Bu yılın en çok beklenen otomobillerinden birisi olan 2022 Peugeot 308 ile bir araya gelerek yeni silahlarına ilk kez dokunma vakti.
Geçtiğimiz günlerde İstanbul’u etkisi altına alan soğuk hava dalgasına ben de istemsizce yakalandım. Asya’dan Avrupa’ya geçiş sırasında gerçekleştirdiğim vapur seyahatinde gördüğüm bulutlar, biraz sonra yaşanacakların habercisiydi. Adeta ufak bir boğaz turu niteliğinde olan rotada güneşi kaybetmeme rağmen rüzgarın tadını çıkarmamak için bir sebep de yoktu aslında. Vapurun dışında boğazı izlerken bir anda günlük rutinleri, İstanbul’u ve havaları konuşmaya başladığımız yeni bir arkadaş edinmiştim. Üstelik bu arkadaşın doğrudan meteoroloji ile ilgili olması işi daha da ilginç kılmıştı. Bana, yaklaşmakta olan bulut kütlesini işaret ederek “Şu gelenin adını biliyor musun?” diye sordu. “Bulut işte..” demekten başka yapabilecek pek de bir şeyim yoktu. Bana bulutun en az bir tıp kitabını akıllara getirebilecek uzunlukta latince adını söyledi ve ekledi; “Bunu gördüğün zaman yağmurun gerçek olduğunu anlarsın. Şimşek ve yıldırımları da beraberinde getirir…”
Sohbetimizi bitirip seferin sonuna geldiğimizde yolları ayırma vaktimiz de gelmişti. İkimiz de tanıştığımıza memnun bir şekilde yollarımıza koyulduk. Sonraki birkaç yüz metrenin ardından kendi içimde “Bulut işte..” diyerek basite indirgediğimiz ve genellediğimiz bir şeyin daha kendi içerisinde büyük mesajlar barındırdığını düşünmeye başlamıştım. Aslında bu durum günümüz otomobil dünyasıyla da fazlasıyla benzer. Belli başlı gruplar altına dağılan markalara baktığımızda aynı altyapılar üzerine şekillenen modeller karşımıza çıkıyor artık. Bu pek çok kişinin şikayet ettiği bir durum olsa da, güncel dünyanın gerçeklerinden de kaçamıyoruz. Türkiye pazarına Astra ile aynı dönemde giriş yapan 2022 Peugeot 308 için de aynı şeyleri söyleyebiliriz. Sonuçta baktığımızda aynı altyapı dinamikleri üzerine inşa edilmiş otomobiller karşımızda. Peki yeni 308’in Astra’dan farklı olarak bize anlatmak istedikleri neler?
2007 yılından beridir hayatımızda olan 308 rozeti, kendi içerisinde artık üçüncü jenerasyona geçiş yapıyor. Peugeot’nun başarılı hatchback geleneğinin güncel bazdaki iki önemli temsilcisinden biri olarak yola devam eden ürün gamı için yeni nesil, kendisi dışında marka için de dönüşümün simgesi. Peugeot‘nun bir süredir hazırlığı içerisinde olduğu kimlik değişimini ilk kez 308 ile yollarda göreceğiz. Satış noktalarında da biraz daha premium hissiyatı hedefleyen revizyonları getirecek olan bu dönüşümü yepyeni aslan logosunda da hissetmek mümkün. Aslında markanın tarihine ilgili olanlar için yeni logo çok daha yabancı sayılmayabilir. 60’larda kullanılan çizgilerin modernize edilerek günümüzde tekrar hayata döndürüldüğünü söylemek çok da yanlış olmayacak.
Düzenlenen özel bir etkinlik kapsamında ilk kez yan yana gelme şansına eriştiğimiz 308’in genel tasarımı kadar logosuna da bu sebeple ekstra özen göstermek gerekiyordu. Ön bölümde aracın dijital donanımlarını da kapatarak merkezde konumlanan logo, ızgaradaki üç boyutlu zengin tasarımla birlikle kesinlikle etkileyici hissettiriyor. Ön ve arka dışında yanlarda da gördüğümüz yeni aslan için ilginç bir detayı paylaşmadan geçemeyeceğim. Peugeot’nun verdiği donanım listesinde yanlarda konumlandırılan logoları adeta bir opsiyon olarak görüyoruz. Active Prime ve Allure paketlerinde gelmeyen “Yan Gövde PEUGEOT logosu” sadece GT’de standart olarak sunuluyor. Logonun standart olarak görülmediği listeyi bir Fransız otomobilinde görmek “Ah şu Fransızlar…” fikrini ve tatlı bir tebessümü de beraberinde getiriyor. Otomobilin tasarım tarafında dikkat çeken bir yönü de bütünlüğü. Ön taraftaki LED gündüz farlarında gördüğümüz tasarım açısı, yan aynalarda da aynı kesik formda sürdürülüyor. Peugeot tasarımcıları bu iki parça arasında, boşluğu zihinlerde tamamlanan görünmez bir bağ oluşturuyor.
