Neyse ki düşmanların bu monoton yapısını kendi birliklerinizin değişkenliği kurtarıyor. Yaş ve genetik sistemi sayesinde yetişen her yeni birlik bambaşka özelliklere sahip olduğundan ezbere hareket etmek çok da kolay olmuyor. Yaş sisteminin oyuna kattığı bir başka ilginç özellik de elinizdeki karakteri duruma göre kullanabiliyor olmanız. Diyelim ki kuvvetinin son demlerini yaşayan bir karakteriniz var ve bundan sonra bir savaş daha görmesi pek mümkün görünmüyor.
Savaş sırasında geleceği düşünerek bu karakteri gençler için feda edebilir ve çoğunluğun hayrına hareket edebilirsiniz.
Bunlar acımasız ama bir yöneten olarak yer yer alınması gereken kararlar. Bir de işin relic (yadigar) kısmı var. Bazı ailelerin sahip olduğu bu relicler savaşlarda kullanıldıkça ve nesilden nesle aktarıldıkça güçlenip daha etkili hale geliyor. Tıpkı Eddard Stark’ın kılıcı Buz veya Randyll Tarly’nin YürekFelaketi gibi… Bu tarz yadigarların savaşlarda getirdiği avantajlar bir yana, ölen bir askerinizin ailenin yeni ferdine bunu aktarıyor olması olayın duygusal boyutuna da katkı sağlayan unsurlardan oluyor.
Massive Chalice, işin strateji kısmını taktiksel kısmından daha iyi kotarıyor. Ancak iki özelliğe de eşit önem veriyor olması sebebiyle topalladığı anlamına geliyor bu. Görsel anlamda da etkileyici olmaktan ve hatta göze hoş gelen estetik bir duruş sergilemekten uzak olması, cazibesini kaybetmesindeki bir diğer etmen haline geliyor. Massive Chalice, Double Fine’ın hemen her oyunu gibi herkese hitap etmeyen ve sadece belli bir grubun ilgisini çekecek bir oyun. Ancak yıllar sonra hatırlanacağını pek zannetmiyoruz.