Metal Gear Solid V: Ground Zeroes incelemesi

BİTTİ Mİ ŞİMDİ?
Cevap hem evet hem de hayır. Çıkışından bir süre önce Ground Zeroes’un ne menem bir oyun olacağını az çok anlamıştık aslında. The Phantom Pain’in başlangıcını anlatacak, “ön söz” tadında bir oyun olacaktı, buraya kadar tamam. Ancak bilmediğimiz, bunun nasıl bir içerikle doldurularak karşımıza konulacağı idi. Sonuçta bahsettiğimiz oyun Metal Gear Solid ve yapımcı koltuğunda da her zaman olduğu gibi Hideo Kojima bulunmaktaydı. Üstelik sadece dijital olarak indirilebilen eklentilerden de değildi, diskiyle kutusuyla tek başına bir oyun olarak kaşımıza çıkacaktı.

Yurt dışı satış fiyatı olarak belirlenmiş olan 30 dolar etiketi, içerik anlamında devasa bir oyunla karşılaşmayacağımızı çok net olarak ortaya koyuyordu elbette. Ancak bu etiket aynı zamanda 25 dolardan tüm sezonuna erişebildiğin bir The Walking Dead minvalinde bir içerikle karşılaşabileceğimizi de düşündürüyordu. Peki sonuç ne oldu? Şöyle söyleyelim; oyun diskini PS4’e takmamız ve bitiş ekranını görmemiz arasında geçen süre yaklaşık olarak 90 dakikaydı. Yanlış okumadınız, sadece 90 dakika!

PSP’ye özel olarak hazırlanan Peace Walker’ın sonrasını ve The Phantom Pain’in de öncesini anlatan yapım, Snake’in Küba’da bulunan gizli bir askeri üsten iki tutsağı kaçırmasını anlatıyor. Oyun alanımızı sadece bu üs oluşturmakta ve öyle çok da büyük sayılabilecek bir yapısı yok buranın. Kayalıkların tepesinde başlayan görevimiz, düşman askerlerine yakalanmadan bu iki ismi ele geçirmemiz ve çağırdığımız helikoptere paketleyip bırakmamız üzerine kurulu. Açık konuşmak gerekirse Ground Zeroes’un kısa olacağını biliyorduk ancak bu kadarını hiç tahmin etmiyorduk. Hadi diyelim elimizde oynayabileceğimiz tek bir görev var ve bununla idare etmek durumundayız. En azından zorlayıcı ve üzerinde düşünmeye iten bir yapı beklersiniz değil mi? Maalesef o da bulunmuyor. Bu iki tutsağı ele geçirmek ve üssün dışarısına çıkarmak o kadar kolay ki, oynadığınız oyunun gerçekten Metal Gear Solid olduğunu teyit etmek için kutusuna bakma ihtiyacı hissediyorsunuz.

Tamam, düşman askerleri dikkatli ve özellikle yüksek zorluk seviyesinde kuş uçturmuyor. Ancak bu yine de hedefinize kolayca ulaşmanıza engel olmuyor. Metal Gear Solid serisinin imzası niteliği taşıyan gizlilik elementlerini hakkını vererek kullanmak ve doğru hamlelerle hiç dikkat çekmeden ilerlemek oldukça basit. Üssün içerisinde yer alan bir binadan kaçırdığınız tutsaklardan birini helikopteri çağırabileceğiniz noktaya kadar sırtınızda taşımanız gerekiyor örneğin. Sırtınızda biri varken ateş edemiyor, sürünemiyor ve hızlı hareket edemiyorsunuz. Kısacası, “dur kalk” yaparak ilerlemek durumundasınız. Bu haldeyken üssün içerisinden çıkmak, düşmanları atlatmak kulağa oldukça çetrefilli geliyor farkındayız. Ancak olayın bununla uzaktan yakından alakası yok. Kendi deneyimimizde bu tutsağı sadece iki düşman askeri ve bir güvenlik kamerasını atlatarak helikoptere bindirebildik. Hal böyle olunca karşınızda akan bitiş jeneriğine “nasıl ya?” ifadesiyle bakmanız kaçınılmaz oluyor.