Los Angeles‘ın belirgin sarı tonuyla bilinen yüksek basınçlı sodyum cadde ışıklarının geçen yıl alınan bir kararla yeni açık mavi tonlu LED ışıklarıyla değiştirilmesinin en azından bir endüstri üzerinde çok büyük etkileri olabilir. Şehre yeni bir renk getiren bütün bu LED ışıkları, şehrin kamerada nasıl görüneceğini dramatik bir biçimde değiştirerek, içinde bulunduğumuz dijital film yapımı çağında Los Angeles’a yepyeni bir görünüm kazandıracak gibi görünüyor. No Film School için bu yeni gelişmeyi değerlendiren Dave Kendricken’ın söylediklerine dikkat etmekte yarar var: “Hollywood artık asla eskisi gibi olmayacak.”
Kendricken, bu duruma bir örnek teşkil etmesi açısından sahneleri büyük oranda Los Angeles caddelerinde gece vakti geçen bir film olan 2004 tarihli Collateral‘ı ele alıyor. Filmin yönetmeni Michael Mann, sadece senaryonun işleyişi gereği değil aynı zamanda şehrin gece görünümünün oluşturduğu belirli renk tonlarının oluşturduğu atmosferi ve onların dijital kamerayla filme alındıklarında nasıl görüneceğini de hesaba kattığı için kasıtlı olarak Los Angeles’ı tercih ediyor.
Mann’ın sinemaseverler tarafından yakından bilinen kendine has kent estetiği ve filmlerini dijital olarak çekme eğilimi Los Angeles’ın nostaljik cadde ışıkları yapısıyla pek sık rastlanmayacak bir biçimde bir araya geliyor.
LED ışıklarına geçişin Los Angeles’ın görsel tanımı açısından tarihi bir değişim olduğunu düşünen Kendricken, günün birinde onların kendine has renk yapısını göz önünde bulundurarak sarı ışıkların tarihsel bir değer taşıdığını düşünüp koruma altına alınmaları gerektiğine karar verebileceğimizi ve şehrin yapay ışıklarının böyle bir tartışmaya konu olabileceğini ifade ediyor.
