Octopath Traveler, geçmişin 2 boyutlu JRPG oyunlarına benzer bir görsel yapı sunuyor. “HD-2D” denen bu görsel tarz sayesinde, 16-bit karakter modellemeleri üç boyutlu bir dünya içinde hareket ediyor. Karakterler alabildiğine Retro bir hissiyat taşırken, çevresel elementlerde ise yüksek çözünürlüklü efektler dikkat çekiyor. Sahile vuran dalgalar, çölde uçuşan kum tanecikleri, usul usul yağan kardan yansıyan güneş ışınları gibi efektler günümüz teknolojisinin tüm nimetlerinden faydalanıyor. Geçmişle günümüzü birleştiren bu görsel yapı, Octopath Traveler’a son derece albenili bir lezzet kazandırmış. Savaşlar sırasında ise kamera karakterlere yaklaşıyor ve tasarımların kalitesi ciddi oranda artıyor. Özellikle bossların çizimlerindeki kaliteye şapka çıkarmamak mümkün değil. Müziklerde de benzer bir estetik kalite söz konusu. Yolculuğun gezi ağırlıklı kısımlarında flüt ve piyano tınılarıyla dinlendirici ezgiler kulağımızı şenlendirirken, savaşlar sırasında ise orkestranın yüksek notaları heyecan katsayısını yukarılara taşıyor. Her karakterin ayrı bir müzik temasına sahip olması da atmosfer bütünlüğünün sağlanmasında önemli bir rol oynuyor.
YALNIZCA MERAKLISINA
Yazının başında da belirttiğimiz gibi, Octopath Traveler’ı herkese önermemiz mümkün değil. Sırf bu oyun için gidin Nintendo Switch alın da diyemeyiz. Ancak JRPG türünü seviyorsanız ve halihazırda bir Switch sahibiyseniz, kütüphanenizde bu oyunda mutlaka yer almalı. Yan görevleriyle birlikte minimum 50 saat sürecek bu harika yolculuktan eminiz çok keyif alacaksınız.