MacBook Pro (Touch Bar ve Touch ID) incelemesi

ARZU NESNESİ

İlk kez 2006 yılında tanıtılan ve bu yıl 10’uncu yaşını kutlayan MacBook Pro, bir önceki modelde olduğu gibi alüminyumdan üretilen yekpare bir gövdeyle geliyor. Bu yılki MacBook Pro’da ilk kez iki farklı renk seçeneği bulunuyor. Gümüş renk seçeneği haricinde yeni MacBook Pro’da iPhone, iPad ve MacBook Pro modellerinden aşina olduğumuz uzay grisi rengi de yer alıyor. Bu renk seçeneğiyle ve ekran çerçevelerinin incelmesiyle ayrı bir havaya bürünen bilgisayar 13 inç ve 15 inç olmak üzere iki farklı ekran boyutuna sahip.

13 inçlik MacBook Pro 14,9 mm kalınlığıyla selefinden yüzde 17 daha ince. Yüzde 23 daha az hacim sunan MacBook Pro, 1,37 kg ağırlığında. 15 inçlik modelse 15,5 mm kalınlığıyla selefinden yüzde 14 daha ince ve yüzde 20 daha az hacme sahip. Dizüstü bilgisayarın ağırlığı ise 1,83 kilogram. Apple dizüstü bilgisayarların 25’inci yılı şerefine tanıtılan yeni MacBook Pro’da bir önceki modelden farklı olarak daha büyük Force Touch trackpad yer alıyor. Yaklaşık 2 kat büyüyen bu trackpad tıklama ve hareket için parmaklara daha fazla alan sağlıyor. Trackpad’in daha büyük olması çok parmakla yapılan hareketleri çok daha kolay gerçekletirmeye imkan tanıyor.

Bir öncekine kıyasla çok daha iyi bir deneyim sunan bu trackpad’in hiç şüphesiz piyasadaki en iyi trackpad olduğunu belirtelim.

Dizüstü bilgisayarın klavyesindeki yenilik de göze çarpıyor. İlk kez 12 inçlik MacBook’un klavyesinde kullanılan kelebek tipi mekanizmanın ikinci nesli yeni MacBook Pro’da karşımıza çıkıyor. Daha fazla konfor ve duyarlılık için bilgisayardaki klavyenin tuş yüksekliği artırılmış durumda. İlk etapta klavyeye alışmak biraz zaman alabiliyor. Alışma sürecinin bitmesiyle klavye oldukça rahat bir kullanım deneyimi sağlıyor. Her ne kadar teknik olarak aynı mekanizmayı kullansalar da yeni nesil MacBook Pro klavyesinin MacBook klavyesinden daha başarılı ve konforlu olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Klavyenin sol ve sağ kısmına entegre edilen hoparlörlerde de yeniliğe gidilmiş durumda. Yeni hoparlörler yüzde 58’e kadar daha yüksek sese ve 2,5 kata kadar daha yüksek basa sahip. 12 inçlik MacBook ve iPad Pro’da olduğu gibi yeni MacBook Pro da oldukça yüksek ve kaliteli ses deneyimi yaşatıyor. Gücünü doğrudan sistemden alan stereo hoparlörlerin Netflix üzerinden izlediğimiz filmlerde ve Apple Music üzerinden dinlediğimiz müziklerde bizi oldukça tatmin ettiğini söyleyelim. Bilgisayarın bağlantı noktalarına bakıldığında ikisi sağda ikisi solda olmak üzere dört adet Thunderbolt 3 destekli USB-C bağlantı yer alıyor. USB-C’ye ek olarak MacBook Pro’da standart kulaklık girişi de mevcut. Apple’ın ses konusunda profesyonel kullanıcıları unutmaması sevindirici.

Thunderbolt 3 sayesinde 40 GBs’ye kadar veri aktarımı yapabilen bilgisayarda USB, SD kart ve Ethernet gibi bağlantılar ne yazık ki yer almıyor. Bu bağlantıları kullanmak için ekstra adaptör satın alınması gerekiyor. Örneğin iPhone 7 Plus’ı bilgisayar üzerinden şarj etmek için opsiyonel olarak sunulan USB-C-USB adaptörünü kullandık. 29 TL’ye satılan USB-C-USB adaptörü bilgisayara USB bağlantısını, 189 TL fiyat etiketine sahip olan adaptör ise USB-C, USB ve HDMI bağlantı noktalarını getiriyor. İşin ironik olan kısmı ise iPhone’u şarj etmek için adaptöre ihtiyaç duymanıza rağmen USB-C destekli herhangi bir Android telefonu şarj etmek için herhangi bir adaptör kullanmanız gerekmiyor. Tek yapmanız gereken MacBook Pro adaptörüyle birlikte gelen çift taraflı USB-C kabloyu kullanmak. MagSafe bağlantının tercih edilmediği bilgisayar çift yönlü kullanıma izin veren USB-C bağlantıya destek veriyor ve bilgisayar hem sol hem de sağ taraftan şarj edilebiliyor. MagSafe’e yer verilmemiş olması üzücü; bilgisayarı her şarja taktığınızda “hayat kurtaran” MagSafe’i anmadan yapamıyorsunuz.

Yeri gelmişken belirtelim; bilgisayarla birlikte gelen şarj adaptörünün uç kısmında daha önceki adaptörlerde bulunan LED ışık yer almıyor. LED ışık olmadığı için bilgisayarın şarj olup olmadığı ancak bilgisayara bakarak anlaşılıyor. MacBook Pro’da ekranın arka tarafında yer alan ikonik Apple logosunun da artık ekrandan gelen ışığı yansıtmadığını unutmadan söyleyelim.