Açık dünya oyunlarının kendine has karakteri en yoğun üyesi olan MafIa, serinin üçüncü basamağı ile bizlerle. Ancak biz şimdiden uyaralım çünkü karşımızda serinin karakterini tam olarak anlayamamış bir oyun bulunmakta. Mafia III pek çok şey, lakin bir MafIa oyunu mu? İşte orası muamma Mafia I ve II’nin ne kadar kıymetli oyunlar olduğunu anlatmaya sayfalar yetmez. İnanılmaz atmosferi, şeytanın aklına gelmeyecek detayları ve benim diyen filmden daha iyi yansıtılan mafya dünyası ile gönüllerimizde hep ayrı bir tahta sahip oldu. İşte bu nedenle Mafia III duyurulduğunda kitlesel bir anlık kalp krizi dalgası yaşandı. Fakat bu kriz ilk başta duyulan yoğun sevinçten kaynaklı olsa da, yayınlanan videolar sonrası hayal kırıklığı sebebi daha çok görülmeye başlandı. Zira karşımızdaki şeyin bildiğimiz Mafia ile hiçbir alakası yoktu. Çok daha renkli bir palet, siyahilerin baskın olduğu bir atmosfer, buram buram standart bir “shooter” kokuyordu oyun. Bir “Mafia” tanıtımında görmeyi beklediğimiz hemen her şeyin yok sayıldığı bir gerçeklikle karşı karşıyaydık. Hal böyle olunca da oyuna heyecanlanmamız pek mümkün olmadı. Yani uymaları gereken son derece temel kuralları dahi nasıl ıskalamış olabilirler ki? GERÇEK MAFIA BU DEĞİL! Bir kere; Mafia serisi direkt olarak “mafia” kelimesinden gelir. MAFIA, Sicilya’da muhtemel bir Fransız işgaline karşı kurulmuştur ve ismi; “Morte alle Francia Italia anela” ifadesinden gelmektedir. Yani; “İtalya, Fransa’ya ölüm diye bağırıyor.” Aynı zamanda Cosa Nostra olarak da bilinin bu İtalyan mafyası, Amerika’ya uzandığında da İtalyan-Amerikan bir suç örgütüydü ve Cosa Nostra ismiyle anılmaya da devam etti. İşte Mafia serisi bu insanlara, İtalyan-Amerikan mafyasına, Cosa Nostra’ya odaklanmış bir oyun serisi. Daha isminden niyetini avazı çıktığı kadar da bağırıyor. 1963 yılında yayınlanmış olan FBI raporunda Cosa Nostra’ya bağlı 22 aile gösteriliyor ve bu mafyaların liderlerinden (Don) hiçbiri siyahi değil. Kalkıp da oyuna siyahi bir ana karakter koyarsan, “Black Mob” üzerinden konuyu işlersen ve bir de üstüne oyunun adını Mafia III koyarsan olmaz, olamaz! Eğer 60’ların sonunda oldukça etkin olmuş siyahi mafyaya yönelik bir oyun yapmak istiyorsan elbette yap ama adını Mafia koyma işte, yoksa açılan isyan bayraklarının karşısında duramaz hale gelirsin. Neyse, bizi son derece rahatsız eden bu temel problemi ortaya koyduğumuza göre artık oyun neler veriyor buna bakabiliriz. Karakterimiz Lincoln Clay isimli, Vietnam Savaşı’nda çarpışmış bir yetim. Savaş sonrası kendisini evlatlık edinen siyahi mafyanın yanına dönerek ailesi ile birlikte olmak istiyor. Ancak ailesinin bir çatışma içinde olduğunu görüyor ve rakip mafyalarla durumu diplomasi kullanarak çözmeye çalışıyor. Çözdüğünü sandığı anda da ihanete uğruyor ve kendisini evlat edinmiş ailesinin öldürülmesiyle dünyası başına yıkılıyor. Bunun sonrasında da intikam yemini ederek etrafta ne kadar mafya babası varsa indirmeye ant içiyor ve vurdukça; “Bu babam için!” naraları savuruyor. Klişe durağında inecek var… OYSA HER ŞEY NE GÜZEL BAŞLAMIŞTI İşin en kötüsü de ne biliyor musunuz? Oyun gerçekten de mükemmel başlıyor. Açılış sahnesi ve ilk birkaç saat o kadar iyi ki, neredeyse yılın oyunu ile karşı karşıya olduğunuzu düşünüyorsunuz. Belgesel tadındaki işleyiş, ara sahnelerin kullanım şekli, diyalogların kusursuzluğu derken oyun elinizden tutuyor ve stratosferin ötesine yolculuğa çıkarıyor. Ancak ne zaman ki intikam hikayesi başlıyor ve Lincoln bölge bölge ele geçirme gayretine düşüyor, işte o anda paraşütsüz bir şekilde yere çakılıyorsunuz. Hani standart; “Kızımı kaçırdınız ve ben de şimdi hepinizi öldüreceğim” hikayeli klişe Amerikan filmleri vardır ya, heh işte oyun o minvalde sulara sürükleniyor. John Wick’in köpeğinden kaynaklı beslediği intikam ateşi kadar bile orijinal olamıyor. Olması gerekli mi? Açıkçası pek çok oyun için değil, keyifli bir oynanışla yırtabilirsiniz. Ama