Uzun süredir devam eden acil çağrı altyapı problemini sonlandırmak isteyen Mazda Türkiye, ertelediği en az dört modeli getirmek için gün sayıyor.
2021’in ikinci yarısında CX-5, CX-50 ve 2 Hybrid modellerinin tanıtımlarıyla gündeme gelen Mazda, yeni dönemde de birçok önemli yeniliğe sahne olmaya hazırlanıyor. Elektrikli modeli MX-30 ile birlikte Avrupa tarafında da ürün gamını genişleten markanın Türkiye operasyonlarında da hararetli bir dönem bizi bekliyor. İçerisinde bulundukları süreci ve geride bıraktığımız 2021’i değerlendiren Mazda Türkiye Satış, Pazarlama ve Satış Sonrası Direktörü Tamer Atsan, markanın yeni dönem stratejileri ile ilgili de bilgiler paylaştı.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Mazda, geleneksel motorlardan verim alma konusunda çalışmalara devam ediyor
Geçtiğimiz yıl çiplerin talebi karşılayamaması ve salgın problemlerine vurgu yapan Atsan; “Sonuç olarak normal şartlarda, dünya toplamına bakıldığında 90-100 milyon adetli otomobil üretimi, 2020’de 77 milyona düşerken, 2021 yılında yüzde 10’luk çok ciddi bir düşüş daha beklenmekte. Tedarik sorunları Türkiye otomobil pazarına yansımasaydı, 737 bin 350 adetlik 2021 yılı satış rakamının yüzde 10-12 kadar daha üzerinde 2021 yılını kapatmak mümkün olacaktı. 2021 yılındaki bu tabloya karşılık, 2022 yılındaysa çip krizinin yıl ortasında gündemimizden çıkması, pandeminin etkilerinin bahar aylarında azalmasıyla otomotiv sektörünün tekrar canlanacağını ve eski güzel günlerine kavuşacağını öngörüyoruz.” açıklamasını yaptı.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Markanın, sektördeki diğer üreticilerden farklı olarak geleneksel motorlardan hala alınacak verimin olduğuna inandığını hatırlatan Atsan; “Bunun en iyi örneğini Mazda, SKYACTIV teknolojisi ile kanıtladı ve bu teknolojiyi bazı markalar ile paylaştı. Mazda, içten yanmalı motorlardan alınan verimi artırırken, elektrikli otomobillerini de adım adım devreye alıyor ve gelecekteki yerini alıyor. Bugün gelinen noktada elektrikli otomobiller konusunda geliştirilecek teknolojilerle birlikte alınacak yol mevcut, zira bir batarya dolumu ile ulaşılan maksimum mesafe, otomobillerde ortalama 200-500 km arasında değişmekte, üstelik pilin şarj süresi minimum 45 dakika ve sürücülerin seyir akışını engelleyecek boyutta. Ayrıca elektrikli otomobillerin kullandığı enerjinin daha makul seviyelere çekilmesi, alınacak vergilerin düşürülmesi ve böylelikle elektrikli otomobillere geçişin Avrupa’da olduğu gibi, ülkemizde de devlet kanadında desteklenmesini umuyoruz. Sonuç itibariyle bu dönüşümün 10 yıl içerisinde hızlanarak gerçekleşmesini bekliyoruz.” dedi.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Türkiye tarafındaki “e-call” problemi çözüm bekliyor
Mazda’nın Türkiyede dört modeli ile bayilerini ayakta tutmayı başardığını kaydeden Atsan, iki yıldır markanın gündeminde olan e-call (Acil Çağrı Sitemi) konusunda Avrupalı ve Japon meslektaşları ile önemli aşamalar kaydettiklerini söyledi. “Buradaki sorun, Türkiye’de yönetmeliklerin, bu sistem içerisindeki SIM kartının Türk operatörlerden birine ait olmasını şart koşması. Mazda’nın tüm otomobilleri, Avrupa’nın tüm ülkelerinde tek bir SIM ile roaming yoluyla acil çağrıya ulaşabilirken, Türkiye için Türk SIM kartıyla ayrı bir acil çağrı modülü oluşturmak, tüm testlerini yapmak zaman almakta.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Mazda, kendine özgü çizgileriyle ve geliştirdiği özel teknolojiyle önümüzdeki dönemde 10 yeni otomobilin lansmanını yapmaya hazırlanıyor. Bizim de hedefimiz öncelikli olarak e-call konusunu çözmek ve bayilerimizin teşhir salonlarında hâlihazırda Avrupa’da mevcut olan ve iki yıldır ithalatını e-call sebebiyle yapamadığımız en az dört modeli getirmek, bununla birlikte tüm yeni lanse edilecek modellerden vergi açısından uygun olanlarını müşteriler ile buluşturmaktır.” şeklinde konuştu.