Yazılım devi Microsoft bugün Phi-4-Multimodal ve Phi-4-Mini adını verdiği yeni yapay zeka modellerini tanıttı.
Geçtiğimiz aylarda tanıtılan Phi-4, 14 milyar parametreye sahip bir modeldi. Özellikle matematik problemlerini çözme konusunda çok yetenekli olduğu belirtilen Phi-4, GPT-4o Mini, Gemini 2.0 Flash ve Claude 3.5 Haiku ile rekabet edecek şekilde konumlandırılmıştı. Microsoft’un Azure AI Foundry geliştirme platformunda yer alan modelin yanına bugün Phi-4-Multimodal ve Phi-4-Mini modelleri eklendi. Görsel ve işitsel algılama özelliklerine sahip olan Phi-4-Multimodal, konuşma tanıma, çeviri, özetleme, ses anlama ve görüntü analizi konularında öne çıkarken; yüksek hız ve verimliliğe odaklanan Phi-4-Mini modeli ise akıllı telefonlarda, PC’lerde ve araçlarda kullanıma uygun olacak şekilde tasarlanmış. İki yeni model de bugün itibarıyla Azure AI Foundry veya Hugging Face platformlarında kullanılabiliyor.
Bundan önce Meta tarafından tanıtılan LLM Llama 3.3 70B ses getirmişti. Yeni model hakkında yapılan açıklamada şunlar aktarılmıştı: “Llama 3.3 70B, 405B modelimizin performansını sunuyor, ancak çalıştırması daha kolay ve uygun maliyetli en yeni modelimiz. Çevrimiçi optimizasyonlar da dahil olmak üzere, eğitim sonrası tekniklerdeki en son gelişmelerden yararlanan 70B, performansı düşük bir maliyetle önemli ölçüde artırarak tüm açık kaynak topluluğu için daha erişilebilir bir seçenek oluyor.”
Daha önce Llama modellerinin ulusal güvenlik alanında çalışan devlet kurumlarına ve şirketlere açılması ses getirmişti. Amazon Web Services, Oracle ve Microsoft’un yanı sıra, Palantir ve Lockheed Martin gibi savunma şirketlerinin de bulunduğu ABD hükümetiyle ulusal güvenlik alanında ortaklık yapan bir düzineden fazla özel sektör şirket ve devlet kurumu, artık Meta imzalı Llama yapay zeka modellerine rahatlıkla erişim sağlayabilecek. Bu adımın yapılan çalışmalara hız kazandıracağı ve çok sayıda alanda büyük fayda sağlayacağı belirtiliyor. Örneğin Oracle, uçak bakım belgelerini sentezlemek için Llama’yı kullanıyor. Böylelikle teknisyenler sorunları daha hızlı ve doğru bir şekilde teşhis ediyor, onarım süresini hızlandırıyor ve kritik uçakları tekrar hizmete alabiliyor.