Yeni jenerasyonla birlikte 308 için ebatsal olarak da değişimler bizi bekliyor. 4.367 milimetre uzunluk, 1.852 genişlik, 1.441 yükseklik ve 2.675 milimetre aks mesafesi değerleri teknik tabloda. Bu da önceki nesile göre artırılan ebatlarıyla tasarımı kadar kullanışlılığıyla öne çıkan bir 308’i sokaklarda görecek olmamız demek. 110 milimetre daha uzun ve 20 milimetre daha alçak olan yeni 308’in bu sayede tasarımı daha sportif görünürken aerodinamik performansı da iyileştiriliyor. Açıklanan verilerde aracın 0,28’lik sürtünde katsayısı değerine sahip olduğunu görüyoruz. 412 litrelik bagaj hacmiyle gelen otomobilin bu değeri ise önceki nesile göre hemen hemen aynı seviyede.
VW Golf ile birlikte yeni 308’in Astra ile de sık sık karışılaştırılacak olması kaçınılmaz. Bu senaryoda Astra ile 308’i yan yana koyduğumuz zaman aslında tasarım olarak yollarının biraz ayrı olduğunu görebiliriz. Astra daha sade ve elegant karaktere yönelirken, 308 sportif tarafta çok daha baskın. Bunu şu şekilde de anlatabiliriz. Geçtiğimiz günlerde Ferrari’nin uzun süredir beklenen SUV modeli Purosangue ile tanıştık. Marka tarihinin ilk SUV modeli olarak örtülerinden kurtulan Purosangue için tabloya uzaktan bakınca Lamborghini Urus ile farkı görebiliriz. Lambo cephesi tüm kozlarını gerçek bir SUV yaratmak üzerine kurarken, Ferrari ise yerden yüksek sürüş dinamikleri sunan nispeten bir crossover yönüne gitmeyi tercih ederek karşımıza çıktı. Hatta Ferrari’nin kendi içerisinde bu aracı bir SUV olarak nitelendirmemiş olması da dikkat çekici. 308 ile Astra kıyaslamarının tasarım tarafına böyle bakmak da daha sağlıklı olabilir. Sonuç olarak 308 dışarıdan bakıldığında gözleri üzerine çekme konusunda sınıfının en iddialı otomobillerinden olacak. Kimileri içinse en iddialısı. Yeri gelmişken SW gövde tipinin Türkiye için kısa vadede düşünülmediğini de belirtelim.
Otomobilin kapılarını açıp içeriye girdiğinizde de dışarıdaki sportiflik temasının içeriye güzel şekilde sirayet ettiğine şahit olacaksınız. En baz paketten itibaren sunulan 10 inçlik dijital sürücü ve multimedya panelleri ve konsolun genel şeması oldukça tatmin edici. Yeni 308’in iç yaşam alanını günümüzdeki Peugeot otomobillerinden daha ayrı olduğunu da söyleyebiliriz. Astra’da olduğu gibi fiziksel tuşların her şeye rağmen konumlandırılması güzel. Buradaki fark ise Astra’ya nazaran fiziksel tuşların ön plan yerine alt tarafta daha geri planda tasarlanmış olması. Yeni 308’de malzeme kalitesinin de beklediğimiz gibi bir üst noktaya taşındığını görüyoruz. Kapılardaki saklama gözlerinde bile kaplamalara yer verilmiş. Arka taraftaki yaşam alanı ise segmente göre normal boyutlarda. Diz mesafesi kabul edebilir olsa da baş mesafesi biraz limitte gibi hissettiriyor.
