NBA’e olan ilgi dünya genelinde etkisini artırarak devam ediyor olsa da, özellikle yayınların raflardan kalkmasıyla Türkiye'de ciddi anlamda azalmış vaziyette. Hal böyle olunca, NBA 2K oyunlarının alıcı potansiyeli de her yıl biraz daha geriye gidiyor. Umuyoruz ki hala oralarda bir yerlerde ilgisini canlı tutmayı başarabilenler vardır Tabii ilginin azalmasının yegane sebebi bu değil. Ülkemizde NBA maçlarını takip etme alışkanlığı 90’ların ortalarından itibaren önemli bir artış göstermişti ve o yılların fanatikleri bugünün kemik kitlesini oluşturuyor. Ne acıdır ki, posterleri duvarları süsleyen pek çok isim parkelerden çekilmiş durumda. Iverson, Shaq ve T-Mac gibi uğruna kavgalar edilen isimlere son zamanlarda Kobe ve Duncan da katılarak ayrılık kararı aldı. Biz bu satırları kaleme alırken bir üzücü haber daha aldık ve Kevin Garnett’in de basketbolu bıraktığını öğrendik. İşte kemik kitleye NBA’i sevdiren bu isimlerin ayrılmasıyla, artık daha soğuk, daha cazibeden uzak bir yapısı var organizasyonun. Tutunduğumuz tek dal olarak Vince Carter kaldı, onun da son yılı olduğunu tahmin etmek zor değil. Bir yüzük uğruna üzerine kurulmuş takımı geride bırakıp, ligin en güçlüsüne kaçmanın moda olduğu şu günlerde NBA’i sevmek eskisi kadar kolay değil ne yazık ki. BİLMEYENE MASALLAR Tüm bunların oyunla ilgisi olmadığını düşünebilirsiniz ama gerçekten var. NBA 2K serisinden ne kadar keyif alabileceğiniz, sırf bir maçı izleyebilmek uğruna geceleri uykunuzdan ne denli fedakarlık etmeye hazır olduğunuzla doğru orantılı. Eğer bu sporu eskisi kadar sevmiyorsanız, kontrol kumandasını elinize alıp oyunun başına heyecanla oturmanız da bir o kadar zor oluyor. Ama elbette seveni hala var ve 2K de bu kitleye tutunmaya çalışıyor. Ancak pamuk ipliğine bağlı olan bu sadakatin karşılığını verebilmek için ortaya koyduğunuz ürünün gerçekten yüksek bir kaliteye sahip olması lazım. NBA 2K serisi bu kaliteyi son yıllarda biraz aşağılara çekmiş vaziyette ne yazık ki. Evet oyun güzel görünüyor, içinde boğulabileceğiniz kadar fazla detaya sahip ve bazı anlarda yaşattığı heyecan dozajı gerçekten inanılmaz boyutlarda. Lakin serinin fanatiklerinin yıllardır şikayet etmekte olduğu konuları inatla düzeltmiyor olmaları çoğu zaman tüm bu güzellikleri gölgede bırakıyor. Rakip veya takım arkadaşı ayırt etmeksizin yapay zekanın sürekli olarak çuvallaması, yapılan top sürme hareketlerinin birbirine bağlanmasında görünen zafiyet ve taraftarların gerçeğe yakın bir atmosfer yaratmaktaki başarısızlığı gibi unsurlar bu sene de canımızı sıkmaya devam ediyor. Örneğin, takım arkadaşlarımızın hızlı hücumlarda pas kanallarını doğru bir şekilde dolduramıyor olmaları kabul edilemez bir günah. Basketbol oynamaya başladığınızda öğretilen ana temellerden birisi bu zira. Animasyonları ne kadar daha akıcı yaparsanız yapın, top fiziğini ne kadar üst seviyelere çekerseniz çekin, eğer basketbolun temellerini doğru bir şekilde entegre edemiyorsanız ortaya başarısız bir ürün koyuyorsunuz demektir. Basketbolla yalnızca izleyici seviyesinde ilgilenenleri kandırabilirsiniz ancak kısa süre dahi olsun bu sporda ter dökmüş herkes yapamadıklarınızdan rahatsızlık duyacaktır. KİMİN HİKAYESİ? Uzun yıllar bu temel problemlerin görmezden gelinmesini sağlayan kısım MyCareer bölümüydü. Ancak geçtiğimiz yıl öylesine kötü bir kariyer modu yarattılar ki, bir anda tüm kusurlar daha da fazla canımızı sıkmaya başladı. Spike Lee’nin halt yemesi ve Freq isimli bir züppenin bayrak taşımasıyla ortaya çıkan bu kariyer saçmaladığından daha kötüsünü yapmayı başaramazlardı, ki başaramamışlar da. Bu sene MyCareer’ın hikayesi bir nebze daha tutarlı, karakteri daha kabul edilebilir seviyede. Ha bu seferki de daha lise seviyesinde kendisine “Başkan” lakabını uygun görecek kadar görgüsüz ama olsun. En azından Doğu Avrupa insanı gibi görünüp, Harlem’den fırlamış gibi hareket etmiyor. Karakter ve yazılan hikaye ile ilgili bu sene daha az problemimiz olsa da, tercihin kendisiyle hala limoniyiz. Yahu modun ismi “MyCareer”, yani “benim kariyerim”. Ne diye inatla ne olduğu belirsiz bir adamın hikayesini takip etmeye zorluyorsunuz ki bizi? Gerçekten de anlam vermek mümkün değil… GÖZÜ PARA HIRSI BÜRÜRSE Gelelim şu kariyer modunun diğer saçmalığına. İki yıldır lise seviyesinde, “geleceğin süper yıldızı”, “parkeleri ağlatmaya geliyor”, “şimdi Lebron James düşünsün” diyerek gazlanan bir karakteri atıyorlar önümüze, NBA’e bir geliyoruz özelliğimiz 57 seviyesinde. 