Ölüm yaklaşıyor; Game of Thrones 8. sezon 2. bölüm “A Knight of the Seven Kingdoms” incelemesi

22 Nisan 2019 21:30

Game of Thrones 8. sezon 2. bölüm savaş için gerekli son adımları da attı. Artık dizinin destansı savaşı için geri sayım başladı.


UYARI!
Devam etmeden önce uyaralım; haberimizin bundan sonraki kısmı dizinin Game of Thrones 8. sezon 2. bölüm içeriğine dair spoiler içermektedir. Okuyacağınız gerçekler izleme keyfinizi kaçırabilir.


Sadece 6 bölümden oluşan final sezonunun toparlama kısmını nihayet tamamlayan Game of Thrones, ikinci bölümde de bizi şaşırtmıyor. İlk bölümün incelemesini kaleme aldığımızda daha ana savaşa açılan kapının sadece tasviri yapıldı demiştik. Hatta okuyucuları da ikinci bölüm için fazla beklentiye girmemeleri konusunda uyarmıştık. Çünkü Jaime’nin Kışyarı’na gelişi, Tormund’un keşiften dönüşü, karaktler arası dinamilerin belirlenmesi derken bu bölümün de aşağı yukarı ilk bölümle aynı ayarda olacağını tahmin etmiştik. Bu yüzdendir ki açıkçası bölümü izlerken hiç şaşırmadık. Bölüm genel olarak ise yan karakterlerin “hikaye kapanışı” bölümü gibiydi. Belirli noktalarda çok keskin hikaye döngüleri kapanırken içimizi bir korku kapladı. Zira bazı karakterlerin buruk vedası kendini daha bu bölümden hissettirdi gibi düşünüyoruz. Tüm bunları adım adım ele almak adına gelin sırasıyla Game of Thrones final sezonunun ikinci bölümünde neler sunmuş biraz yorumlayalım.

Jaime’nin cesareti

Bölümün açılışını ilk bölümün kaldığı yerden yaptık. Jaime’nin her şeyi göze alarak Daenerys Targaryen’ın karşısına çıkmasıyla başladık. Açıkçası geçtiğimiz incelemede de belirttiğimiz gibi Jaime’nin bu hamlesi gerçekten büyük cesaret istiyor. Nitekim Sansa, Ned Stark’a yapılanlar olurken Kral Toprakları’ndaydı. Daenerys’in nefreti zaten daha bir bebekken işlenmeye başlamıştı. Bran konusunda Jaime şaşırsa da, Bran artık “insan üstü varlık” konumuna geçtiğinden dolayı tıpkı düşündüğümüz gibi konuşmamayı seçti. “İnsani kavgalardan daha önemli” sorunlara odaklanmıştı. Ancak Daenerys’i ikna etmek kolay olmadı. Biz ilk bölümdeki Sam Tarly olayından sonra biraz hatalarından ders alarak hareket eder diye düşünmüştük ancak Daenerys’in Jaime’ye “kısa süreli” af sağlamasının sebebi aslında buna zorunda kalması oldu. Ne Jon arka çıktı ne de bir umut Sansa. Brienne’in Jaime’ye kefil olmasıyla Sansa’nın fikri tamamen değişti. Çünkü Sansa’nın canını emanet edebileceği “aile dışı” tek isim Brienne aslında.

Bu sahnedeki en önemli detay bize göre Sansa’nın “Kışyarı Leydisi” olarak affediciliği. Olgunluk göstererek yaptığı hareket Daenerys’in hamlelerini de daha amatör ve çocuksu bir kinmiş gibi gösterdi. Yedi Krallık’a hükmedecek bir kraliçe için hoş bir görüntü olmadığını söyleyebiliriz. Jon’un ise son derdinin dahi Jaime olmaması ve Daenerys’e karşı karmaşık duyguları sebebiyle olayı fazla uzatmayarak Sansa’dan yana tavır aldığına inanıyoruz.

“Güvenli” Stark mezarlığı

Gelelim Arya’ya ve yeni silahına. Daha önce burada kaleme aldığımız makalede Arya’nın kendisi için “ucu çıkıp hançer olabilen bir sopa” istediğinden bahsetmiştik. Yeniden bu konuda çok detaya girmeyeceğiz ancak bunun temel sebebini kısaca hatırlatalım. Arya’nın Valyrian çeliğinden bir hançeri olsa da hançer daha çok suikast veya yakın dövüşte işe yarıyor. Ejderha Camı’ndan bir kılıç dövülemeyeceği için Arya, temel dövüş eğitimine geri dönüyor ve kendisi için bir sopa tasarlatıyor. Karakterimizin silahlar arasındaki geçiş hızı da geçtiğimiz sezon gösterildiği için yarı sopa yarı hançer tasarımı en işlevsel tasarımlardan biri Arya için.

