Masaüstü hepsibirarada ile hareketleniyor

18 Şubat 2012 20:36

Altı aydır Microsoft Türkiye’de OEM’den sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Çağatay Çopuroğlu, sorumluluk alanını kısaca PC üreticileri olarak tanımlıyor. Görevi ve sorumlu olduğu birim hakkında bilgi veren Çopuroğlu, Türkiye pazarına sunulan PC’lerin OEM lisanslı olarak satılmasından sorumlu. İngilizce “Original Equipment Manufacturers” tanımlamasının kısaltılması olan OEM, “orijinal cihaz üreticileri” olarak nitelendirilebilir. OEM işletim sistemlerinin, kutulu işletim sistemlerinden farkını anlatan Çopuroğlu, OEM işletim sistemlerinin, satın alınan donanıma giydirilerek donanım için optimize edilmiş olduğunu belirtiyor ve sözlerine bu durumun son kullanıcı için avantajlarından bahsederek devam ediyor: “OEM lisanslı bilgisayar satın almanın tüketiciye sağladığı pek çok avantaj var. Bunlardan ilki maliyet avantajı. OEM işletim sistemli cihaz satın almak her zaman kutulu işletim sistemi almaktan daha avantajlı oluyor. Bir diğer önemli avantaj ise OEM işletim sistemlerinin kurulum aşamasında bilgisayar üreticileri tarafından o makine için en uygun hale getiriliyor olması. Böylece pek çok bileşen ve donanım sürücüleri optimize ediliyor ve sistemden en yüksek performansın alınması garanti altına alınıyor. Ama kutu ürünü satın alındığında, kullanıcı bunu kendi kurmak zorunda kalıyor ve optimizasyon yapma konusunda güçlük çekilebiliyor.”

“HEPSİBİRARADA ÖNEM KAZANACAK”
OEM lisansı konusunda PC üreticilerinin Türkiye’deki sıralamasından da bahseden Çopuroğlu, herhangi bir dönemde en çok PC satan üreticinin, o dönemdeki en yüksek OEM lisansı da satan üretici olduğunu söylüyor: “Bu konuda yerli markalar arasında Casper’ın yıllardır istikrarlı bir liderliği var. Toplam pazar ve yabancı markalar olarak baktığımızda HP, Asus, Acer, Toshiba öne çıkan markalar arasında yer alıyor. Geçtiğimiz 3 ayı da notebook ve netbook alanında Samsung lider kapattı; dolayısıyla en çok OEM lisans da Samsung ile beraber satıldı diyebiliriz.” OEM işletim sistemlerinin üzerine kurulu olduğu bilgisayar ile doğup öldüğünü anlatan Çağatay Çopuroğlu’na OEM işletim sistemlerinin satış rakamlarına göre Türkiye’de dizüstü bilgisayar, hepsibirarada bilgisayar ve netbook dağılım oranlarını soruyoruz. Bilgisayarların yaklaşık yüzde 75’inin mobil ürünler (netbook ve notebook), yüzde 25’inin ise sabit ürünler (masaüstü ve hepsibirarada) olarak dağıldığını belirtiyor. Sabit cihazlarda son üç yılda yüzde 35’ten bugünkü oranlara doğru bir gerileme yaşandığından ancak artık bir azalma görmediklerinden bahsederek dönemin en heyecanlı ürünlerinin hepsibirarada ürünlerin olacağını söylüyor: “Notebook-netbook dağılımında da netbooklar pazarın yüzde 10’una kadar çıktı ancak sonrasında bir düşüş trendine girdi. Netbook’lar şu anda pazarın yüzde 6’sı civarında fakat bu oranda bir miktar daha düşüş olacağını ön görüyoruz. Bence önümüzdeki dönemin en heyecanlı ürünleri hepsibirarada ürünler olacak. Bu cihazlar masaüstü segmentine bir hareketlilik getirecek ve dönüştürülebilir dizüstü bilgisayarlar olacak.”

