Sanal gerçeklik rekabetinde ikinci perdede sahneye Oculus Rift çıkıyor. Kompakt başlığı, Xbox One kumandası ve özgün içerikleriyle iddialı olan Oculus Rift, uzun geliştirilme sürecinin hakkını verdi mi dersiniz? Oculus Rift aslında uzun süredir hayatımızda. 2012 yılında Kickstarter projesi olarak başladığı macerasına Facebook’un satın almasıyla büyüyerek devam eden Oculus, sonunda merakla beklediğimiz sanal gerçeklik gözlüğünü son kullanıcıya ulaştırdı. Uzun yıllar sabırla beklediğimiz ve bir an önce denemek istediğimiz Oculus Rift, beklentileri ne kadar karşılıyor işte orası tartışmalı. Oculus Rift’i incelerken ister istemez geçtiğimiz ay incelemesini yaptığımız HTC Vive ile sık sık karşılaştırdık. Bu karşılaştırma bazı noktalarda Oculus Rift’in lehine olurken çoğunlukla bir dezavantaja dönüştü. HTC Vive’dan önce denemiş olsaydık belki daha çok keyif alacağımız cihaz, ne yazık ki beklediğimiz etkiyi yaratamadı. Oculus Rift’in hani noktalarda daha iyi, hangi noktalarda ise geliştirilmeye mahkum olduğuna gelin beraber bakalım. BAŞARILI TASARIM Oculus Rift’i incelerken gerçekten beğendiğimiz bir nokta varsa o da tasarım. Öyle ki cihazın kutusu bile oldukça sade ve şık. Kutu içeriği de fazlasıyla zengin. Oculus Rift başlığı, takip sensörü ve Oculus kumandası ile gelen cihaz ayrıca Xbox One kumandasını da kutu içeriğinde barındırıyor. Başlık HTC Vive başlığına kıyasla çok daha küçük ve kesinlikle daha hafif. Takıp çıkarması da haliyle daha kolay. HTC Vive başlığının aksine çok daha şık bir görünüme sahip olan cihazın gövdesi kumaş kaplı, ön tarafıysa plastik bitirişe sahip. Kumaş kaplı olması cihaza şık bir görünüm sağlıyor ancak aynı zamanda ciddi anlamda leke tutuyor. Başlığın bir diğer avantajı kendinden kulaklıklı olması. Kulaküstü kulaklıkları hafifçe hareket ettirip kulağınızı tam kapatacak şekilde ayarlayabiliyorsunuz. Aynı zamanda cihaz hem üstten hem de yanlardan kafanıza oturacak şekilde ayarlanabiliyor. Cihazın aksesuarları da en az kendisi kadar sade. Takip sensörü adeta bir mikrofona benziyor. Silindirik ucunun arkasında Oculus imzası yer alıyor. Cihazın kumandası ise biri ana ekrana dönme tuşu olmak üzere ses açma kapama tuşu hariç dört farklı kullanılabilir tuşla geliyor. Oculus’un kumandası kendi uygulaması ve belirli oyunlarda kullanılabiliyor. Oldukça küçük olan kumanda bir hayli işlevsel. Kutudan çıkan Xbox One kumandası ise bildiğiniz Xbox One kumandası. Genel olarak baktığımızda bir iki eksisi olsa da Oculus tasarım işini kesinlikle doğru yapmış gibi görünüyor. OCULUS RIFT KURULUMU HTC Vive’ın kurulumu için oldukça basit ve pratik demiştik ancak Oculus Rift onun yanında çocuk oyuncağı kalıyor. Yapmanız gereken tek şey kabloları bilgisayara bağlamak ve Oculus uygulamasını indirmek. Sonrasında Oculus uygulaması adım adım kurulumu yaptırıyor zaten. USB girişlerine taktığınız hareket algılayıcı ve Xbox One’ın kutudan çıkan kablosuz bağlantı aparatının yanında Oculus Rift başlığından çıkan HDMI ve USB çıkışlarını da bilgisayara takarak Oculus uygulamasını açıyorsunuz. Hareket algılayıcının parlak tarafının sizi görecek şekilde hafif eğimli olarak ayarlanması gerekiyor. Ayrıca bu aparatı daha iyi bir deneyim için direkt masanın üstü yerine biraz daha yüksek bir yere koymak isteyebilirsiniz. Uygulamada ayrıca gözlüğün netlik ayarını da