LG, G serisiyle yakaladığı başarıyı yeni serisinde devam ettirmeye hazırlanıyor. Çift ekran teknolojisiyle gelen LG V10’un sırrı kameralarında saklı. Akıllı telefon pazarında eğer daimi lider konumunda değilseniz, dengeler çok çabuk değişebiliyor. Özellikle Android cihazların kendi içindeki rekabet, işin iOS ile olan savaşından çok daha çetrefilli. Çok fazla alternatifin bulunduğu bu geniş pazarda ayakta kalmak zaman zaman farklı olmaktan geçse de günümüz trendlerini de iyi tahlil etmek gerekiyor. Rakipleri gibi iddialı çıkışlar yapmasa da LG’nin G serisi ile bu işi kıvırdığını düşünüyoruz. Özellikle G4 modeliyle övgülerimizi toplayan firma bu kısmen sessiz başarısında bu kez günümüz trendleriyle farklılaşmayı bir araya getirdiği yeni cihazı V10 ile karşımızda. KARİZMATİK TASARIM LG V10, merakla beklediğimiz cihazlar sıralamasında kendisine çok hızlı bir şekilde yer bulmuştu. Çift ekranlı olan cihaz, pek çok soruyu beraberinde getirirken, bildirimlerin göründüğü ikinci ekran fikri aslında bize oldukça tanıdık geliyordu. Ancak tüm bu çift ekran detayına inmeden önce telefonun tasarımına değinmekte fayda var. Öncelikle LG V10’un günümüz akıllı cihazları arasındaki incelik ve hafiflik yarışında hiç gözü olmadığını söyleyelim. Hatta aksine, V10 oldukça kaba ve ağır ki bu da cihazın karizmasını körükleyen bir detay olarak karşımıza çıkıyor. 8,6 mm kalınlığındaki V10, 192 gram ağırlığında. Elinize alır almaz sağlam bir his bırakan cihazın, tasarımı da bu sağlamlığa uygun olarak şekillendirilmiş. Paslanmaz çelik kenarlara sahip V10’un çıkarılabilir arka kapağı da plastik malzemeden üretilmiş. Pürüzlü bir arka kapakla gelen V10, kesinlikle elinizden kaymıyor ve sağlam bir kullanım hissi oluşturuyor. Ancak V10 için “şık” kelimesi ne kadar doğru bilemiyoruz; özellikle de LG G4’le karşılaştıktan sonra... Ancak V10’un şık olma gibi bir kaygısı da yok. Daha önce de belirttiğimiz gibi V10’un tasarımı için en doğru kelime kesinlikle “karizmatik”. LG V10’un bu tasarımının aslen içi boş bir makyajlanma olmadığının da altını çizmekte fazda var. Cihazın dayanıklılık için bir sertifikası bulunuyor. Beş farklı renk seçeneği sunan cihazın Uzay Siyahı modelini incelediğimizi de belirtelim. Cihazın tasarımında en çok dikkat çeken nokta ise ana ekranın üstünde yer alan ikinci ekran ve o ikinci ekranın hemen sol tarafında konumlandırılmış iki adet kamera. İlk etapta biraz ekrandan bahsetmemiz gerekirse, cihaz elinize ilk aldığınız anda fazlasıyla büyük görünüyor. Bunda 5,7 inçlik devasa ekranının büyük bir payı var. Ancak cihazı bu kadar büyük gösteren asıl detay, 5,7 inç ekranın üzerine eklenen 2,1 inçlik ikinci ekran. İlk etapta görevleri Samsung Galaxy S6 edge’deki kavisli ekranla aynı gibi görünse de bu ikinci ekran ana ekrandan tamamen bağımsız. Yani görüntü akışını devam ettirmiyor ve kendi başında bir işlev sunuyor. Ancak cihazı daha büyütmemek adına iki adet ön kamerayı hemen yanına yerleştirme tercihini bir eksi olarak gördük. Çünkü o noktada ikinci ekran keskin bir şekilde bitiyor ve bir “tamamlanmamışlık” hissi oluşturuyor. Özellikle ekran kapalıyken bu daha fazla hissediliyor. Keşke ikinci ekran ana ekranın üstünde boydan boya yerleştirilmiş olsaydı diye düşündürmedi değil. Ancak 5,7 inç hatırı sayılır bir büyüklük olduğundan LG’nin ön kameraları konumlandırmak için pek fazla alternatifi olmamış. Cihazın Quad HD çözünürlük sunan ekran tek başına oldukça etkileyici. Özellikle siyahlarda başarılı bir performans sergileyen ekranı rakibi cihazlardan biriyle karşılaştırdığımızda diğer renklerin biraz koyu olduğunu gözlemledik. Ancak özellikle bir karşılaştırma yapmıyorsanız, günlük kullanımda fark edeceğiniz bir detay olmayacaktır. 513 ppi piksel yoğunluk değerine sahip olan ekranın yeterince parlak olduğunu söyleyebiliriz. 