Netflix, en sevilen dizilerinden Narcos’u yeni bir hikaye ile farklı bir dizi olarak genişletiyor. Dördüncü sezonu merakla beklerken karşımıza çıkan Narcos: Mexico dizisi öncesi dizinin başrol oyuncuları Diego Luna ve Michael Peña ile Netflix’in özel davetiyle bir araya geldik ve merak ettiklerimizi sorduk.
Ön değerlendirmesini de yayınlayacağımız ve bir çırpıda izleyip bitirdiğimiz Narcos: Mexico, bizi Meksika topraklarında yeni bir hikayeye götürmeye hazırlanıyor. Bu hikayede ise Pablo Escobar’ı Kolombiya’da bırakıyor ve odağımıza bir başka uyuşturucu kaçakçısı Miguel Ángel Félix Gallardo’yu oturtuyoruz. Hikaye ise Gallardo ve Meksika’ya yeni tayin edilen, işini de fazlasıyla ciddiye alan DEA ajanı Enrique “Kiki” Camarena’nın öyküsünü anlatıyor. Kiki Camarena ise yabancı olduğumuz bir isim değil. Narcos’un ilk sezonunda da adı geçen Camarena bizi trajik öyküsüyle buluştururken bir yandan da Gallardo’nun tarihe geçen hikayesini izleyeceğiz. Filmde tehlikeli uyuşturucu kaçakçısını Star Wars hayranlarının Rogue One: A Star Wars Story’den de hatırlayacağı Diego Luna canlandırırken, Camarena rolünü ise Ant-Man filmlerinde de yer alan Michael Peña üstleniyor.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
LOG olarak biz de Netflix’in özel davetiyle, İspanya’ya uçtuk ve dizinin başrol oyuncuları Diego Luna ve Michael Peña ile bir araya gelerek merak ettiğimiz bazı soruları sorma şansı yakaladık. Luna ve Peña, verdikleri cevaplarla hem izleyicileri dizi için hazırlıyor hem de aklımıza takılan bazı soru işaretlerini aydınlatıyor. Dizide yer alan kişilerin hikayesini bilmeyenler olabileceğinden, spoiler olmaması için röportajı ses kaydından yazıya aktarırken ona göre yeniden düzenlediğimizi belirtelim. Gelin iki oyuncu sorularımıza nasıl cevap vermiş bir bakalım.
Geçtiğimiz yıl Narcos ekibi oldukça zor zamanlar geçirdi. Pablo Escobar’ın kardeşi ekibi tehdit etmişti. Aynı zamanda çekimler sırasında talihsiz bir cinayet gerçekleşti. Bu televizyon şovunun bir parçası olarak kendinizi hiç tehlikede hissettiniz mi?
Diego Luna: Hayır. Hiç tehlikede hissetmedim. Zaten öyle hissetsem dizide yer almazdım.
Michael Peña: Ben de hissetmedim. Escobar’larla alakalı pek çok içerik var. Belgeseller ve o tarz içerikler. Halka mal olmuş bir kişiyseniz ve öldüyseniz bu konuda insanlar içerik hazırlayabilir. Böyle bir durum bu. Bu konuda başka projeler olduğunu da duymuştum. Güvenlik konusunda ise dürüst olacağım. Meksika’dayken kendimi çok güvende hissettim. Bize koruma sağladılar ve birkaç hafta sonra kendimi sokakta taco alırken, etrafta dolaşırken, küçük egzersizler yaparken buldum. Çok hoştu bu durum. Bir süre sonra tüm haberlere inanmayı bırakıyorsunuz. Çünkü eğer haberleri çok fazla dinlerseniz bu zihninizi de etkiliyor. Bu durum aklınızı olabileceklerle ilgili sayısız olasılıkla doldurabilir anlayacağınız. Ancak gerçek hayatta, yazılanların belki de yüzde 10’u oluyor. Kötü bir mahalleye gitmemeniz gerekiyor elbette. Ancak bu tüm şehirler, tüm ülkeler için geçerli. Bence orada çekim yapmak gerçekten güzeldi.
Bildiğiniz gibi Narcos, Netflix’in en sevilen serilerinden biri. İnsanlar dördüncü sezonu beklerken Narcos: Mexico kendi başına bir dizi olarak duyuruldu. Bu durumda insanların diziyi Narcos ile kıyaslamaması neredeyse imkansız. Bu kıyaslama konusunda bir baskı hissediyor musunuz?