57 nedir ya? Nedir yani gerçekten? Kabaca anlatmak gerekirse; normal bir takım olsanız, 60’ın altında olan oyuncuya değil süre vermek, salonda paspas bile attırmazsınız. Yeni bir yıldız doğuyor gazlamasını verip de oyuncunun önüne böylesi bir çöpü fırlatmanın nasıl bir izahı olabilir? Biz izah edelim; para para para! 2K Sports kusura bakmasın ancak burada yapmakta olduğu çakallık yenilir yutulur cinsten değil. Bilerek özellikleri diplerde bir karaktere mahkum ediyorlar ki, ya iyi bir seviyeye gelmek için yüzlerce saat antrenman sahasında vakit öldürmek zorunda kalın ya da parası neyse verip özellik puanı satın alın. “Biz herkese oyunu oynayarak güçlenme imkanı veriyoruz” gibi bir cevap kabul edilebilir durumda değil ne yazık ki. Çünkü maça git, yükleme ekranı bekle, antrenman sahasına dön, zorunlu takım antrenmanına gitmek için bir daha yükleme ekranı bekle, dön bıkkınlık veren telefon mesajlarını oku, git yapmazsan gelişemeyeceğin bireysel antrenmanlarla uğraş ve hepsinde tabii ki yükleme ekranı bekle derken bir insanın sahip olabileceği sabrın her damlasını sömürüyor oyun. O nedenle cüzdanlarımıza yönelik oynanan bu bariz çakallığı hiçbir şart ve durumda görmezden gelemiyoruz ne yazık ki. KULAKLAR AĞLADI BE! Oyunun iyi özellikleri yok mu? Elbette var. Geçtiğimiz yıllarda neyden keyif aldıysanız bu sene de onlardan keyif alabileceksiniz. Çevrim içi özellikler bu sene daha stabil ve sorunlardan arındırılmış vaziyette örneğin. Ha keza oyunun mobil sürümü üzerinden elde edebileceğiniz yüz taraması da, oyuncu yaratma ekranına düzgün bir şekilde yansıtılabilmiş sonunda. Hatırlayabileceğiniz gibi geçtiğimiz yıl kendi yüzümüzü tarayıp, sonunda Kim Kardashian’ın suratını elde ediyorduk anca. Saha içinde oyunun daha akıcı ve hücum/savunma geçişlerinin daha pürüzsüz olduğunu da söyleyebiliriz. Grafiksel anlamda oyun bize önceki yıllardaki kadar çekici gelmedi ama mesela. En yüksek ayarlarda dahi birkaç yıllık bir oyunmuş hissiyatı yarattı üzerimizde. Müzik konusu oldukça sübjektif bir alan olmakla birlikte, 2K17 ile ilgili bizim en büyük hayal kırıklıklarımızın birinin de bu yönde olduğunun altını çizmeliyiz. O ESKİ HALİNDEN ESER YOK ŞİMDİ NBA 2K’e bu sene biraz sert girdik farkındayız, ancak aynı şeylerin sürekli olarak önümüze sunulmasından biz artık gerçekten çok sıkılmış durumdayız. Daha önce bu sorunun kaynağı olarak rekabet diye bir şeyin kalmamış olmasını göstermiştik ve bu savımızı tekrarlıyoruz. Keşke EA ortaya güzel bir şeyler koyabilse de, 2K serisi de yeniden eski şaşalı zamanlarına dönse. Yoksa bu gidişle, yalnızca NBA’e ilgisini kaybetmiş olan insanları değil, aynı zamanda serinin fanatiklerini de büyük bir hızla kaybetmeye devam edecekler. DETAYLAR Kariyer modunda diğer karakterlerle iletişimi mesajlar üzerinden sağlıyoruz. Takımın koçu bile tripkar mesajlar atıyor. Yapımcıların sosyal ilişkilerden pek haberi yok anlaşılan. Bu sene eklenen “arketip” özelliği başarılı olmuş. Artık hem uçana kaçana smaç basan, hem bilezik gibi üçlükleri sıralayan bir oyuncu yaratamıyorsunuz. Sınırlarınıza dikkat edin. Kobe Bryant’ın basketbolu bırakmış olması milyonlarca insanı derinden üzdü muhakkak ki. Kendisiyle basketbol hasretinizi dindirebilmek için 2K17 tek çareniz. Karakterinizi mi geliştireceksiniz? Para verin! Ayakkabı mı lazım? Para verin! Yeni animasyonlar mı istiyorsunuz? Hani Para? Neyse ki ruhumuza göz dikmemişler… PUANLAMA