Massachusetts Teknoloji Enstitüsü ya da kısa adıyla MIT, 2013 yılından bu yana duvarların arkasını gösteren bir teknoloji üzerinde çalışıyor. Bu teknoloji için gelinen son nokta ise gerçekten hayranlık uyandırıyor.
Gelinen son noktadan önce sürecin geçmişine bakmakta fayda var. MIT, 2013 yılında karşımıza Wi-Di isimli bir teknoloji ile çıktı. Bu teknoloji düşük maliyetli Wi-Fi sinyalleri üzerinden duvarların arkasında yer alan insanları tespit edebiliyordu. 2015 yılında kurum bu sefer RF Capture isimli yeni sistemini tanıttı. Diğer altyapının üzerine kurulan yeni sistem, yine WiFi sinyalleri üzerinden çalışma gösteriyordu. Duvar ya da kapı arkasından gönderilen kablosuz sinyallerin insan vücudu tarafından yansıtılması ile oda içerisinde yer alan kişileri belirleyebilen teknoloji, o zaman büyük ses getirmişti. Çünkü sistem oda içerisinde yer alan kişileri biraz belirsiz de olsa birbirlerinden ayırt edebiliyor ve vücut konumlarını dahi çıkartabiliyordu. Her insan vücudunun sinyallere farklı yansıtma tepkisi verdiğini belirleyen araştırmacılar, anlık el hareketlerini dahi görsel bir temas olmadan tespit edebiliyordu.
MIT‘nin süreçte geldiği son sistem ise RF-Pose olarak isimlendiriliyor. Yukarıdakiler ile benzer altyapıyı kullanan sistem, bu sefer yapay zekadan yararlanıyor. Özel eğitilen bu yapay zeka, artık algıladığı sinyaller ile duvarların arkasındaki kişileri ve hareketlerini çok hassas şekilde görsel hale getirebiliyor. Topladığı verilerden renkli insan objeleri oluşturan sistem, bu sayede duvarın arkasından detaylı hareket analizi çıkartabiliyor. Bu sistem söylendiği kadarıyla birçok potansiyel kullanım alanı ortaya koyuyor. Bunlar arasında ilk sırada sağlık yer alıyor. Yani bir askeri casusluk aracından çok hasta insanların takip edilmesi amaçlanıyor. Bu takibin hastaların mahremiyetini ihlal etmeden yapmak kağıt üzerinde çok mantıklı ve güzel duruyor. Sistemin evde yalnız kalan yaşlı insanların uzaktan takip edilmesi için de güzel olduğu söyleniyor. Kamera ve mikrofon olmadan bir insanı takip etmek (Düşme ya da vb. durumlara karşı) birçok soru işaretini ortadan kaldırıyor. Ayrıca sistem arama kurtarma faaliyetleri için de büyük önem arz ediyor deniyor.
Kablosuz sinyalleri kullanarak yüzde 83’lük bir başarı oranıyla 100 kişilik bir gruptan bile insan tanımlayabilen sistem, halen geliştirme aşamasında bulunuyor. Sistemin tanıtım videosu ise sayfanın üzerinde yer alıyor.