yapıyorsunuz. Gözlüğün altındaki mekanik tuşla lenslerin birbirine uzaklığını ayarlayarak size göre en net görüntüyü elde edebilirsiniz. Kısacası Oculus Rift öyle ciddi bir kurulum gerektirmeyen tam bir tak kullan cihazı diyebiliriz. OCULUS UYGULAMASI Oculus uygulaması ise oldukça basit bir arayüze sahip, kullanımı kolay bir uygulama. Ancak Valve’in Steam’iyle karşılaştırılınca haliyle oldukça amatör kalıyor. PC’de standart br oyun satış alanı ve kütüphane görüntülerken Oculus Rift’ten bakınca kendinizi bir evin salonunda karşınızda sanal bir ekrana bakarken buluyorsunuz. Kafanızdaki başlıkla gitmek istediğiniz noktaya nişan alarak ya kendi kumandası ya da Xbox One kumandasıyla seçim yapabiliyorsunuz. Oculus Rift’e özel içeriklerin de yer aldığı kütüphane şimdilik öyle çok zengin içerik sunmuyor. Ancak geliştirilme aşamasında olan oyunlar olduğunu belirtelim. SteamVR kullanarak da Oculus Rift ile oyun oynamak mümkün ama SteamVR’ın HTC Vive ile sunduğu mağaza kontrolü, masaüstü kontrolü gibi gelişmiş özellikler Oculus Rift’te mevcut değil. Oculus Rift’e özel oyunları Steam kütüphanesinde bulamayacağınızı da ekleyelim. Onları oynamak için Oculus uygulamasını indirmeniz şart. Ayrıca uygulama tıpkı Steam’de olduğu gibi arkadaş ekleme seçeneği de sunuyor. Mağaza ve kütüphanede içerikler oyun sırasında kullanıcıda oluşturabileceği rahatsızlıklara göre listelenebiliyor. Çok hassas midesi olanların içerik satın alırken buna dikkat etmesini öneriyoruz. Mağazada sadece oyunlar yer almıyor elbette. Oculus uygulamasında 360 derece fotoğraf ve videolar görüntülemek de mümkün. Ayrıca Twitch, Vimeo gibi video yayın yapan içeriklerin videolarını da izleyebiliyorsunuz. 360 derece olmayan video içerikleri için hayali bir sinema salonu oluşturuluyor ki bu salonun tasarımı sunulan seçeneklerle değiştirilebiliyor ve içerikler adeta sinemadaymışsınız gibi hayali bir perdeye yansıtılıyor. Ancak bu deneyimi birebir şekilde Samsung Gear VR ve uyumlu bir Samsung cihazıyla deneyebilirsiniz. Zira aynı uygulama Oculus’un mobil uygulamasında da mevcut. İlla bir Oculus Rift almanıza gerek yok yani. TARTIŞMALI DENEYİM HTC Vive’da en çok beğendiğimiz şey tam anlamıyla oyunun içinde gibi hissedebiliyor oluşumuzdu. Ayakta hareket ederek oyunun bir parçası olmayı başarıyorduk. Ayrıca odada belirlediğimiz koskoca bir alan da tamamen bizim oyun alanımızdı ki bu da serbestçe hareket edebilmeyi sağlıyordu. Oculus Rift’te bunların hiçbiri yok. Xbox One kumandasıyla kös kös oturup bilgisayarda oynayabileceğiniz bir oyunu Oculus Rift ile oynuyorsunuz. Oyun alanınız da sensörün sizi gördüğü alanla sınırlı. Oyuna yeni bir şey katmayan Oculus Rift sadece size 360 derece görüş açısı sağlıyor. Arkaya, sağa, sola bakma imkanı buluyorsunuz. Ancak bu HTC Vive’la kıyaslanınca yeterince etkili olamıyor, çünkü Vive aynılarını ve daha fazlasını yapabiliyor zaten. Oculus Rift ile uygulama içinde seçmek istediğiniz noktaları başınızla nişan alarak seçiyorsunuz ki bu boynunuzu bir hayli ağrıtıyor. Ayrıca cihaz rahatsız edici seviyede ısınıyor ve yüzünüze baskı yapıyor. Çıkardığınızda ise yüzünüzde komik izler oluşuyor. Sürekli oturduğunuz için fiziksel olarak yorulmuyorsunuz ancak gözleriniz ağrıyor. Tabii göz ağrısı hiçbir şey. Asıl sorun mide bulantısı. Oculus Rift oynarken siz hareketsiz, görüntü hareketli olunca