Netflix rakibi Apple TV servisiyle ilgili “göz ardı edilen” detaylar

26 Mart 2019 10:00

Apple, dün gerçekleştirilen büyük etkinlikte yenilenen TV uygulaması ve Apple TV+ servisini müjdeledi. Peki göz ardı edilen detaylar nelerdi?

Apple’ın Netflix rakibi servisini bir süredir beklerken Apple TV+ nihayet kendini gösterdi. Disney+ gibi “+” takısıyla ilerleyen hizmet ise kafaları oldukça karıştırdı. Türkiye’de de kullanıma açılacak olan hizmet Apple TV uygulamasından bağımsız ise düşünülemez elbette. Ancak “+” işin sadece artısı oluyor. Bu devasa sistemin nasıl çalıştığıyla ilgili daha detaylı bilgiye burada yer verdiğimiz yazıdan ulaşabilirsiniz. Dün akşam etkileyici bir sunum ve çok iddialı isimlerle açılışı yapan Apple, neleri söylemeyi atladı peki?

En önemli detay: Ücretlendirme

Apple’ın dün akşam açıklamayı es geçtiği en önemli detay ücretlendirmeydi. Sadece “+” hizmetinde değil “Apple TV Channel” hizmetinde de bu detay atlandı. Bu iki servisin birbirinden bağımsız olduğunu belirtelim. En azından bir “paket” satışa çıkmayacaksa Channel hizmeti ve “+” hizmeti ayrı ödemeler isteyecek. “+” hizmeti sadece Apple’ın özel dizi, film ve diğer tüm içeriklerini kapsayan çevrim içi yayın alternatifi oluyor. Channel ise anlaşmalı çevrim içi servislerin içeriklerine ulaşmayı sağlıyor. Peki bu ne demek?

Bildiğiniz gibi CBS, HBO gibi büyük kanalların kendi çevrim içi yayın servisleri bulunuyor. Geçmişte TV uygulamasında yer alan bu içerikler sizi orijinal uygulamaya yönlendiriyordu. Şimdi Apple diyor ki, anlaşmalı kanalların “ücretleri ödenerek” içeriklerine doğrudan TV uygulamasından erişilebilecek. Yani bu hizmetler Apple’a ödenecek belli bir komisyon karşılığı kendi servislerini TV çatısı altına topluyor. İzleyici için de erişim kolaylaşıyor. Bu fiyatlandırmayı etkileyecek mi, nasıl etkileyecek merak konusu. Daha da önemlisi birkaç kanalı bir araya getiren paket abonelikler olacak mı? Bu detaylar ne yazık ki belirtilmiyor.

Dedikodular ise izleyicileri çekmek adına “+” çatısı altındaki dizi ve filmlerin ücretsiz sunulabileceği yönünde. Böylece kullanıcıları ayrıca kanal almaya ikna etmesi daha rahat olabilir. Kanallar içinse 10 dolarlık abonelik ücreti kesilebileceği konuşuluyor.

Apple TV+ içerikleri izlemeye değer mi?

Apple, özel içerik konusunda ise açıkçası pek bir şey göstermedi. En azından çıkışa doğru son hallerine en yakın olan içerikler sahnede kendine yer bulurken bu içeriklerin ayrı ayrı fragmanını görme fırsatı da elde edemedik. En etkili çıkışı Oprah Winfrey gerçekleştirirken, hazırlanan küçük bir kolaj videosu içeriklerden kısa kareler içeriyordu. Bu durumda karşımızda neler var tam olarak bilmiyoruz. Gerçekten de izleyiciyi çekecek kadar ilginç içerikler olacak mı, hala meçhul. Ancak şimdilik açıklanan “isimler” yeni servise göz attıracak kadar iddialı görünüyor. Ücretlendirmenin belli olmasıyla beraber kullanıcıların daha seçici olacağını da söylemekte yarar var.

Ayrı ayrı almak varken neden TV uygulaması?

Bir diğer soru da Apple’ın ne gibi avantajlar sunacağı. Yani HBO, Hulu gibi servisler Netflix kadar olmasa da halihazırda zaten popüler ve geniş bir kullanıcı sayısına sahip. Bu servislere Apple üzerinden ulaşmak tüketiciye ne gibi bir avantaj sağlayacak? Netflix zaten platformda yer almadığı için, TV uygulaması üzerinden erişme imkanı yok, ancak diğer servislere uygulama içinden ödenecek üyelikle ulaşma imkanı sunulacak. Bu da yine bizi ücretlendirmeye geri döndürüyor. Örneğin 10 dolarlık abonelik iddiası doğru çıkarsa, HBO aboneleri çevrim içi servise ödedikleri ekstra 5 dolardan kar ediyor. Ya da olası şekilde paket hale getirilmiş hizmetler de dikkat çekici olabilir.

Ancak tüm bunlardan önemlisi yarattığı kolaylık olacaktır. Teknik olarak Apple TV uygulaması, klasik televizyon hissini yaratmayı amaçlıyor. Yani televizyonda kanal değiştirir gibi, aynı uygulama içinde farklı kanallara diğer servislerin uygulamalarını açmadan erişme imkanı sunuyor. Klasik televizyon deneyimine çok yakın olan bu pratik yeterli mi şimdilik yorumlamak zor.

İlgili video

Servisin tanıtımı

Paylaş