3,2,1 “TRACTION”
Kona’nın sürüş dinamiklerine geçmeden önce bu deneyimi doğrudan etkileyen kokpit elemanına da özellikle bir başlık ayırmak istedik. Makyajla birlikte vitesin hemen yanına eklenen sürüş modu seçici kendi içerisinde ikiye ayrılan başlıklarla bizi karşılıyor. Şehir içi kullanımlar düşünülerek Eco, Sport ve Normal gibi seçeneklerin sunulduğu Kona’da, düğmeye bastığınızda arazi sürüşü ve bozuk yollar merkeze alınarak sınıflandırılmış bambaşka bir menü sizi karşılıyor. Traction başlığı altında Kar, Çamur ve Kum gibi farklı zemin tiplerine göre sürüş dinamiklerini optimize eden seçenekler var. Bunlar her ne kadar bir 4×4 verimliliği sunmasa da, maksimum tork ve gücün ön tekerleklere aktarılmasını hissedilir oranda yönetiyor.
Kona ile geçirdiğimiz 3 günlük zaman diliminde hava durumunun karlı olması bizi de “Kar” modu ve diğer seçenekler arasındaki farkları deneyimleme konusunda olumlu bir dinamiğin içerisine soktu. Kona normal eğimdeki karlı zeminlerde yerden yüksekliğinin de getirisiyle kendinden emin şekilde yol alıyor. Kaygan zeminin rampalarla birleştiği noktalarda dahi eğer ivmelenme doğru yapılırsa araç patinaja kalmıyor. Eğimi yüksek noktalarda kalkıştan itibaren tırmanmayı denememizdele birlikte aracın limitlerini de görme şansına erişiyor. Bu noktada güç her ne kadar kademeli olarak aktarılsa da 4×4 kombinasyonu zorunlu hale geliyor. Kona’nın kış lastikleriyle birlikte kaygan zemindeki yol tutuşu ve sürüş dinamikleri kesinlikle geçer not alıyor. Sürüş modlarıyla birlikte dijital sürücü ekranında değişen renk temalarının da çok doyurucu olduğunu belirtmeden edemiyoruz.