Nereden Nereye #2: Ford Focus

Ozan ÖĞRETMENOĞLU 28 Ekim 2016 21:00 - Güncelleme: 06 Aralık 2016 11:52

Ford‘un, tarihçesi çok eskilere dayanmamasına rağmen segmentinin en çok tercih edilen modellerinden olan Focus ilk jenerasyonundan günümüze, Nereden Nereye‘nin bu haftaki konuğu.

Geçtiğimiz hafta Nereden Nereye serimizin başlangıcını Nissan’ın efsane modeli Skyline GT-R ile yapmıştık. Bu haftaki konuğumuz ise çoğu kişi için çok daha ulaşılabilir bir model olan ve satış rakamlarıyla markasının yüzünü güldüren modellerden biri olan Ford Focus.

Detayına indiğimizde çok rahat ayrı bir dosya şeklinde sunabileceğimiz Ford’un tarihine kısa bir göz attığımızda dünyanın en köklü üreticilerinden biri olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. 1903 yılında Henry Ford tarafından kurulan Amerika merkezli üretici, dünyanın ilk seri üretim otomobil modelini (Model T) ve ilk kez bir otomobil modelinde koruyucu cam tasarımına yer veren üretici olarak tarih sahnesinin ilkleriyle adı sıkça anılıyor. Ford’un yakın tarihte sunmaya başladığı binek modeli Focus ilk jenerasyonundan bu yana markanın en önemli modelleri arasındaki yerini sağlamlaştırarak yoluna devam ediyor. İşte Ford Focus’un kısa ama etkileyici yolculuğu!

Birinci Jenerasyon (1998–2005)

Ford Focus‘un macerası takvimler 1998‘i gösterdiğinde başladı. Ford’un bir diğer efsane modeli olan Escort‘un yerini alan Focus, 1998’in ilk aylarında kullanıcılara sunuldu. Ford Focus’un macerası aslında beklenenden zor başladı diyebiliriz. Ford’un, yeni modeline verdiği Focus ismini ilan etmesinin ardından, Avrupanın en büyük medya şirketlerinden Burda‘nın şikayetiyle şaşkınlığa uğradı. Burda’nın aynı isimle yayınladığı haftalık haber dergisi Focus, marka için beklenmedik bir sorun olarak ortaya çıktı. Bu süreçte karşı karşıya gelen Ford ve Burda, 11 saat süren görüşmelerin ardından anlaşma sağladı ve Ford’un yeni modeli, Focus adıyla piyasaya resmen sürülmüş oldu.

Ürün hayatına adeta bir aksiyon filminin giriş sahnesi kıvamında başlayan Ford Focus MK1’in piyasaya etkisi de bir o kadar hareketli oldu. Piyasaya sürüldüğü yıldan hemen sonra takvimler 1999’u gösterdiğinde Ford Focus, Avrupada Yılın Otomobili ödülüne layık görülecekti. Focus ailesinin en hızlı modeli olan RS seriside birinci jenerasyondan itibaren, 2002 model yılıyla Ford’un ürün gamındaki yerini aldı. Birinci jenerasyon Ford Focus üretim süreci boyunca 1.4, 1.6, 1.8 ve 2.0 litrelik motor hacimleriyle birlikte hatchback, sedan ve stationwagon kasa seçenekleriyle sunuldu. Motor seçeneklerinin güç değerliyse 75 beygir ile 215 beygir arasında değişiklik gösterdi. Focus ailesinin en hızlısı RS sadece kendine özgü mavi rengiyle karakteristik farkını her zaman ortaya koydu. Orijinal olarak tabir edilen Focus RS modelleri sadece Avrupada satışa sunuldu.

İkinci Jenerasyon (2004–2010)

Ford, Focus’un başarılı geçirdiği ilk jenerasyonun ardından performansından ödün vermeden gerek satış gerekse müşteri memnuniyetinde sekteye uğramadan yoluna devam etmek istiyordu. Yeni nesil Focus, yüzünü ilk olarak 23 Eylül 2004‘te Paris Otomobil Fuarı‘nda gösterdi. Eski nesline göre daha büyük ve geniş bir formda sunulan MK2, MK1’e göre daha da güçlendirilen şasi ve kaportasıyla ön plana çıktı.

Birinci jenerasyona göre 25 mm‘lik aks mesafesi, 168 mm‘lik uzunluk ve 8 cm‘lik yükseklik artışıyla yeni jenerasyon, daha büyük bir forma kavuşmuş ve daha ferah bir iç hacimle birlikte kullanıcılara sunuldu. İkinci jenerasyonda sayısal değişikliklerin yanında teknolojik gelişmelerde oldukça dikkat çekici seviyedeydi. Ford’un anahtarsız çalıştırma teknolojisi, adaptif ön ışıklandırma, Bluetooth bağlantılı hands free telefon sistemi gibi yenilikler Focus ailesine ikinci jenerasyonda giriş yaptı. Focus’un ST modeli de ikinci jenerasyonla birlikte 2005 yılında aileye katılan en yeni üye olarak kayıtlara geçti. 228 beygirlik güç değeriyle 0‘dan 100‘e eriştiği 6.4 saniyelik zamanı, 245 km/s‘lik maksimum sürati zamanının en önemli değerlerinden biri olarak kabul edildi. İkinci jenerasyonda yer alan motor seçenekleri, sadece 2.5 litrelik ünitenin gelmesiyle bir adım öteye gitmiş oldu. 2009 Focus RS‘te sunulan modifiye edilmiş bu motor, 345 beygir gücünde turbo beslemeye sahip beş silindirli bir ünite olarak dikkat çekiyordu.

