Geçmişte basketbolu oyun haliyle deneyimlemek istediğimizde simülasyon ve arcade taraflarına yakın çok daha fazla tercihle karşılaşabiliyorduk. Son yıllarda saf eğlence kısmı görmezden gelinmişken, Playgrounds serisinin beşinci günün şafağında imdadımıza yetişmesiyle hepimiz rahat bir nefes aldık. Bildiğiniz üzere uzun zamandır basketbolun oyunlaştırılmış halini deneyimlemek isterseniz NBA 2K serisinden başka seçenek bulmakta zorluk çekiyordunuz. Giderek tekelleşen seri, türün doğrularını da tamamen kendi koşullarına göre belirlemesine neden oldu. Artık yalnızca sahada her hareketi olabildiğince gerçekçi bir şekilde icra eden oyuncuları koltuklarımızda kontrol edebiliyorduk. Geçmişte NBA Jam ve NBA Street gibi seriler sayesinde kahkahalar atarak oynadığımız basketbol türü ortadan kaybolmuştu. Tam bu noktada NBA Playgrounds ortaya çıktı ve tekrardan gerçekçiliği, inandırıcılığı ve tutarlılığı görmezden gelerek saf eğlenceye odaklanan bir oyunumuz oldu. Eğer yıllar içinde kendisini geliştirirse, 2K’nın türde edindiği tekelliği ortadan kaldırabilir ve ciddi bir rekabetçi yapı sağlayabilirdi. Ancak 2K gitti buraya da el attı ve oyun NBA 2K Playgrounds 2 olarak hayatına devam etme kararı aldı. Günün sonunda kazanan yine tekelleşme oldu… STREET HOOP’UN İZİNDEN 90’lı yıllarda oyuncu olma şansını yakalamış okuyucularımız Street Hoop efsanesini hatırlayacaklardır. Arcade salonlarının vazgeçilmez oyunu olan Street Hoop, pek çok insana basketbol oynamayı sevdiren yapım olmuştur. 3’e 3 takımlar halinde ve faul, hatalı yürüme, inişe geçmiş topa müdahale ve benzeri kuralların yok sayılarak oynandığı bu sokak basketbolunda Amerika olup Tayvan’a karşı şampiyonluk mücadelesi vermek gibi akıllara zarar işler yapardık. Ancak işte o estetik smaçlar, olmadık yerlerden giren şutlar, sayıya giden rakibi arkadan düşürerek kapılan toplar derken inanılmaz eğlenceli geçerdi mücadeleler. Hele süper şut barı dolduğunda arkasından alevler saçarak attığınız üçlükler az maç döndürmemiştir (süper şutunu smaç olarak kullanmak acemiliktir, lütfen bu konuyu tartışmayalım). Günün sonunda baktığımızda evet, bu oyunun hiçbir şekilde gerçeklikle alakası yoktur ancak oyuncu başından mutlu bir şekilde ayrılır. NBA 2K serisini eleştirme gayesinde değiliz yanlış anlaşılmasın, her noktasıyla detay saçan o seri elbette basketbolu dijital olarak deneyimlemek için hala en iyi tercih. Ancak bazen yanımıza bir arkadaşımızı alıp, kahkahalar atarak basketbol oynamak istiyor deli gönlümüz ve bunu yapamıyor olmak bizleri çok üzüyordu. Neyse ki NBA Playgrounds çıktı geldi de, Street Hoop’un açtığı boşluk bir nebze doldu. Yine kuralsız, yine gerçeklikten uzak ve yine sadece eğlendirmeyi amaçlayan bir basketbol oyunu var elimizde. Eğer ilk oyunu oynadıysanız burada da az çok aynı şeylerle karşılaşacaksınız. İnanılmaz estetik görünen hareketler, havalarda uçuşan adamlar, çizgi film vari bir görsellik ve son derece hızlı bir oyun yapısı burada da yerini koruyor. Elbette 2K’in devreye girişiyle birlikte yenilikler de yok değil, bunlardan yazımızın içinde bahsedeceğiz. 2K ELİ DEĞMİŞ GİBİ Bu oyunla birlikte tek kişilik kısımdaki turnuva modu yerini sezona bırakmış. Artık seçtiğiniz takım hangi konferanstaysa, o konferansta yer alan diğer 14 takımın hepsiyle tek maç kapıştığınız bir sezon yer alıyor oyunda. Eğer sezonu başarıyla tamamlarsanız, 3 maçlık serilerden oluşan play-off kısmına geçiş yapıyorsunuz ve şampiyonluk için mücadele ediyorsunuz. Sezonu şampiyon olarak tamamlayabilirseniz, seçtiğiniz takımın yıldız oyuncusunu açıyorsunuz ve diğer modlarda kullanılabilir hale getiriyorsunuz. Bu sistem ilk başta kulağa oldukça iyi geliyor. Ancak sonradan fark ediyorsunuz ki; bir oyuncu için en az 20 maç yapmanız, 30 takımın tamamının oyuncularını açabilmek içinse toplamda 600 maç yapmanız gerekiyor. Üstelik bu, denediğiniz tüm sezonları başarıyla bitirdiğiniz senaryo için geçerli olan en iyi ihtimalli sayı. Hal böyle olunca da sezon modunun tüm albenisi ortadan kayboluyor ister istemez. 