diyoruz ya işte, isim Mafia olunca beklentiler de bunların çok daha ötesinde oluyor. DON EZIO AUDITORE Hadi diyelim hikayede çuvalladınız, oynanışta toparlayabiliyor musunuz? Maalesef o da yok. Oyunun görev sistemi adeta oyuncuyla dalga geçiyor. Şehirde farklı bölgelere yayılmış mafya grupları bulunmakta ve göreviniz, her bölgeyi ele geçirerek liderlerini indirmek. Pek çok yerde bu benzetme yapıldı ancak biz de yapmadan edemeyeceğiz; ne kadar da Assassin’s Creed bir Mafia! Assassin’s Creed II’nin size ve ailenize yamuk yapmış isimleri tek tek indirmeye yönelik oyun sisteminden hiçbir farkı yok bunun. Ancak orada sonuca ne kadar farklı değişkenlerle gidiyorduk hatırlıyor musunuz? Yeri geliyor sessizce takip ediyor, yeri geliyor kıyafet değiştiriyor ve yeri geliyor koca binaya baskın düzenliyorduk. Mafia III bunu bile yapamıyor. AC’nin ikinci oyunla birlikte hatalarından arındırılmış sistemini değil, ilk oyundaki ham ve basiretsiz ilerleyişini motto belliyor. X kişisini öldürecek misiniz? Önce X’e ait olan yerlere git, zarar ver, X’in canına tak etsin ve ortaya çıksın. Sonunda da X’i öldür. Sırada Y var, lütfen aynı işlemi tekrar ediniz. Liderlere yönelik olan görevler gerçekten keyifli ancak öncesinde yaptığınız yan görev tadındaki aşamalar o kadar sıkıcı ve o kadar fazla tekrarlanıyor ki ekran başında havale geçiyorsunuz. 20 saatten fazla süren oyunda keyif verebilen 3-4 saat için 15 saate yakın bir süre sıkılmayı göze almanız gerekiyor. İYİYİ BİLE KÖTÜ YAPMAK Tabii ki oyundaki her şey de kötü değil. Özellikle silahlı çatışma ve yakın dövüş mekanikleri oldukça başarılı işlenmiş. Görevleri isterseniz mermi kusarak, isterseniz de tamamen gizli ilerlemeyi tercih ederek tamamlayabildiğiniz için, bu iki sistemin de başarılı olması önemli. Lakin burada da yapay zekanın çim adamdan hallice olması işleri bozuyor. Yani silahın verdiği hissiyat güzel, bitirici hamleler göze hoş geliyor ancak düşman sizi tedirgin edemiyorsa bunun ne önemi var ki? Oyunda bir nokta geliyor ve saklanmanın oldukça gereksiz olduğunu fark ediyorsunuz. Elinde bir mahalleyi rahatlıkla yerle bir edebilecek kadar silah bulunan düşmanların üzerine bodoslama koşarak alt edebildiğinizi anladığınız andan itibaren tüm o çatışmaların güzelliği de ortadan kaybolmuş oluyor. Anlayacağınız, oyun en iyi yaptığı işte dahi çuvallamayı bir şekilde başarıyor. İçerik olarak her şeyi geçelim, grafikler bile beklentilerin çok altında. Yayınlanan güncelleme sonrasında dahi kaplamalar kalitesiz, çökmeler gırla ve optimizasyon rezalet. En yüksek grafik ayarlarında dahi oyun sanki birkaç senelikmiş gibi görünüyor. SOUNDTRACK’İ ALSANIZ KAFİ Tüm oyunda laf söyleyemeyeceğimiz, şapka çıkarmadan duramayacağımız tek kısım müzikler. Bir New Orleans güzellemesi ortaya koyan oyun, müzikleriyle o bölgenin havasını o kadar iyi yansıtıyor ki, bazen sadece kulaklarınızın yaşadığı ziyafet nedeniyle en kötü anlardan bile keyif alabilir hale geliyorsunuz. Ancak yeterli mi? Elbette değil. Mafia III, serinin kalitesine hiç yakışmayan ve ağırlığını kaldıramayan bir oyun olmuş. Serinin fanatiklerine dahi tavsiye etmiyor, sezonun diğer önemli oyunlarına yönelmelerinin daha doğru olacağına inanıyoruz. DETAYLAR Oyundaki çatışmalar ve silahların verdiği tokluk hissi gerçekten başarılı. Ancak yapay zeka çok kötü olduğundan bu çatışmalara girmeyi ne kadar istersiniz orası şüpheli. Araç kullanımı ilk başta biraz değişik gelecektir. Kullanım zorluğu, komutlara aracın verdiği tepkiler bir tık alışılmışın dışında. Ancak altınızda 60’ların arabaları olduğunu unutmayın. Rakip mafyaları indirdikçe, onları size bağlı çalışan üç mafyanın kontrolüne bırakıyorsunuz. Her biri, güçlendikçe oyunda kullanabilmeniz için yeni özellikler kazanmanızı sağlıyor. Böylesi büyük bir şehirde, hele de açık dünya oynanışı benimsenmişken, daha canlı bir hayatla karşılaşmayı bekliyorsunuz. Lakin sizin dışınızda hayat sanki akmıyor. PUANLAMA