Üçüncü Jenerasyon (2011- …)

Ford Focus’un günümüzde de satışına devam edilen üçüncü jenerasyonu ilk olarak 2010 yılında gün yüzüne çıktı. Yeni nesille birlikte aileye 2.0 litrelik direkt enjeksiyonlu motorda dahil oldu. Tanıtıldığı yıl üretimine başlanan üçüncü nesil Ford Focus’un satışına 2011 yılının ilk çeyreğinde başlandı. 2012 yılı geliştirilmiş Focus ST’nin, Ford’un yeni motor teknolojisi EcoBoost ile yenilendiği yıl olarak geride kaldı. 2.0 litrelik motoruyla yeni ST 255 beygir güce sahip olmuştu. Takvimler Mart 2014‘ü gösterdiğinde Ford Focus, 1,5 milyonluk satış rakamıyla Büyük Britanya‘nın en çok tercih edilen modeli olarak kayıtlara geçti. Bu süreçte Türkiye dahil olmak üzere diğer Avrupa ülkelerinde de sınıfının en çok tercih edilenleri arasında hep üst sıralarda kendine yer buldu.

2014 Cenevre Otomobil Fuarı, Focus MK3’ün günümüzdeki tasarım formunun ortaya çıktığı organizasyon olarak kayıtlara geçti. Dikkat çeken sportif ön tasarımı, tüm kullanıcılar tarafından beğeniyle karşılandı. Yeni jenerasyonla birlikte Focus RS‘te dört tekerlekten çekiş altyapısına sahip bir şekilde sunulmaya başlandı. Standart Focus modelleriyse ödüllü EcoBoost teknolojisine sahip motor seçeneğine kavuştu. 2015 yılın motoru ödülüne layık görülen EcoBoost teknolojili motor, Türkiye’de 1.0 litrelik hacim seçeneğiyle Focus’ta sunuluyor. Ford Focus ilk jenerasyondan bugüne C segment binek otomobil liginin en önemli bir modellerinden biri olarak yerini koruyor.

Colin McRae ve Ford Focus

Evet! Ford Focus’un geçmişine yolculuk edip markanın motor sporları efsanesi Colin McRae‘yi es geçmek saygısızlık olurdu. Colin Mcrae, sadece Ford motor sporları tarihinin değil, Dünya Ralli Şampiyonası’nın da efsane pilotları arasında yer alıyor. Focus’un ilk jenerasyon Focus RS WRC modeliyle dahil olduğu ralli şampiyonaları boyunca 1999‘dan 2010‘a kadar toplamda 44 adet zaferi bulunuyor. Bu 44 zaferin en büyük mimarlarından ve başrol oyuncularından biriside elbetteki Colin McRae.

1986 yılında ralli kariyerine başlayan Colin McRae, Ford takımıyla yolları kesişene kadar birkaç farklı takımla yarışlara katıldı. Dünya Ralli Şampiyonası sahnesine ilk kez 1987 sezonunda çıkan McRae, bu süreçte küçük başarılar elde etti. Ford’un Focus modelini tanıtması ve RS WRC modeliyle Dünya Ralli Şampiyonası’na katılmaya karar vermesiyle McRae’nin “çamurdan” yolu, Ford motor sporları takımıyla kesişti. Ford ralli takımının ve Colin McRae’nin ilk yarışı 1999 sezonu Monte Carlo rallisi oldu. McRae ilk zaferini ise dünyanın en sert ralli etaplarından biri olarak kabul dilen Safari Rallisi‘nde kazandı. Bu süreçte hayran sayısını bir hayli artıran McRae’nin video oyun şirketi Codemasters tarafından Colin McRae Rally isminde 1998 yılından itibaren oyun bile geliştirilmeye başladı. Focus RS WRC modeliyle birçok başarı kazanan Colin Mcrae, 1998 sezonunu üçüncü olarak tamamladı. 1995‘de Subaru takımıyla Dünya Ralli Şampiyonası‘nı kazanma başarısını gösterdi. Colin McRae, 2007 yılında geçirdiği trajik helikopter kazasının ardından hayatını kaybetti. Ford motor sporları departmanı, Dünya Ralli Şampiyonası’nda 2011 yılından itibaren Fiesta‘nın yer alacağını açıkladı. Ford, Dünya Ralli şampiyonası dışında NASCAR gibi yine dünyanın en prestijli yarış organizasyonlarından birinde de boy gösteriyor.