2K’in işin içinde olduğu bir basketbol oyunundan bekleyebileceğiniz her şey burada da var; yüksek kalite ve sizi oyun içi para harcamaya cebren ve hile ile yönlendirme. Ah evet, tüm oyuncuları parasını vererek açabiliyorsunuz… HANİ EĞLENİYORDUK? Paket açarak oyuncu toplama mekaniği tutmuş bir sistem ve bunu eleştirmenin bir lüzumu yok. Nasıl ki FIFA Ultimate Team modunu bu denli heyecanlı kılan temel unsur paket sistemiyse, burada da benzer bir heyecan söz konusu. Ancak NBA 2K Playgrounds 2, çok önemli bir hata yapıyor bu noktada. FIFA'nın aksine, oyun içi parayla paket açma imkanının yanında efsanevi oyuncuları gerçek parayla satın alma imkanı da veriyor. Hatta oyundaki tüm oyuncuları açan bir paket dahi var. Bu gerçekten tarif edilemez bir günah. Çoklu oyuncu modlarında karşılaştığınız insanların kadrolarını aynı şans unsuruyla değil de, maddi güçleri doğrultusunda oluşturabiliyor olmaları Ultimate Team’in başarasıyla hiçbir şekilde örtüşmüyor. Üstelik yine bir 2K alışkanlığı daha burada karşımıza çıkıyor ve hali hazırda özellikleri belli olan NBA oyuncularını geliştirme zorunluluğu getiriyor oyun bizlere. Oyuncuların temel halleri gerçekten vasat denebilecek seviyede. Performans alabilmek için kullanmak istediğiniz her oyuncuyu ayrı ayrı geliştirmeniz ve önce gümüş ardından da altın seviyeye getirmeniz gerekiyor. Keşke saf eğlenceye odaklanmış bir yapımda böylesi zorlamalara hiç gidilmeseydi… GÖZÜNÜ EKRANDAN AYIRMA! Sahanın içine girdiğimizde ise her şey inanılmaz keyifli bir şekilde akıyor. Yaptığınız hareketler göze çok hoş görünüyor, sunum son derece başarılı bir şekilde yansıtılıyor ve maçlar genel olarak bitmek bilmeyen bir aksiyon şenliği şeklinde geçiyor. Her maçın gidişatını önemli oranda etkileyen bir piyango sistemi de var. Maçta sergilediğiniz başarılı hareketler neticesinde dolan bu barın sonucunda 9 farklı kısa süreli güçten birini kazanıyorsunuz. Bu güçlerin arasında hiç yorulmadan koşabilmek de var, rakibin şut yüzdesini önemli ölçüde düşürmek de. Kaybettiğinizi düşündüğünüz bir maçı ansızın döndürebilecek seviyede etkiye sahip bu güçleri hem kullanması çok zevkli, hem de maçların gidişatını tahmin edilemez kılmasıyla içeriğe katkısı çok kıymetli. Oynanış noktasında canımızı sıkan en kritik nokta şut barının konumlandırması oldu. Ekranın altına yerleştirilen bu bar, sahadaki aksiyondan gözünüzü kaydırmanıza sebebiyet veriyor. Özellikle de yapı olarak son derece arcade olmasına rağmen, şutların isabetli olabilmesi için doğru zamanda topu elden çıkarmayı zorunlu kılması nedeniyle bu barı görmezden gelmek de mümkün olmuyor. Sahadaki mücadeleyi bu denli etkileyen estetik bir hata nasıl yapılmış anlamak mümkün değil inanın ki… KOYUNUN OLMADIĞI YERDE… NBA 2K Playgrounds 2; tüm o gerçekçilik ve simülasyona yakın oynanıştan kaçmak isteyenler için ideal bir liman görevi üstleniyor. Ancak piyasada benzerinin kalmamış olmasının ekmeğini yediğini de belirtelim. İşini iyi yapan yeni bir NBA Jam veya NBA Street piyasaya çıksa Playgrounds’u tercih edecek pek kimse kalacağını zannetmiyoruz. Ancak bu yoklukta, arkadaşlarınızla birlikte gülüp eğlenmek için kesinlikle tercih edilebilir. DETAYLAR Oyunun görsel lezzeti gerçekten çok tatlı hazırlanmış. Yalnızca oyuncuların tasarımı değil, saha seçimleri ve arka planda olup bitenler de alabildiğine renkli resmedilmişler. Yalnızca günümüzün yıldızlarıyla değil, NBA tarihinin en önemli oyuncularıyla da kadronuzu oluşturabiliyorsunuz. Tabii yıldız isimlere ulaşmak öyle çok da kolay değil… Yeni oyuncular edinmek için paket açarak kartlarını topluyorsunuz. Eğer şansınıza güvenmiyor ya da uğraşmak istemiyorsanız, parayı basıp her oyuncuyu açmanız da mümkün. Her şeyin ötesinde sahada yaşananlar inanılmaz keyifli. Sürekli topu olmadık şekillerde döndüren, havalarda uçuşan birileri oluyor sahada. Arkadaşınızla coşmak için birebir. PUANLAMA