Medal of Honor

09 Aralık 2010 14:11


Medal of Honor kuşkusuz hem konsol oyunları, hem de PC oyunları tarihinde çok önemli bir yere sahiptir. Bundan çok uzun bir zaman önceye, ta PSOne zamanlarına gidelim. Konsol üzerinde FPS oynamak o zamanlarda hayal gibiydi. Sadece kontrolleri zor olduğu için değil, aynı zamanda teknik olarak da sınırlı olan cihazlar üzerinde yüksek işlem gücüne ihtiyaç duydukları için, FPS türünde oyunlar görmek zordu. Fakat ilk Medal of Honor bu yüzden özeldi işte. Hem PSOne gibi bir cihazda FPS oynanabileceğini kanıtlıyor, hem de İkinci Dünya Savaşı konseptinin oyunlar açısından çok verimli olabileceğini gösteriyordu. Bu nedenle önemli bir seridir Medal of Honor. Özellikle serinin PC platformundaki çıkış oyunu Allied Assault, unutulmaz Normandiya Çıkarması sahnesiyle serinin oyun dünyasındaki yerini sağlamlaştırmıştı.

HAYDİ BİTİRİYORUZ!
Fakat bu noktadan sonra kendini tekrar eden ve oynanışı giderek köhneleşen bir seri haline geldi Medal of Honor. Üzerine bir de Call of Duty gibi müthiş bir seri çıkınca iyiden iyiye gündemdeki yerini kaybetmeye başladı. Modern Warfare örneğinden yola çıkarak harekete geçen EA, seriyi yeniden başlatmaya karar verdi. Bu iyi bir karar gibi görünüyordu zira artık kimsenin yeni bir İkinci Dünya Savaşı temalı Medal of Honor’a tahammülü yoktu. Tıpkı Modern Warfare gibi, yeni Medal of Honor da günümüzde geçecekti. Biz de heyecanla beklemeye koyulduk. Serinin yeniden doğuşuna şahit olmak ve türüne getirdiği yenilikleri yazmak konusunda çok hevesliydik fakat EA maalesef bu fırsatı kullanamamış. Bunun başlıca sebebi tek kişilik modun resmen aceleye getirilmiş olması. Tamam, belki de yeni FPS’lerin başlıca alım nedeni sunduğu multiplayer modlar olabilir ancak beş saatte bitirilebilecek bir tek kişilik mod, sanıyorum ancak ‘hayal kırıklığı’ olarak nitelendirilebilir. Aslında takıldığımız şey tek kişilik modun kısa olması değil ama görünmeyen duvarlar ve çizgisel olduğunu size her fırsatta hissettiren harita tasarımları bu devirde çok can sıkıcı oluyor. Özellikle oyunun başları oldukça zayıf… Modern Warfare de attığınızı vurduğunuzu sonuna kadar hissedersiniz. Oyunda hangi silahı kullanırsanız kullanın, bir FPS oyunun olmazsa olmazı olan, vuruş hissiyatı çok zayıf. Bunda düşmanların vurulma animasyonlarının tekdüze olmasının da etkisi büyük. Farklı açılardan vurulan düşmanlar sürekli aynı şekilde iniyorlar yere. Silahların balistik gerçekçiliklerinde bir sorun yok ancak vuruş tokluğunun eksik olması ciddi bir problem. Diğer yandan, az önce bahsettiğim şu çizgisellik olayı var. Modern Warfare de çizgisel bir oyundur ancak geniş ya da dar tüm haritalarında bunu size çok az hissettirir. En azından haritanın gidilemeyecek noktalarına bir bariyer çekilir, dikenli tel örülür. Gelgelelim Medal of Honor bunları bile eklememiş. Oyun nereye gitmenizi isterse oraya gitmek zorundasınız ve işin can sıkıcı kısmı oyunun bunu sizin gözünüze sokması. Diyelim bir NPC ile birlikte ilerliyorsunuz. NPC bir duvarın üzerinden hop diye atlıyor ama siz onun arkasından gidemiyorsunuz. Neden? Çünkü oyun sizin oradan gitmenizi istemiyor. Demek ki farklı bir yoldan gitmek zorundasınız hikayeyi ilerletebilmek için. Aslında oyunun hikayesi pek de fena ilerlemiyor. 11 Eylül saldırısıyla başlayan senaryo içinde Afganistan savaşında yer alıyorsunuz. Ancak bu tip, artık mazide kalması gereken ve özensizlikten kaynaklandığı her halinden belli olan hatalar nedeniyle oyun deneyimizin baltalandığını hissediyorsunuz.

