Markanın ilk hibrit otomobili olarak kayıtlarımıza geçecek Lamborghini Revuelto, Aventador sonrasındaki yeni kral olacak.
“O gün, bugünmüş…” diyeceğimiz ve takvimlere not düşeceğimiz gelişmelerden birisi şu anda karşımızda duruyor. Süper spor otomobil tarihinin en önemli isimlerinden biri olan Lamborghini’nin bir süredir “LB744” koduyla ipuçlarını verdiği ilk hibrit modeli resmi olarak karşımızda. Aventador sonrasında krallığın tahtına oturmaya hazır olan Lamborghini Revuelto, markasının elektrik çağına ilk adımı niteliği taşımasıyla tarih sahnesinde yer alacak. Lambo’nun 6,5 litrelik V12’den vazgeçmeden yola devam ettirdiği amiral gemisi tercihinde bizleri güçlü bir elektrik kombinasyonu ve verimli rakamlar karşılıyor.
Rakamlar, rakamlar… Yepyeni bir model ve yepyeni bir altyapıyla birlikte, gözlerimiz listede ilk olarak kaçınılmaz şekilde teknik niteliklere geçiş yapıyor. Hibrit altyapıyla gelen Lamborghini Revuelto’da toplamda üç adet elektrik motoruna yer verildiğini görüyoruz. Bir tanesi şanzımanda ve diğerleri ön-arkada konumlanan motorlar yaklaşık 150 beygirlik güç üreterek bu sistemde varlığını sürdürecek. 6,5 litrelik V12’nin (815 beygir) de işin içerisine girmesiyle kombinasyon olarak 1.000 beygirlik bir gücün asfalta yansıtılması söz konusu. Lambo’nun paylaştığı verilere göre Revuelto, 0’dan 100’e hızlanmasını 2,5 saniyede tamamlayabiliyor. 0-200 süresi 7 saniye olan otomobilin erişebileceği maksimum sürat ise 350 km/s olacak. Otomobilde tamamen yeni geliştirilen 8 kademeli çift kavrama şanzımana yer verilmiş olması da önemli detaylar arasında.
Lamborghini mühendisleri bu otomobille birlikte kaçınılmaz şekilde yeni meydan okumalara yelken açmış. Emisyon standartlarının da etkisiyle otomobili verimlilik odağında belirli çerçevelerde tutmak adına Aventador’da da kullanılan motor bloğunda 17 kilogramlık bir hafifleme bu noktada dikkat çekiyor. Lakin tüm bu çalışmalara rağmen elektrik sisteminin de beraberinde getirdiği kaçınılmaz bir yük söz konusu. Şimdilik toplam ağırlığı paylaşılmayan Revuelto için beklentiler 1.750 ile 1.800 kilogram aralığında. Sistemin önemli parçası olan batarya ise 3,8 kWh kapasitesiyle yaklaşık 10 kilometrelik elektrikli sürüşe olanak tanıyor. İçten yanmalı motorun da jeneratör görevi görerek doldurabildiği kompakt paket, bu yöntemle 6 dakikada yüzde 100 seviyesine gelebiliyor. 7 kW’a kadarlık destekle şarj edilebilen ünite, 30 dakikada tamamen dolu hale getirilebiliyor. Aventador Ultimae’deki motora göre yüzde 30 oranında daha az karbon salınımı yapacak olması da bu kombinasyonu, Marka için de tarihe geçecek performans değerleriyle birlikte daha anlamlı kılıyor.