DL: Hayır herhangi bir baskı hissetmiyorum. Öte yandan insanların izleyeceğini bildiğim bir dizide olmak çok hoş. En azından bir şans vereceklerini biliyorum. Eğer hoşlarına giderse, izlemeye devam ederler. Eğer hoşlarına gitmezse, gitmez. Yer aldığın projenin görüleceğini bilmek güzel. Yani bu çok heyecan verici ve bu yüzden baskı hissetmiyorum. Hissettiğim şeyse sorumluluk. Bunu olabilecek en iyi dizi yapmak benim sorumluluğum. Ve açıkçası çok, çok, çok iyi bir sezon çıkardığımızı düşünüyorum. İnanılmaz bir ekibimiz var. Hatta Meksika’nın en iyi aktörlerinin bu dizide olduğunu söyleyebilirim. Anlattığımız hikaye de çok ilginç ve dünyamızla da ilgili. Biz insanların çok fazla bilmediği bir hikaye anlatıyoruz. Eski sezonları düşündüğümde, dizi Pablo Escobar’ı anlatıyordu. Ve Escobar pek çok farklı sebepten hayli popüler bir isim. Pek çok insan onu tanıdığını düşünüyordu. Bu dizide ise karakterleri tanımıyorsunuz ve bu bize özgürlük tanıyor. İzleyiciyi etkileme özgürlüğü, şaşırtma özgürlüğü. Gerçek olduğunu bilmediğiniz olayları gösterme özgürlüğü.
Bu sezon zamanda geri gitmiyoruz. Aslında daha önce izlediğiniz hikayeyle paralel bir hikaye anlatıyoruz. Kolombiya’da gördüğünüz her şey bunlar Meksika’da yaşandığı için oldu. Bu da aslında daha önce izlediğiniz diziyi tamamlıyor. İnsanların ilgisini çekecek pek çok bağlantı olduğunu düşünüyorum.
MP: Ben daha önce röportaj vermediğim için çok mutluyum. Çünkü o zaman gerçekten bir baskı hissedebilirdim. Ama baskı hissetmedim. Hissettiğim baskı iyi bir performans sergileyip, ortaya başarılı bir iş çıkarmaya yönelikti. Ben her zaman hikayeyi yapabileceğim en iyi şekilde aktarmaya odaklanırım. Gerçek şu ki yeni diziyle beraber yeni bir mekana da sahibiz. Artık Meksika’dayız. Yepyeni yüzler aramıza katıldı. Pek çok harika Meksikalı aktör dizide yer alıyor. Bu onu tamamen farklı bir dünya haline getiriyor.
Sizce Narcos: Mexico bir oturuşta bitirilecek bir dizi mi olacak?
DL: Bilemiyorum. Bende genelde böyle bir sorun var ama. Çok az seri izleyebilecek zaman buluyorum çünkü saplantılı hale geliyorum ve duramıyorum. Göreceğiz bakalım. Birkaç güne dizinin nasıl izleneceği belli olacak.
MP: Bence öyle olacak. Benim için öyleydi en azından. Daha müzikleri konulmadan ilk 8 bölümü seyrettim. Şimdi müziklerle beraber en baştan yeniden izleyeceğim.
Miguel Gallardo, kartel tarihinin en ünlü isimlerinden biri. Bir kartel patronu olmak nasıl bir histi?
DL: Herhangi bir karakterden çok farklı değildi aslında. “Bu adam da şöyle bir insandı” diye ya da tarihte temsil ettiği şeylere göre düşünemem. Bir rolü canlandırırken bunları değerlendiremem. Bir karakteri canlandırdığımda bir insanda yer alabilecek bağlantılara bakıyorum. Bir baba, bir aşık, bir arkadaş olarak. Karakteri bu şekilde canlandırıyorum. Bu işi yaparken, onu yargılayamam. Öbür türlü çok da adaletl olmaz. Ayrıca ortaya çok karikatürleşmiş bir sonuç çıkar. Sadece iki boyutlu olur karakter. Üçüncü bir boyut katmak için eylemlerini tetikleyen şeyleri anlamam lazım. Esasında onun eylemlerini tetikleyen şeyler pek çoğumuz için geçerli olan şeyler. Çünkü hepimiz bağlantılıyız aslında. Sadece o benim asla geçmeyeceğim bir sınırı geçmeyi sorun etmeyen bir insan. Ancak tetikleyici o şey aynı. Performansıma gerçekçilik katmak için bu tarz bağlantıları kullandım.
Biz izlerken Gallardo’yu daha çok bir iş adamı gibi gördük. İkna etme kabiliyeti yüksek, hesaplı… Onu Escobar’la kıyaslarken sizce farklılıklar nelerdi? Onu nasıl tanımlarsınız?