Yeni 308’in kokpitindeki en büyük ayrıştırıcı parça ise markanın i-Toggles adını verdiği yeni dijital panel. Multimedya ekranın altında konumlanan bu bölümü bir anlamda kısayol çubuğu olarak da nitelendirebiliriz. Peugeot tıpkı sürücü ve multimedya panelinde olduğu gibi bu i-Toggles’a da çok çalışmış. Tamamen kişiselleştirilebilen bu panelde; aramalardaki favori kişinizi, en sık kullandığımız harita lokasyonunu, Apple CarPlay’i ve bunun gibi pek çok işleve yer verebiliyorsunuz. Aynı zamanda hafızalı olan i-Toggles’a ikinci kullanıcı eriştiği zamanda, otomatik olarak o kullanıcının özelleştirdiği panel geçişi sağlanabiliyor. Sadece GT donanım paketinde standart olarak gelen bu özellik söz konusu fark yaratmaksa kesinlikle işe yarıyor. Kullanıcı deneyiminde başka bir boyut diyebiliriz. “Ne kadar gerekli?” sorusunu sorar isek bu biraz tartışmaya açık. Her şeye rağmen Peugeot ekibinin böyle bir yenilik ve fark yaratmak için gerçekleştirdiği çalışma sonrası ortaya koyduğu ürün kesinlikle takdir edilmeli.
308’in içerisindeki değişimlerin “garip” detaylar barındırıyor oluşu da aslında yine Fransız otomobillerinin genlerinden alıştığımız bir yaklaşım. Burada ilk dikkat çeken şey direksiyon ve oturma pozisyonu arasındaki zorlayıcılık. Yeni 308 muhtemelen ideal oturma pozisyonunu bulma konusunda en az fazla zaman harcanan otomobillerden birisi. Direksiyonun büyüyen formuyla birlikte konumlandırma yapısıyla bazen sürücü ekranını göremeyebilirsiniz. Bununla birlikte araca inerken ve binerken de nedenini sürekli sorguladığınız bir zorluk söz konusu olabiliyor. Bacaklar, aracı terk ederken direksiyona sık sık temas ediyor.
Her şeyi bitirip yola çıktığınızda da oturuş pozisyonu sonrası direksiyonun alıştığımız modellemelerden daha aşağıda konumlandığını görebilirsiniz. Peugeot’nun fantastik yaklaşımlarından birisi de göstergelerde. 10 inçlik dijital panelinin yerine vites göstergelerini panel dışında konumlandıran marka tasarımcılarının bu yaklaşımlarını merak etmeden durmak biraz zor. Fransa merkezli üreticilerin tarihlerinde çokça gördüğümüz bu garip tercihlerin günümüzde hala devam edişi, başarılı oldukları segmentler kadar hayal güçlerinin de devamlılık göstergesi olabilir.
2022 Peugeot 308 ürün gamında sunulan donanım versiyonlarındaki detaylar şu şekilde;
Active Prime
Elektronik fren gücü dağıtım sistemi (EBFD)
Acil fren yardım sistemi
Çarpışma sonrası Güvenlik Freni
Dinamik Denge Kontrolü (DSC)
Römork Denge Yardımı (TSA)
Elektronik Denge Programı (ESP)
Hill Assist (Yokuşta geri kaymayı önleyici sistem)
Sürücü Dikkat Uyarısı (3. seviye)
Aktif Şerit Takip Sistemi
Cruise Control / Hız Sabitleme ve Sınırlama
Hız Limiti Tanıma ve Önerme
Tam Otomatik Klima
10″ Dijital Ön Gösterge Paneli
Elektrikli El Freni
Anahtarsız Çalıştırma
Arka Park Sensörü
10″ Kapasitif Dokunmatik Ekran, 1 USB Bağlantısı (C Type)
Elektrikli, Isıtmalı, Otomatik Katlanır Yan Aynalar
LED Sinyalli Yan Aynalar
LED ‘Aslan Pençesi’ Arka Stoplar
LED Gündüz Farları (Ön Farların Altında)
16″ Alüminyum alaşımlı jantlar
Allure (Active Prime’a ek olarak)
Akıllı Far Sistemi (Aktif Uzun Far)
Aktif Tam Durdurma Güvenlik Freni
Arka kol dayama
Ambiyans aydınlatması
2. Sıra Havalandırma
Anahtarsız Giriş ve Çalıştırma Sistemi
Ön Park Sensörü
180° Geri Görüş Kamerası & 3 Görüntü Modu
17″ Alüminyum alaşımlı jantlar
GT (Allure’e ek olarak)
Adaptif Cruise Control, Dur & Kalk Fonksiyonlu
