Ne yazık ki bu sayfalarda Türk yapımcıların ellerinden çıkma bir oyuna yer verme şansımız çok fazla olmuyor. Olduğunda ise yokluğun getirdiği kabullenme hissiyatıyla gereğinden fazla övmek durumunda kalabiliyoruz. Neyse ki Monochroma’nın varlıkta bile gideri var Gözlerden ırak pek çok oyunun aksine Monochroma’nın doğum anından serpilme dönemine kadar sürecine tanıklık etme imkanına sahip olduk. Oyun, yapımcıların gerçekleştirdikleri tanıtımlar bir yana, yapım sürecini doğrudan etkileyen Kickstarter ve Steam Greenlight kampanyaları sayesinde de göz önünden hiç ayrılmadı. Detaylarının gelmeye başladığı ilk andan itibaren ülkemiz standartlarının oldukça üzerinde bir yapımla karşılaşacağımızı az çok anlamıştık zaten ancak dahil oldukları kampanyaların da birer birer başarılı olmasıyla global anlamda adından söz ettirecek bir oyunun geldiğini kabullenmemiz gerekti. 80 bin dolar hedefiyle yola çıkılan Kickstarter kampanyasında yaklaşık olarak 85 bin dolar destek toplayarak başarılı olunması, bu oyunun yapımının gerçekleşmesi için en temel etmen oldu. Parasal sıkıntıların en önemli engeli oluşturduğu ülkemizde bizzat oyuncular ortadaki kısıtlamayı kaldırmış oldu böylece. Monochroma ► GİRİŞ ► 1950 DİSTOPYASI ► BÜYÜDÜKÇE KİRLENEN DÜNYA ► DETAYLAR ► PUANLAMA HERKESE ÖZEL HAYAT Ancak bu durumun getirdiği daha büyük sorumluluklar da vardı haliyle. Bağımsız yapımcıların ellerinden çıkma oyunlar, geneli memnun etme derdi gütmez çoğunlukla. Hayallerindeki oyunu yapabilmeyi amaçlayan bu küçük yapımcılar, aynı hayali kendileriyle birlikte paylaşan insanların varlığıyla -sayıları ne olursa olsun- mutlu olur. Kimileri beklentilerin çok üzerinde başarılar elde eder ancak genellikle amaç bu değildir aslında. Çünkü hiçbiri büyük reklam kampanyaları ile desteklenmez. Enteresan fikirler, yaratıcı düşünceler ve samimiyet bu noktada kendini pazarlar. Kickstarter ve Steam Greenlight gibi kampanyalarla desteklendiğinizde ise ister istemez bir beklenti oluşur oyuncular arasında. Daha yapım sürecinin başındayken verilmesi gereken vaatler olur ve insanlar bu vaatlerin karşılığını almak ister. İşte bu yüzden Monochroma yapımın gerçekleşmesi için desteği almış olsa da oluşan beklentileri karşılamak gibi bir sorumluluğun da altına girmek durumunda kalmıştı. Artık sadece ülkemizde yapılan en iyi oyunu beklemiyorduk, dünya çapında konuşulması beklenen bir yapım olması gerekiyordu oyunun. En azından Mount&Blade etkisini yaratabilmeliydi. Şu an itibarıyla görüyoruz ki en azından bu hedef tutturulmuş durumda. Oyun hakkında dünya genelinde iyi ve kötü arasında gidip gelen bir yorum çeşitliliği var ama önemli olan şu: Monochroma adından söz ettirmeyi fazlasıyla başardı. Olumsuz düşüncelerin olması oldukça normal, sonuçta bir firmanın ilk oyunundan söz ediyoruz burada. Nowhere Studios, tecrübeyle ve eldeki imkanlar geliştikçe çok daha iyilerini ortaya koyabileceğini herkese ispat etmiş oldu. Ama biz şimdi Monochroma’ya geri dönelim. 1950’lerin distopik dünyasında geçen oyun, iki kardeşin hikayesine odaklanıyor. Ürettiği robotları tüm şehre satan ve bu sayede büyük paralar kazanan dev bir şirketin yarattığı çöküntüyle karşı karşıya kalıyoruz Monochroma’da. Ancak yaşananların ne olduğunu öyle kolayca anlamak mümkün değil. Çünkü ne bir anlatıcı, ne seslendirme ne de yazı tabanlı bir açıklama yer alıyor oyunda. Sadece kendi halinde iki çocuğun yolculuğunu ve bu yolculuk sırasında karşılaştıklarını deneyimliyoruz. Ancak oyunun sanat kullanımı ve görsel detayları o kadar başarılı ki, hikaye bir anlatıcıya ihtiyaç duymaksızın kendisini katman katman gözler önüne seriyor. Oldukça sakin başlıyor oyun aslında. Bir park alanında koşturan iki kardeş, büyük resmin farkında olmaksızın eğlenmelerine bakıyor. Ancak talihsiz bir olay yaşanıyor ve küçük kardeş düşerek bacağını sakatlıyor. Bu noktadan itibaren ağabey, yani biz, bir saniye olsun geriye bakmadan kardeşimizi sırtlayıp yolumuza devam etmeye çalışıyoruz. Çocukça bir eğlence arayışı olarak başlayan yolculuk, karanlık bir distopyaya doğru usul usul evrim geçiriyor. Ve oyun bunu bize direkt olarak söylemiyor ancak bir çocuğun nasıl kısa bir zamanda