guerrilla Cambridge ismini almasından sonra ortaya koyduğu ilk oyun konumunda. 2010’dan beri oyun yapmayan ve son oyunları da TV Superstars gibi vasat seviyede bir move oyunu olan bir firma söz konusu olunca yapımın üzerinde oluşan ön yargı bulutları biraz daha artmıştı aslında. Ancak ne olursa olsun bahsettiğimiz oyun bir Killzone’du ve farklı bir şeyler gelebileceğini de az çok tahmin etmek güç değildi. FPS düşmanı bir konsol olan PSP’de dahi Liberation ile oldukça kaliteli bir oyun ortaya koymayı başarmıştı. Ancak Mercenary için sadece kaliteli bir yapım demek kesinlikle haksızlık olur. Karşımızda şu ana dek yapılmış en iyi PS Vita oyunu duruyor. Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki Killzone: Mercenary AAA seviyesinde bir yapım. Yani ilk kez gönül rahatlığı ile PS3’e çıkabilecek kalitede bir oyunun PS Vita için yapılmış olduğunu söyleyebiliyoruz. Daha önce herhangi bir Killzone oyunu oynadıysanız, Mercenary’de ne ile karşılaşacağınızı az çok biliyorsunuz demektir. Tabii bazı değişiklikler dışında. Bu değişikliklerin en başında Helgast ordularına karşı amansız bir mücadele sergileyen ISA tarafında olmamamız gösterilebilir. Oyunun isminden de anlayabileceğiniz üzere parası olanın tarafında olan bir askeri canlandırıyoruz. Bu da “taraf” olmadığımız, aksine parayı veren her iki tarafa da hizmet edebileceğimiz anlamına geliyor. Tam da bu nedenle oldukça ilginç bir senaryosu var oyunun. Yönettiğimiz karakter olan Aaron Danner, oyun boyunca iki taraf arasında devamlı gidip gelen ama her defasında da ayrı bir kazık yiyen bir paralı asker. Son yıllarda kaleme alınmış en kaliteli senaryo olduğunu söylemek mümkün olmasa da, Mercenary’nin, oyunun sonuna kadar merak uyandırmayı başaran ilginç bir hikayesi var. Oyunun sonuna kadar dediğimize bakmayın, zaten 9 bölümden oluşan ve ortalama 5-6 saatlik bir hikayeden bahsediyoruz. Ancak bu sürenin her anının dolu dolu olduğunu ve bir an olsun sıkılmayacağınızı rahatlıkla söyleyebiliriz. Bunda oyunun önceki Killzone yapımlarına göre daha hızlı bir yapısının olmasının da etkisi büyük. PS Vita’ya uygun hale getirilen oynanış dinamikleri, el konsolunun artı ve eksilerine göre yeniden şekillendirilmiş durumda. Çift analog çubuğun gücünü arkasına alan oyun, hedef alma ve ilerleme konusunda oldukça başarılı bir iş ortaya koyuyor. Oyunu oynarken bir el konsolunda nasıl bu kadar rahat nişan alabildiğinizi görünce eminiz siz de çok şaşıracaksınız. Ancak elbette bazı eksiklikleri de hissetmiyor değiliz. Örneğin R2 ve L2 tuşlarının bulunmaması nedeniyle konsollarda alışık olduğumuz bomba atma gibi eylemler, önce silahların arasından seçmek ve ardından atmak gibi biraz daha çetrefilli bir yapıya bürünüyor. Neyse ki bu tip tuş eksikliklerine karşın dokunmatik ekran gibi bir güzelliğe sahip cihazda çok sıkıntı yaşamıyoruz oyunda ilerlerken. Hatta oldukça ilgi çekici bazı sürprizlerin de sizleri beklediğini söyleyebiliriz bu noktada. Killzone: Mercenary ► GİRİŞ ► TEK KİŞİLİK ORDU ► DETAYLAR ► PUANLAMA TEK KİŞİLİK ORDU Killzone: Mercenary’nin isminin hakkını verdiği tek nokta paralı asker olmamız değil. Oyunun her noktasından para ile ilgili bir şey fışkırıyor. Senaryoda ilerledikçe durdurulamaz bir asker haline gelebiliyorsunuz ancak bunun için mevcut olan tüm geliştirmeleri yapmanız gerekiyor. Zırhınız, silahlarınız ve daha pek çok