LG G3 incelemesi

G2’yle birçok pazarda büyük satış başarısına imza atan LG, yeni donanım ve yeni bir arayüzle güçlendirilmiş G3 ile Android cephesini karıştırmaya hazırlanıyor. Rakiplerinin işi bu kez daha zor.

LG, cesur bir adım atarak, QHD olarak geçen 2560×1440 piksel çözünürlük veren ekrana sahip ilk akıllı telefona imza attı. G3’ün 5,5 inç büyüklüğündeki ekranı, 534 ppi piksel yoğunlu değerini sunuyor. Ekran bu haliyle kağıt üzerinde G2’nin ekranından çok daha iyi. Ancak her iki telefonu yan yana koyup baktığınızda ekranlar arasındaki farkın çok da bariz olmadığını görüyorsunuz. Piksel yoğunluğu farkı fotoğraf, video ya da oyunda değil, internet sitesi ve kitap gibi “yazılı” içeriğin yoğun olduğu kullanımlarda fark ediliyor. Her iki ekranın parlaklıkları arasındaki fark da çok yüksek değil. Bunda kullanılan True HD-IPS + LCD panelin aynı olmasının etkisi var.

Ekranla ilgili iki ayrıntı söz konusu. Şayet telefonunuz kullanım esnasında ya da bulunduğu ortamdan ötürü ısındıysa, ekran parlaklığını yüzde 90’ın üzerine çıkaramıyorsunuz. İkinci olarak, ekranın yüksek çözünürlüğü pil tüketimine de ciddi etki ediyor. Yoğun olmayan bir kullanımda G3 bir tam günü ancak tamamlayabiliyor.

LG, G3’ün tasarımında da değişikliğe gitmiş. Uzaktan bakıldığında metalmiş gibi görünen gövde plastikten. Ancak LG kaliteli malzeme kullanarak iyi işçilik çıkarmış. G3’ün arka kapağı çıkabiliyor, bu da pilin değiştirilebilmesini mümkün kılıyor. Kapağın altında G2’de olmayan microSD hafıza kartı yuvası da bulunuyor. Bu yuva 128 GB’a kadar hafıza kartlarını destekliyor. Tasarıma ilişkin dikkat çeken değişikliklerden biri Sihirli Tuş’ta yaşanmış. Telefonun arka yüzündeki tuş, elden geçirilmiş. Dairesel formlu yeni tuşun üst ve altındaki ses tuşlarının üzeri pütürlü tasarlanmış; bu da görmeden, hangi tuşa bastığınızı anlamayı kolaylaştırmış.