olgunlaşmak zorunda kaldığını gözlemliyoruz. Monochroma ► GİRİŞ ► 1950 DİSTOPYASI ► BÜYÜDÜKÇE KİRLENEN DÜNYA ► DETAYLAR ► PUANLAMA BÜYÜDÜKÇE KİRLENEN DÜNYA Sadece birkaç dakika içerisinde salıncakta sallanan çocuktan, kardeşini kötülüklerden kollamaya çalışan ağabey pozisyonuna geçiş yapmak durumunda kalıyoruz. Bacağı sakatlanan kardeşimiz yürüyemediği için oyunun sonuna kadar onu taşımamız ve başına bir şey gelmesini engellememiz gerekiyor. Oyunun bulmaca mekaniklerinin temelinde de bu sistem kullanılıyor aslında. Kardeşimizi taşıdığımızda hem daha yavaş hareket ediyor hem de normalden daha az sıçrayabiliyoruz. Bu nedenle hem karşımıza çıkan engelleri aşmalı hem de kardeşimizi arkada bırakmamalıyız. Buna bir de kardeşimizin karanlıktan korkması sebebiyle sadece ışığın aydınlattığı alanlara onu bırakabiliyor olmamız eklenince bulmacaların zorluğu bir kademe daha yükselmiş oluyor. Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki oyunda yer alan bulmacalar ciddi anlamda başarılı olmuş. Elbette platform türünün oyun dünyasındaki en eski türlerden birisi olması sebebiyle gözümüze aşina gelen bölüm tasarımlarıyla da karşılaşıyoruz ancak hiçbirisi başka oyundan araklanmış hissiyatı yaratmıyor. Aksine pek çok bölümün Monochroma’yı hazırlayan ekibin yaratıcı zihninden kopup geldiği fazlasıyla kendisini belli ediyor. KONTROL SORUNLARI Kontroller ise türün doğası gereği fazlasıyla basit aslında. Koşma, zıplama, itme ve çekme mantığından fazlasına ihtiyaç duymuyorsunuz. Ancak bu kesinlikle bulmacaların kolay ve yaratıcılıktan uzak olduğu anlamına gelmiyor. En basitinden oyunun henüz başlarında karşılaştığımız bir bölümde yanan bir varili kullanmamız gerekiyor ancak önce onu yağmurun altına çekmeli ve ateşini söndürmeliyiz. Baktığınız zaman fazla kolay görünse de özellikle oyunun görsel tadıyla birleşince yaratılan dünyanın içine uyum sağlamış yapılar olduğunu anlıyoruz. Ne yazık ki bu noktada oyunun en önemli problemlerinden biri kendisini belli ediyor. Bastığımız tuşların oyuna yansımasında ufak gecikmeler yaşanıyor ve özellikle zıplamalarda bu durumun kendini oldukça hissettiriyor. Sonu genellikle ölümle biten başarısız atlama denemelerinden sonra birazcık bıkkınlık hissetmeniz olası. Ancak bu gecikmeye alıştıktan sonra basmanız gereken anı daha iyi anlıyor ve bu sorunun da üstesinden geliyorsunuz. Tüm bunların ötesinde oyunun en güçlü yanı ise kesinlikle görsel tarzı oluyor. Grinin tonlarının ve yer yer kırmızının kullanıldığı bu tarz, özellikle sanatsal anlamda şapka çıkarılacak seviyede. EKSİKLERİNE RAĞMEN Özellikle yabancı basında bu görsel tarz nedeniyle oyunun sık sık Limbo ile kıyaslandığına şahit olabilirsiniz. Yapımcı ekip de bunu inkar etmiyor zaten. Limbo’nun görsel lezzetinden etkilendiklerini ancak kendi yemeklerini ortaya koymaya çalıştıklarını belirten ekip bunu fazlasıyla başarmış. Hele hele Gevende’nin hazırladığı oyun müzikleriyle birleşince tadına doyulmaz bir distopya atmosferi ortaya çıkmış. Monochroma, sıkıntılı kontrol problemleri dışında çok bir sorunu olmayan, herkesin mutlaka denemesi gereken bir oyun. Monochroma ► GİRİŞ ► 1950 DİSTOPYASI ► BÜYÜDÜKÇE KİRLENEN DÜNYA ► DETAYLAR ► PUANLAMA Beklenmedik noktalara uzayan yolculuğumuz işte tam olarak burada başlıyor. Bu karanlık dünyada çocuk olduğumuzu hatırladığımız birkaç saniye sadece… Oyundaki renk kullanımı gerçekten takdiri hak ediyor. Siyah ve beyazın karışımından oluşan bir dünyada kırmızının göz alan çarpıcılığı sanatsal bütünlüğü oluşturuyor. Monochroma’da sadece bulmacalar yer almıyor. Bizi ele geçirmek için yoğun çaba harcayan bu arkadaştan kaçmamız gereken kovalama sahneleri de mevcut. Oyunun görsel kalitesi baştan sonra hiç düşmüyor. Ancak özellikle şehir içine geçtiğimizde bu kalite tam anlamıyla zirve yapıyor ve kendine hayran bırakıyor. Monochroma ► GİRİŞ ► 1950 DİSTOPYASI ► BÜYÜDÜKÇE KİRLENEN DÜNYA ► DETAYLAR ► PUANLAMA PUANLAMA OYNANABİLİRLİK -6PUAN- GRAFİK -8PUAN- EĞLENCE -8PUAN- SES – MÜZİK -9PUAN- 7,8 YAPIMCI - DAĞITICI • NOWHERE STUDIOS • NOWHERE STUDIOS PLATFORM • PC Monochroma ► GİRİŞ ► 1950 DİSTOPYASI ► BÜYÜDÜKÇE KİRLENEN DÜNYA ► DETAYLAR ► PUANLAMA