Hugh Jackman ile özdeşleşen Wolverine geçtiğimiz sene izleyicilere veda etti. Büyük beğeni toplayan bu filme rağmen karaktere dair bilmediğimiz çok fazla şey bulunuyor. Logan‘ın yönetmenliğini üstlenen James Mangold ise Wolverine’in en büyük korkusunun hiç beklediğimiz bir yerden geldiğini düşünüyor.
X-Men‘in en sevilen üyelerinden biri olan Wolverine genel olarak korkusuz tavrıyla aklımızda yer etmiş durumda. Fakat bu imaj Logan ile birlikte kısmen yıkıldı diyebiliriz. Yaşlanan kahramanımız gerekmedikçe maceradan uzak durmayı tercih etmişti. Ta ki X-23 kapısında belirene kadar… Görünen o ki bu hikaye tercihinin arkasında gizli bir neden yatıyormuş. James Mangold bu cesur kahramanın korkularıyla yüzleşmesi gerektiğini düşünüyormuş.
“Logan’ın Hugh Jackman’ın son Wolverine filmi olmasından dolayı cevap verilmesi gereken bir soru vardı: Logan’ın en çok korktuğu şey neydi? Dünyanın sonundan korkmuyor. Aksine kollarını açıp bekleyebilir. Ölümden korkmuyor. Memnuniyetle karşılar. İntikam isteğiyle yanıp tutuşmuyor. Aksine köşesine çekilip yalnız bir hayat sürmeyi tercih eder. Tüm bunları düşünürken fark ettim ki Logan’ın tek korkusu yakınlık kurmak. Bu yüzden onu şimdiye kadar görmediğimiz hassas bir noktaya koymak istedik. Baba olmasını bekleyecek, yardıma ihtiyaç duyacak bir kız onun en büyük korkusuydu.”
James Mangold’un sözleri üzerinde düşününce Wolverine‘in gerçekten gereksiz yakınlıktan kaçınan bir karakter olduğunu fark ediyoruz. Üstelik onun bu düşünce şeklinin başarılı bir veda filmi izlememize vesile olduğunu unutmamak gerekiyor.