Şerit Konumlama Asistanı
Kör Nokta Uyarı Sistemi (75m’ye kadar algılama)
Genişletilmiş Trafik Levhaları Tanıma Sistemi
Geri Manevra Trafik Uyarı Sistemi
GT Logolu, Isıtmalı Deri Kaplı Direksiyon
Alcantara Yarı Deri Kumaş Döşeme, Adamite Yeşili Dikişli Koltuklar
Isıtmalı Ön Koltuklar
Açılır Cam Tavan
3D Ön Gösterge Paneli
i-Toggles
3D Navigasyon sistemi
Özel GT Tasarımı Parlak Krom Ön Izgara
Gövde altı genişleticileri
GT Tasarımı 3D LED Arka Stoplar
MATRIX Full LED Farlar
18″ Alüminyum alaşımlı jantlar
Yeni 308 ürün gamı için motor tarafında Astra’dan farklı olarak sadece tek seçeneği göreceğiz. Şimdilik Türkiye için dizel motor planlaması olmayan ailede ödüllü 1,2 litrelik PureTech üç silindirli motorla yola devam ediliyor. Astra incelemesinde de altını çizdiğim gibi gerek marka gerekse grup için bu motor adeta bir maden niteliğinde. Beklentileri karşılayan performansın yanında istenildiğinde düşük yakıt tüketiminin de yakalanabiliyor olması bu ünitenin uzun süre segmentinde yakaladığı birinciliği açıklıyor. 130 beygir güç ve 230 Nm tork üretmeye devam eden motor, 1.291 kilogramlık toplam ağırlıkla gelen yeni jenerasyonu 9,7 saniyede 0’dan 100’e taşıyor. Erişilebilecek maksimum sürat ise 210 km/s ile limitli. Üçüncü nesil 308’in bir önceki neslin aynı motorlu kombinasyonuna göre 90 kilogram gibi ciddi bir ağırlık handikapı getirdiğini de görüyoruz. Buna karşın 5,8-5,9 litre aralığında değişen bir karma tüketim söz konusu veriliyor. Uzun yol sürüşlerinde olmasa da şehir içi kullanımda nispeten daha yüksek bir ortalama tüketim değeri görmek çok da şaşırtıcı olmayacak.
Rakamların ötesine geçip yol üzerindeki yeteneklere odaklınca, otomobilin en az tasarımı kadar sportif sürüşe biraz daha yaklaşması dikkat çekiyor. EMP2 platformu üzerine geliştirilen yeni 308’de viraj performansının artık daha tatmin edici olduğu hissediliyor. Otomobilin direksiyon tepkileri de genel malzeme kalitesi ve izolasyon kadar iyileşmiş. Elbette bu yetenekleri daha kuvvetli bir motor ile sınamak, doğrudan limitleri görme tarafında da doğru sonuçlar verecektir. Özellikle bozuk yollardaki sürüşlerde önceki nesilde çokça gördüğümüz lastik sesinin kabine sızması da, yeni 308’de Peugeot’nun buraya da daha fazla çalıştığını hissettiriyor.
Gerek dışarıda gerekse içeride belkide Peugeot tarihinin en sportif ve iddialı HB karakterilerinden birini getiren yeni 308 cephesinde bilin bakalım ne eksik? Evet, kulaklarda çınlayan şeylerin GTi olacağına en az bulutların getireceği yağmur kadar eminim. Hot Hatch rekabetinde bizlere 106 ve 205 gibi birçok önemli örneği tattıran Peugeot, yeni nesil 308 için bir GTi planlaması maalesef yapmıyor. Etkinlik kapsamında marka yetkililerini aksi bir şey söylemeleri adına her ne kadar sıkıştırsam da, planlama içerisinde böyle bir çalışma olmadığı bilgisini net şekilde aldığımı üzülerek belirtmek istiyorum.
Otomotiv dünyasında elektrifikasyon odağında yaşanan keskin geçiş, yakın zamanda sınıf bazında SUV’lere yapılan ile aynı tansiyonda. Çok değil son 10 yıllık süreçte kompakt segmentlerin neredeyse tamamına yapılan SUV etkisiyle kullanıcıların yerden yüksek otomobil deneyim beklentilerin cevap veriliyor. Bu durumun uzamında sedan gibi dev bir segmentin gözümüzün önüde varoluş sancıları çektiğini görüyoruz. Renault Megane sonrası en yakın örneklerden birisini de Opel Insignia’nın SUV’ye dönüşüyle yakın zamanda bir kez daha karşımızda olacak.