DL: Kesinlikle bir iş adamı evet. Aslında bu kitaplardan bildiğimiz bir detay. Hakkında ve yaşadığı o zaman dilimiyle ilgili bulduğum bilgilerde de bunu gördüm. İnsanlar yarattığı bu şeyden bahsediyor ve evet doğru. İnsanları aynı masada oturtup ikna etme kabiliyeti var. Normalde asla bir arada çalışmayı düşünmeyecek insanları anlaşma yapmaya itiyor. Bu adam bir sistem yaratmış ve bu sistem herkes için önem taşıyor. Üstelik yarattığı sistem 12 yıl öncesine kadar hala ayaktaydı. Meksika’daki savaşa kadar yani. İncelikle örülmüş bir sistem bu. Herkes bir parçasıydı. Her hiyerarşiden insan dahildi bu sisteme. Politikacılar, polisler, ordu… Üstelik sınırın iki tarafında da! Çünkü bu sistemin işleyebilmesi için buna ihtiyacı vardı. Ve bu da tarihin en büyük işi oldu. Yenmesi neredeyse imkansız bir iş ağı.
Biraz da Kiki Camarena’dan bahsedelim. O da yine Narcos dünyasındaki en önemli isimlerden biri. Onun mirasını insanlara aktarma konusunda nasıl hissediyorsunuz?
MP: Benim için onurdu. Aslında açık konuşmak gerekirse hissettiğim tek baskı da buydu. Camarena gerçek bir insan ve uyuşturucu savaşında kendine ait çok özel bir mirası var. Ve evet çok zordu. Araştırma yapmak da çok zordu çünkü onun yazdığı ya da onunla yazılmış pek içerik yoktu. Pek çok yazılı içerik o öldükten sonra yazılmıştı. Yani bu içeriklerin çoğu adını yazdığınızda Google’dan rahatlıkla bulunabilir içerikler. Çekimler sırasında da pek çok sahneyi çekmek çok zordu. Çünkü aktör de olsanız alana gidiyorsunuz ve size “Burada ona böyle böyle oldu, bu dekorları kullanacağız” diyorlar ve tüm gerçekliği görüyorsunuz.
Camarena hakkında bize bilmediğimiz neler söyleyebilirsiniz peki? Mesela ortak özellikleriniz var mıydı?
MP: Sorun da bu aslında. Camarena’yı sadece diziden biliyorum. Ailesine sadık, eşini seven bir baba ve gerçekten çok güçlü idealleri olan bir adam. Bir şeylerin ters gittiğini anlayabiliyor ve çözümün bir parçası olmak istiyor. Umarım insanlar onun bu yönünü görebilir. Gerçekten ilginç derecede inatçı bir adam Camarena. Ancak kötü adamları durdurma niyetindeyseniz tam da böyle bir insan olmanız gerekiyor.
Bizim ise çok yok belki ama birkaç ortak noktamız var evet. Onun kadar saplantılı olmasam da bazen aldığım işlerde saplantılı olabiliyorum. Uykusuz geçirdiğim geceler oluyor. “Bunu yapabilir miyim bilmiyorum.” “Bu filmi yapmalı mıyım?” ya da “Yanlış adamla mı anlaştılar acaba?” diye düşündüğüm oluyor. Çünkü canlandıracağım karakter için, o karakterin özü için cevaplar arıyorum. Bazen o cevapları bulamadığımda saplantılı hale geliyorum.
Peki gelelim merak edilen soruya. İkinci sezonu görebilecek miyiz? Gallardo’nun hayli uzun bir hikayesi var aslında çünkü.
DL: Bilemiyoruz, bu izleyicilere bağlı. Ne düşündüğümü söyleyeyim. Bu tamamen 16 Kasım’a bağlı. İnsanlar izler ve gerçekten beğenirse bu konuda konuşabiliriz.
Peki sizin için gelecekte neler yatıyor? Nasıl planlar var?
DL: Trollhunter’da bir seslendirmem var. Tales of Arcadia: 3Below’da. Yakında çıkacak. Mutlaka izleyin, gerçekten çok iyi.
MP: Bradley Cooper ve Clint Eastwood’la çektiğimiz the Mule filmi geliyor aralık ayında. Bunun dışında gelecek yıl çıkması planlanan Dora the Explorer çekimlerini de yeni tamamladım. Şimdi ise eski bir televizyon dizisinin yeniden yapımı olan Fantasy Island’ın çekimlerine başlayacağız. O da ocak gibi başlayacak.
Narcos: Mexico dizisini tüm bölümleriyle 16 Kasım‘da Netflix Türkiye’de izleyebilirsiniz.