araç gereç için sürüsüyle geliştirme bulunuyor ve bunların hepsi için de para gerekiyor. Ancak oyun o kadar cömert ki, çok kısa sürede bir tanka dönüşmeniz işten bile değil. Yaptığınız her eylemin karşılığını alıyorsunuz. Düşmanları kafasından vurmanın da ödülü var, yerdeki bir şarjörü almanın da. Yani oyun boyunca yaptığınız her eylem size artı olarak geri dönüyor. Kısa sayılabilecek oyun süresi düşünüldüğünde bu tarz bir ödüllendirme sisteminin bulunması mantıklı duruyor. Ancak parayla alabilecekleriniz arasında en ilgi çekici olan ise VAN-Guard System adı verilen yetenekler. Bu yetenekler sayesinde daha gizli saldırılar gerçekleştirebiliyor, bilgisayar kontrollü füzeleri düşmanlarınızın üzerine yollayabiliyorsunuz. Oyunda buna benzer sekiz yetenek bulunuyor ve geliştirmelerle birleştiklerinde özellikle oyunun sonlarına doğru tam bir durdurulamaz savaş makinesi haline geliyorsunuz. DEMEK Kİ OLUYORMUŞ Bir oyuna PS Vita’da bugüne dek çıkmış en iyi yapım payesini veriyorsak her anlamda bunun altını doldurmamız gerekir. Vita’nın çıkışından bu yana ortaya koyduğu en önemli argümanı, PS3 seviyesinde grafikleri ellerimizin arasında bize sunacağıydı. Bugüne dek Uncharted: Golden Abyss dışında bu sözün altından kalkabilen çok yapım göremedik. Ancak Killzone: Mercenary, grafiksel anlamda bugüne dek beklediğimiz performansı sonunda almamızı sağlıyor. El konsollarında yer alan FPS oyunları genellikle koridorlardan oluşan haritalarıyla oldukça basmakalıp bir yapıda olurdu. Mercenary ise geniş oyun alanları ile burada da farkını ortaya koyuyor. Özellikle detaylara gösterilen özen şapka çıkarılacak seviyede. Elbette oldukça küçük bir ekranda olması bu etkileyiciliği biraz düşürüyor ve bazı animasyon hataları da yok değil ancak bu Killzone: Mercenary’nin müthiş bir görselliğe sahip olduğunu gerçeğini asla değiştirmiyor. Seslendirme konusunda ise tıpkı Killzone 3’te olduğu gibi tamamen Türkçe bir seslendirme ile karşılaşıyoruz. Kalitesi onun biraz daha altında olsa da yine de tatmin edici. Bir el konsolunda Türkçe seslendirmeye sahip oyun oynamak gerçekten keyifliymiş. VITA’LARINIZI HAZIRLAYIN Bir PS Vita oyunu için tıpkı PS3’e çıkmış büyük bütçeli yapımlara kullanacağımız tarzda cümleler kurmak uzun zamandır hayalimizdi. Killzone: Mercenary ile bu hayalimizi gerçekleştirmiş olmaktan son derece memnunuz. Hem PS Vita’nın gerçek gücünü görmek hem de el konsollarında oldukça keyifli bir şekilde FPS tarzı oyunlar oynanabildiğini deneyimlemek için Killzone: Mercenary’e bir şans vermelisiniz. Killzone: Mercenary ► GİRİŞ ► TEK KİŞİLİK ORDU ► DETAYLAR ► PUANLAMA Kurgusunu başarılı bulduğumuz oyunda kimin düşman kimin dost olduğunu en sona kadar tam olarak anlayamıyorsunuz. Bıçaklama gibi eylemleri dokunmatik ekran ile gerçekleştiriyor olmamız son derece keyifli olmuş. Düşmanların yapay zekası Killzone’dan beklediğimiz düzeyde. Bizi avlamak için ellerinden geleni yapıyorlar. Killzone: Mercenary, PS Vita’da alışık olmadığımız kadar geniş oyun alanlarına sahip. Kaybolmamaya dikkat edin Killzone: Mercenary ► GİRİŞ ► TEK KİŞİLİK ORDU ► DETAYLAR ► PUANLAMA PUANLAMA OYNANABİLİRLİK -8PUAN- GRAFİK -9PUAN- EĞLENCE -9PUAN- SES – MÜZİK -8PUAN- 8,5 YAPIMCI - DAĞITICI • QUERRILLA CAMBRIDGE • SONY COMPUTER ENTERTAINTMENT PLATFORM • PS VITA Killzone: Mercenary ► GİRİŞ ► TEK KİŞİLİK ORDU ► DETAYLAR ► PUANLAMA