reklamı kapat

POPÜLER

Metal Gear Solid V: The Phantom Pain incelemesi

 - Güncelleme: 23 Eylül 2015 19:39

Metal Gear, uzun soluklu serilerin en destansı olanı. Pek çok oyun yaklaşık 30 seneye yayılan ürünler ortaya çıkarabilir, ancak hiçbiri Metal Gear serisi gibi tek bir ana hikayeyi bu denli kusursuzca devam ettiremez. Tarihin en unutulmaz video oyun öyküsü, akışındaki son boşluğu da kapatarak huzurlarımızdan ayrılıyor

Phantom pain, yani hayalet ağrı… Beynin, bir şekilde kaybedilmiş olan uzuvla ilgili ağrı hissetmeye devam etme durumu. Kısacası bir parçamızın fiziksel olarak kaybını beynin kabullenememiş olması. Oyuna ismini veren bu durum, giriş bölümü olarak nitelendirilen Ground Zeroes’un yapılma nedenini daha net ortaya koyuyor aslında. MGS V’i oynamaya başladığınızda, Ground Zeroes’un iki farklı önemi olduğunu fark ediyorsunuz. Birincisi; bu oyunda karışımıza çıkacak görev yapısını idrak etmek.

MGS V, her biri Ground Zeroes ayarında olan pek çok ana görevin birleşiminden oluşan bir yapım. İkinci ve daha önemli olanı ise; karakterlerimizin hissetmekte olduğu hayalet ağrının sebebini gözler önüne sermek. Oyunun isminde geçen The Phantom Pain, Snake’in kaybetmiş olduğu kolunun yerinde hissettiği acıyı temsil etmiyor. Temsil ettiği şey, Ground Zeroes’un sonunda saldırıya uğrayan Mother Base’in, 9 yılın ardından hala karakterlerimize sanki oradaymış gibi acı veriyor olması.