Mazda CX-5 incelemesi
KODO YOLDA OLMALI
2012 yılında başlayan üretim sürecinde 2017 model yılıyla birlikte ikinci jenerasyonuna kavuşan CX-5, KODO’nun nasıl başarılı bir şekilde evrilebildiğini gözler önüne seriyor. Araçla geçirdiğimiz beş günlük zaman dilimi içerisinde sizlere teknik özellikleri kadar hissettirdiklerinden de bahsetmemiz gerekiyor. Dışarıdan bakıldığında bir köpek balığını andıran ön yapıya sahip olan CX-5’te, LED gündüz farlarının tasarıma kattığı agresiflik etkisi kesinlikle atlanmamalı. Sonuçta bazılarımız sinirlenince daha güzel oluyor öyle değil mi? Arka tarafı ön bölümüne göre nispeten daha sade olan aracın tasarımı, büyüklüğü 19 inç olan jantlarla tamamlanıyor. Burada kullanılan setin tasarım yapısı da fazlasıyla özgün. Ebat olarak baktığımızda toplamda 4.550 milimetre uzunluk, 1.840 milimetre genişlik, 2.700 milimetre aks mesafesi ve 1.690 milimetre yükseklik değerlerine sahip olan aracın bu jenerasyonundaki en büyük artışı 20 milimetre ile yüksekliğinde. CX-5’in görünürde sunduğu yapı bu şekilde. Peki ya hissettirdikleri?
Büyüklerimizin otomobillerle ilgili söylediği “özlü” deyişlerden birisi “En iyi otomobil bindiğin otomobildir.” sözüdür. Bu, herkesin ulaşabildiği otomobili en üst noktaya koyması gerektiğini belirten, temiz duygularla söylenmiş bir sözdür aslında. Mazda CX-5’in içerisine girdiğinizde bu sözü doruklarına kadar yaşıyorsunuz diyebiliriz. Gündelik hayatta otomobillerin içerisinde giderken, bazı modeller için yanımızdakini dürtüp “şuna bak, ne güzel değil mi?” demişliğimiz en az bir kere vardır. CX-5’in içerisinde giderken ise bu duygunun yerini “Aslında onlar bana baksa daha iyi olur.” düşüncesi alıyor. Bu düşüncemizin yanlış olmadığını gün içerisinde bazı kullanıcıların bizzat yanımıza gelerek araçla ilgili bilgi almak ve tasarımıyla ilgili “methiyelerini” duyarken tanık olduk. Tüm bunların ardından şunu belirtmeliyiz ki KODO kesinlikle yolda olmalı!