2,1 inçlik ikinci ekransa 160x1040 piksel çözünürlük sunuyor. Ancak bu ekranda yapabileceğiniz çok fazla bir şey de yok. Gelin bu ikinci ekranı biraz detaylandıralım. İKİNCİ EKRAN LG’nin ikinci ekran tercihi aslında akla ilk olarak “Gerçekten buna ihtiyaç var mı?” sorusunu getiriyor. Biz cevaplayalım: Hayır, yok. Ancak nasıl şık telefonların dikkat çekici tasarım detaylarına ihtiyacı varsa karizmatik telefonların da havalı özelliklere ihtiyacı var. İşte bu ikinci ekran “havalı özellikler” kısmına giriyor. LG’nin yazının başında bahsettiğimiz farklılaşma anlamında tercih ettiği detay da bu ikinci ekran aslında. Peki ne yapıyor bu ikinci ekran? İlk olarak ana ekran kapalıyken her zaman açık kalarak saat, tarih, pil durumu ve hava durumu gibi detayları sürekli olarak görmenize olanak tanırken bir yandan da bildirimleri gösteriyor. Ekranı kaydırdığınızda ise telefonun sesini ayarlayabiliyor, flaşı, Wi-Fi’ı ya da kamerayı açabiliyorsunuz ki bu kamerayı açma konusu çok ilginç. Çünkü LG hiçbir anı kaçırmak istemeyenler için eklediği son özellikle ses açma-kapama tuşuna iki kere basıldığında kamerayı açabiliyordu. Ayrıca ana ekran kapalıyken ikinci ekranın üstünde istediğiniz herhangi bir yazıyı da imza olarak atayabiliyorsunuz. Açıkçası bizim çok gereksiz bulduğumuz ve hatta ilk kapattığımız özellik bu imza olayı oldu. Ana ekran açıkken ise ikinci ekran bir parça daha hareketleniyor. Son girilen uygulamalar, favori uygulamalar, favori kişiler, müzik çalar ve günlük etkinlikleri gözlemlemek mümkün oluyor. Ancak zaten ana ekran da bu uygulamalara ya da kişilere olabildiğince çabuk ulaşmak için var. Bu sebeple ikinci ekranın tam olarak işlevini gösterebilmesi biraz zor oluyor çünkü ana ekranı açtıktan sonra karşımızda kocaman duran Facebook logosuna tıklamak varken elimiz ekranın üstüne gitmiyor. Tuş kilidini açmadan bunlara ulaşabilmek hoş bir detay olsa da bu defa da kameranın hemen altında yer alan parmak izi okuyucu işleri bozuyor. Zira ekranı açma süresi de en az uygulamaya ikinci ekrandan girme süresi kadar kısa. Yani nereden bakarsak bakalım ikinci ekran sadece “havalı” sıfatını layığıyla yerine getiriyor. Cihazı cebinizden ya da çantanızdan çıkardığınız anda insanlar soru sormaya, ikinci ekranı görüp şaşırmaya başlıyor. Bu açıdan başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Tabii ikinci ekranı tamamen kapatmanız da mümkün ancak özellikle çift ekranlı bir cihaz aldıktan sonra bunu tercih eder misiniz bilemiyoruz. SIRRI KAMERADA LG V10’u havalı kılan tek şey ikinci ekran değil. Kamera özelliklerinin ön plana çıktığı cihaz, zaten bir bakışta bunu gösteriyor. Ana kamera performansına geleceğiz ancak öncelikle şu ikili ön kameranın marifetlerine değinelim. LG selfie işini oldukça ciddiye almış olacak ki kullanıcıları yazılımla veya selfie çubuklarıyla daha fazla uğraştırmak istememiş. Biri 80 derece diğeri 120 derece olmak üzere iki farklı görüş açısı sunan 5 megapiksellik kamerayla grup ve tekil selfie çekimlerini birbirinden tamamen ayırmış. Çekim sırasında selfie’nin grup mu yoksa tek mi olduğunu belirleyebiliyor ve kameralar arasında oldukça hızlı bir şekilde geçiş yapabiliyorsunuz. Grup selfie’lerinde önde duran kişinin diğerlerine nazaran daha kötü çıkması da bu şekilde bir parça engellenmiş. Oldukça başarılı bulduğumuz 120 derecelik ikinci kamera geniş alan konusunda bizi tatmin etti. Ancak ön kamera hala renkleri bir parça soluk çıkarıyor. Bu her ne kadar can sıkıcı bir detay olsa da fotoğrafı çektikten sonra düzenleme kısmından yüzünüze aslında sahip olduğu rengi geri getirebiliyorsunuz zira düzenleme ekranında filtrelerin yanı sıra çeşitli ince ayarlar da mevcut. f/1.8 diyafram aralığına sahip 16 megapiksel çözünürlük sunan arka kamera ise fotoğraf konusunda LG G4 ile aynı özelliklere sahip. LG G4’te bizden tam puan alan kamera, V10’da da aynı başarıyı sürdürüyor. Tıpkı