inanılmaz bir mide bulantısı oluşuyor. Özellikle üçüncü şahıs oyunlarında belirli bir sürenin sonunda hasta gibi hissetmemek pek mümkün değil. FPS oyunlar bu konuda bir parça daha başarılı. Ayrıca sanal gerçeklik keyfi FPS ile daha anlamlı oluyor. Tüm bu negatif özellikler birleşince de Oculus Rift ile uzun bir oyun seansı imkansız hale geliyor. Halbuki cihazda başına oturunca kalkmak istemeyeceğiniz oyunlar mevcut. Bizim favorimiz Oculus Rift için geliştirilmiş olan Edge of Nowhere. Üçüncü şahıs oyunu olan Edge of Nowhere başarılı bir macera gerilim oyunu. Ancak mide bulantısı bir süre sonra katlanılmaz hale geliyor. Bir başka Oculus Rift oyunu olan Lucky’s Tale de eğlenceli bir platform oyunu. Denemekte fayda var. Project Cars’ı da test ettiğimiz Oculus Rift, özellikle araba yarışı tutkunlarının beğenisini toplayacaktır. Hele bir de direksiyonunuz varsa sanal gerçeklik tam bir keyfe dönüşebiliyor. Eğitici videolar ise işin gelecekteki potansiyelini gösterir nitelikte. The Body VR uygulaması ile geleceğin biyoloji derslerini hayal etmek çok zor değil. Ancak Oculus Rift’in eksileri bitmek bilmiyor. Bir kere cihazın HTC Vive gibi önünde bir kamerası yok. Yani istediğinizde etrafınıza bakamıyorsunuz. Kumandaları değiştirmek, masadan su içmek ya da telefonunuzu cevaplamak için ya başlığı çıkaracaksınız ya da hislerinize güveneceksiniz. Başka yolu yok. Cihazın burun kısmından hafif ışık alıyor olması da bir başka problem ama saydığımız onca şeyin yanında bu en önemsizi diyebiliriz. Heyecanlı oyunlarda fark edilmiyor bile. Ayrıca oyunları oynarken dönen bir sandalye kullanmanız da tavsiyemiz. Sağa, sola veya arkaya bakmak standart sandalyelerle çok yorucu oluyor. Dönen bir sandalye işleri hayli kolaylaştırıyor. Tabii kabloların sandalyeye dolanmadığından emin olun. Deneyim kısındaki en iyi şey ise Oculus Rift’in ses performansı. Kulaklıkların beklentilerimizin çok üstünde bir performans sergilediğini söyleyebiliriz. Dış sesi önleyen kulaklıklar oyuna adapte olmanıza yardımcı oluyor. ALMALI MI? Oculus Rift, tıpkı HTC Vive’da olduğu gibi güçlü konfigürasyona sahip bir PC’ye ihtiyaç duyuyor. Yani iyi bir oyun bilgisayarınız yoksa Oculus Rift de sizin için bir seçenek değil. Fiyatı ise HTC Vive’a kıyasla daha uygun. 800 dolarlık HTC Vive’ın yanında 600 dolara satılan Oculus Rift’in sunabildikleri ise fiyatıyla orantılı olarak daha az. Tabii bu fiyata Oculus Rift’in gelecek olan çift el kumandası dahil değil. Henüz satışta olmayan kumandalarla fiyat biraz daha artacaktır. Sanal gerçeklik keyifli bir alan ancak Oculus Rift ne yazık ki sunduklarıyla rakibinin bir hayli gerisinde kalıyor. Bilgisayarınızın sanal gerçekliğe hazır olup olmadığını merak ediyorsanız rehberimizden yardım alabilirsiniz. Oculus Rift uyumlu cihazlara ise buradan ulaşabilirsiniz. DETAYLAR Kutu içeriği Oculus Rift'in kutusundan kendi kumandası dışında Xbox One kumandası da çıkıyor. Dahili kulaklık Oculus Rift'in dahili kulaklıklarının performansı oldukça başarılı. Mini kumanda Cihazın kumandası oldukça küçük ancak kumandayla oyun dahi oynanabiliyor. Tasarım Başlığın gövdesi kumaş kaplı, önünde ise plastik bitirişe sahip. Takip sensörü Masaüstünde konumlandırabileceğiniz sensör kısıtlı oyun alanı sunuyor. Lens ayarı Cihazın altındaki mekanik tuşla lens ayarı yapılabiliyor. TEKNİK ÖZELLİKLER