“FARKLI KAMPANYALAR YOLDA”
“Microsoft Türkiye olarak OEM üreticileriyle çok yakın çalışarak yoğun kampanyalar yapmaya, geçmiş dönemlerde olduğu gibi bugün ve yarın da devam edecek.” açıklaması üzerine; Türkiye’deki OEM üreticileri ile gelecek dönemde yeni kampanyalara imza atmayı planlayıp planlamadıklarını sorduğumuzda olumlu bir cevap alıyoruz. Yakın zamanda özellikle ailelerin kullanımına uygun olarak seçilen bilgisayarlarla yapacakları bir kampanya olduğu öğreniyoruz: “Evlerde bilgisayarların kullanım amaçları farklı olabiliyor. Bireylerin birlikte harika vakit geçirmelerine olanak sağlayan, diğer yandan farklı beklentileri karşılayabilme becerisine sahip olan bilgisayarlar yoğun talep görüyor. Biz de bu hedefe en uygun bilgisayarları seçtik. Teknosa ve Bimeks iş birliği ile bu bilgisayarların maliyet avantajı sağlayan kampanyalarla bu mağazalarda satışına başlıyoruz. Aralık ayı başından ocak sonuna kadar sürecek olan bu kampanya, bilgisayar almak isteyen ya da evindeki bilgisayarları yenilemek isteyenler için harika bir fırsat olacak. Bu kampanyalarla asıl amacımız Türkiye’de bilgisayar kullanımının yaygınlaşmasını sağlamak ve bununla birlikte kişisel veri güvenliğini koruma odaklı olarak, bilgisayar satın alanların lisanslı ürünlerle birlikte almasını desteklemek.” Genel bir 2011 değerlendirmesi yapmasını rica ettiğimizde Çopuroğlu, 2011’in çok iyi başladığını ama o kadar da iyi bitmediğini anlatıyor. Yılın ilk çeyreğinde Türkiye ekonomisinin rekor büyüme gördüğünü fakat bu büyümenin takip eden çeyreklerde devam etmediğini belirtiyor. 2011 yılının üçüncü çeyreğinde bilgisayar pazarının, geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 20 daraldığını söylüyor. “Dördüncü çeyrekte de benzer oranda bir küçülme bekliyoruz ancak bu sefer talep değil arz problemleri sebebiyle yaşanacak bu küçülme. Tayland’daki sel felaketi sebebiyle sekteye uğrayan sabit disk tedariki, bilgisayar üretimini tüm dünyada sıkıntıya sokuyor.”

“LİSANSSIZ YAZILIM GÜVENSİZ”
Kendi açılarından, her türlü olumsuzluğa rağmen OEM segmentinde iyi bir büyüme yakalayabildiklerini anlatarak Çopuroğlu, sözlerini, 2012 hedeflerinden bahsederek noktalıyor: “2012 yılına sabit disk tedariğindeki problemlerle başlıyoruz. Bu da ilk çeyrekte işimizi biraz zorlaştıracak. Ondan sonraki dönemler içinse sorun görmüyoruz. Elbette euro bölgesindeki krizin İtalya ve İspanya’dan sonra özellikle İngiltere’ye de sıçraması ciddi bir tehlike. Ben Türkiye’nin ihracat rotasının bu dönemde değişmeye devam etmesi gerektiğini düşünüyorum. Özellikle de dış ticaret açığımızın çok fazla olduğu Asya ülkeleri ile dengeyi yakalamaya gayret göstermeliyiz. Bu durumda bizim ekonomimiz daha az hasarla bu kriz dönemini atlatabilir. 2012 yılında Windows işletim sisteminin yanı sıra Office için de ciddi bir efor sarf edeceğiz. Bu üründeki lisanssız yazılım kullanım oranımız çok yüksek ve burada etkin kampanyalar ve tanıtım yaparak yasal kullanımı özendirmek ve artırmak istiyoruz. Bizim gelişmişlik seviyemizdeki ülkeler arasında lisansız yazılım kullanmaya bağlı olarak yaşanan güvenlik zafiyetine en çok maruz kalan ülke maalesef Türkiye.”

Paylaş