G4’te olduğu gibi RAW formatında da çekim yapabilen arka kamerayı adeta bir fotoğraf makinesi gibi kullanmak mümkün. LG V10’u G4’ten ayıran en önemli fark ise video alanında ortaya çıkıyor. Bu noktada LG, trendleri ne kadar iyi takip ettiğini gösteriyor. Samsung Galaxy S6 edge+'ın kamerasını günümüz trendlerini takip ettiği için överken elbette karşımıza V10 gibi bir cihazın çıkacağınız bilmiyorduk. Son dönemde artan YouTube kullanımıyla, gerek Vlog olsun gerek standart çekimler olsun, amatör yayıncıları kurtaracak iki üç akıllı telefondan biri LG V10 desek yanılmış olmayız. Bugüne kadar pek çok cihaz için “gelişmiş video yeteneklerine sahip” dedik ancak V10 bu cümlenin hakkını tamamen veriyor. 4K çekimler yapabilen V10 çekim kadrajı için farklı farklı seçenekler sunarken gelişmiş manuel moduyla da kendine hayran bırakıyor. Kameranın manuel modunu G4’te de oldukça övmüştük ancak V10 bunu bir seviye daha yukarı taşımış. Alışması biraz zaman alsa da ince ayarlar yapabileceğiniz manuel modda bir de mikrofon kontrolü özelliği eklenmiş. Üç farklı mikrofona sahip olan V10, cihazın önündeki ve arkasında sesleri kaydeden iki mikrofon arasındaki ayarı çekim sırasında yapmanızı mümkün kılıyor. Böylelikle bir görüntü çekerken o görüntüyle ilgili konuşmanız gerektiğinde kendi sesinizi yükseltebilir, sonrasında tekrar görüntünün ses kaydını açabilirsiniz. Ayrıca rüzgar gürültüsü filtresiyle dış çekimleri de daha rahat gerçekleştirebiliyorsunuz. İkinci ekran kamera açıldığında harici bir kontrol paneline dönüşüyor. Çekim modlarını yönetebileceğiniz ikinci ekranda kamera ile video çekimi yaparken yakınlaştırma da yapılabiliyor. Video düzenleme konusunda da pratik özellikler sunan V10’da videolardan kırpmak istediğiniz yerleri rahatlıkla kırpabiliyor, tek dokunuşla hızlandırmak ya da yavaşlatmak istediğiniz anı seçebiliyorsunuz. Ayrıca hazır temalarla eğlenceli videolar hazırlayıp kendi kliplerinizi çekmeniz dahi mümkün. Üstüne bir de Vine benzeri bir arayüzle kısa kısa anlar çekip birleştirebileceğiniz cihazla tek sınırınız hayal gücünüz olabilir. ÇIKARILABİLİR PİL Söz konusu performans olunca LG V10, G4 ile hemen hemen aynı teknik özelliklerle geliyor. Snapdragon 808 işlemcinin yer aldığı cihazın G4’ten en büyük farkı 4 GB RAM ile çalışıyor olması. Bu fark cihazın daha akıcı bir kullanıma sahip olmasını sağlamış. Ancak yoğun testler esnasında cihazdaki ısınmanın G4’ten daha fazla olduğunu da söylemekte fayda var. LG V10 gerek teknik özellikleriyle, gerekse test ettiğimiz uygulamalarla güçlü bir cihaz olduğunu ortaya koyuyor. Yüksek grafik isteyen oyunlarda dahi performansını düşürmeyen cihazda 64 GB hafıza yer alıyor. LG hala tek parça kasa tasarımına geçmiş değil. Ancak bunu bir dezavantaj olarak gördüğümüzü söyleyemeyiz. LG de bunun bir avantaj olduğunu düşünüyor olacak ki pili değiştirmenin şarj süresini beklemekten daha akılcı olduğunu belirtiyor. Ancak bu yanlış anlaşılmasın; 3.000 mAh gücünde bir pille gelen cihaz tabii ki hızlı şarj teknolojisini destekliyor. Pil ömrünün ortalamayı geçemediği V10’da akılcı bir kullanımla günü tamamlamak mümkün. Ancak yüksek parlaklıkta tüm gün oyun, sosyal medya ve görüşme yapacaksanız ikinci pili hazırda tutun deriz. Ayrıca yüksek çözünürlüklü ses teknolojisiyle gelen cihaz, doğru kulaklıkla yüksek performans sunuyor. DETAYLAR LG V10, klasik LG tasarımından şaşmıyor ve ses açma kapama tuşu ile parmak izi okuyucuyu kameranın altına yerleştiriyor. Cihazın önünde biri 80 derece diğeri 120 derece ikili lens bulunuyor. V10 gelişmiş video düzenleme seçenekleri sunuyor. İkinci ekran pek çok uygulamaya hızlı erişim sağlıyor. LG V10'un beş farklı renk seçeneği olsa da Türkiye'de sadece Uzay Siyahı ve Lüks Beyazı modelleri mevcut. Paslanmaz çelik kenarlara sahip cihaz oldukça dayanıklı. TEKNİK ÖZELLİKLER VE PUANLAMA