DÜRBÜN NEREDE?
Oyunun tek kişilik moduyla multiplayer kısmını birbirinden tamamen ayırmak gerekiyor. Bu iki mod, birbirinden ayrı iki firma tarafından yapılmış. Danger Close oyunun tek kişilik modunu geliştirmiş. Multiplayer kısmını geliştirense Battlefield serisinden tanıdığımız DICE ekibi. Oyunun bu kısmı, tek kişilik bölüme göre daha iyi. Multiplayer kısım tamamen sınıf tabanlı olarak ilerliyor. Oyunda şu anda üç farklı sınıf mevcut: Piyade, özel kuvvetler ve keskin nişancı. Tıpkı Battlefield’da ve Modern Warfare’de olduğu gibi Medal of Honor’da da seviye atlama sistemi bulunuyor. Oynadıkça geliştirdiğiniz karakteriniz, ilerleyen seviyelerde yeni ekipmanlara sahip oluyor. Örneğin, keskin nişancı olarak oyuna başladığınız anda dürbününüz bulunmuyor. Bir tüfek dürbününe sahip olabilmek için en az üçüncü seviyeye gelmeniz gerekli. Seviye atladıkça yeni
silahlar ve ekipmanlara sahip olarak oyun deneyiminizi güçlendiriyorsunuz.

SABRIN SONU SELAMETTİR
Multiplayer kısmı tek kişilik kısımdan daha eğlenceli ve anlamlı olsa da sorunsuz değil. Özellikle oyuncunun öğrenme eğrisi pek dikkate alınmamış. Modern Warfare’in seviye eşleştirme sistemi bundan çok daha başarılıydı. Oyun, siz daha ilk seviyelerdeyken karşınıza güçlü rakipler çıkarabiliyor. Sabırlı bir oyuncuysanız karşılarında tutunabiliyorsunuz ama bir süre sonra egonuz epeyce eziliyor. Siz daha ne yapacağınızı çözmeye çalışırken, nereden geldiğini anlamadığınız bir kurşun işinizi bitirebiliyor. Oyunun dinamiklerini öğrenmeye başladıkça daha başarılı oluyorsunuz ama bu biraz zaman alıyor.

BEKLENTİLERİN ALTINDA
Medal of Honor kötü bir oyun değil ancak piyasadaki rakiplerinin çok altında. Yapay zeka, harita tasarımı, multiplayer modundaki öğrenme eğrisi gibi detaylar oyunun canına okumuş. Yine de eğlenceli saatler geçirmedik desek yalan olur. Sadece beklentilerimiz çok yüksekti ve oyun bunları karşılama konusunda epeyce geri kaldı.


Helikopter sahnesi gerçekten eğlendiğiniz anlardan biri. Aracın üzerindeki ağır makineli tüfek resmen aerosol gibi mermi sıkıyor. Elbette ki silahın dönüş hızına ve ısınma / soğuma sürelerine dikkat etmelisiniz.


Nereye gideceğinize iyi bakın. Bazen yanınızdaki takım arkadaşlarınızı takip etmek durumundasınız ama o da ne? Bir bakıyorsunuz ki onların gittikleri yoldan gitmenize oyun izin vermiyor. Mutlaka bir alternatif vardır etrafta.


Sinematikler ve hikayenin gidişatı fena değil. Merak uyandırıyor ve bu sayede devam etmek istiyorsunuz. Ancak bazen çok alakasız yerlerde de ara sahneler girebiliyor. Siz tam aksiyonun ortasındayken bir anda sinematik izlemeye başlıyorsunuz.


Oyunda kısa sürse de araç kullandığınız sahneler bulunuyor. Buralar belli ki Modern Warfare 2’nin kar motosikleti sahnelerinden alınmış. Eğlenceli ama çok da önemli değil açıkçası. Bu sahnelere harcanan zaman, silahlara harcansaydı daha iyi olabilirdi.

OYNANABİLİRLİK
-3YILDIZ-

GRAFİK
-4YILDIZ-

EĞLENCE
-4YILDIZ-

SES – MÜZİK
-4YILDIZ-

YAPIMCI
• DANGER CLOSE / DICE

DAĞITICI
• EA

PLATFORM
• PC, PS3, XBOX 360

Paylaş