Karakterin Gendry ile ilişkisi ise bu bölüm derinleştirildi. Artık üçüncü bölümde hangi karaktere veda edeceğimiz belli olmadığı için Arya, Gendry ile ilk ve son kez birlikte olma fırsatını kaçırmıyor. Bu sahne biraz biraz garip hissettirdi açıkçası. Bu Maisie Williams’ın hala çocuksu suratı yüzünden olabilir. Sansa ile yan yana geldiğinde Arya hala küçük bir çocuğu andırıyor çünkü. Öte yandan bu sahne ilk sezonda Robert Baratheon ve Ned Stark arasında geçen “Benim bir oğlum var senin de kızın. Onları evlendireceğiz.” konuşmasını hatırlattı. Robert Baratheon’ın kendi kanından tek oğlu, Ned Stark’ın küçük kızıyla beraber oldu.

Bu bölüm vurgulanan “yakında öleceğiz” psikolojisinin yanı sıra “Stark mezarlığı güvenli” mesajı da kendini çok fazla tekrar etti. Bu da bildiğiniz gibi tek bir anlama geliyor olabilir: Stark mezarlığı güvenli değil. Evet belki “insanlardan saklanmak” için güvenli olabilir ancak Ak Gezenler’in Wight’ları uyandırabildiği düşünülünce ve bölüm sürekli “güvenli mezarlık ” göndermesi yapınca düşünmeden edemiyoruz. Bu teoriyi buradaki yazımızda detaylandırdık. Tyrion’ın da mezarlıkta olacağı düşünülürse, işler çok karışacak gibi. Tyrion ve Jaime’nin konuşması sırasında Tyrion’ın kendi kara mizahıyla “öldükten sonra uyanıp Cersei’yi öldürmeye giderim” demesi ise karakterin geleceği konusunda bizleri endişelendirdi. Ancak şu noktada en çok şaşıracağımız ölümlerden birinin Tyrion olacağını söyleyelim. Her ne kadar dizi “güvende kalmalı” baskısı yaratarak öleceğini işaret etse de…

Kışyarı’nın Leydisi

Jorah Mormont bu sezon Daenerys’e bahşedilmeyen sağ duyunun sesi olarak dizide yer alıyor. Önce Tyrion konusunda Daenerys’i sakinleştiren Mormont, daha sonra onu Sansa’yla iyi geçinmeye davet ediyor. Sansa ve Daenerys arasındaki konuşmada ise kritik bir dönüm noktası görüyoruz. Daenerys’in aslında diyarı ve ölüleri o kadar da önemsemediği, Westeros’tan önce burayı güvenceye almasının tek sebebi Jon Snow’a olan aşkı olduğu açıklanıyor. Bu bize göre Daenerys Targaryen’in şu ana kadarki karakter gelişimine pek uymuyor. Son sezona kadar köleleri özgürleştiren, zincirleri kıran, ezilenlere yardım eden Targaryen kızı bu sezon aniden sabırsız bir taht avcısına çevrildi gibi hissediyoruz. Yapımcıların neden böyle bir yol izlediklerini anlamak güç, belki de Daenerys’e veda etmede izleyici zorlanmasın diyedir kim bilir…

Ancak evet Daenerys ile kat ettiğimiz onca yolun sonunda şu an Yedi Krallık’ı yönetmek isteyen ve aşk için mecburi bir “ölüm kalım savaşına” giren bir kraliçe yer alıyor karşımızda. Öte yandan Sansa’nın çetin ceviz olduğunu bir kez daha vurguluyor bu bölüm. Çünkü ne olursa olsun, Sansa sağ olduğu sürece Kuzey’in Daenerys Targaryen’ın buyruğuna girmeyeceğini açıkça belirtiyor. Bu çok ilginç bir meydan okuma açıkçası. Tarly ailesini “kurutmuş” iki ejderhalı bir kraliçeye bu şekilde ısrarcı bir tavırla meydan okumak büyük cesaret istiyor.

İkili arasında geçen konuşmada en sempatik detay ise Khal Drogo göndermesiydi. Daenerys’in onu hala unutmadığını göstermeleri karakterin özüne daha sadık bir hareketti.

Zorla kahraman olmak

Bu kısmı aslında geçtiğimiz incelemede olduğu gibi tahmin etmiştik. Dizi Theon Greyjoy’u kahraman yapmak için elinden geleni ardına koymuyor. Nitekim tıpkı dediğimiz gibi gerçekleşti olaylar. Theon şaşırtıcı bir hızla Kışyarı’na geri geldi. Sansa onu Ramsay Bolton’dan kurtardığı için Theon’a hala minnet duyuyor. Ancak Theon’un kefaleti Sansa ile sınırlı değil, bu sebeple sırada Bran’ı korumak var. 3. bölümde Theon’un hayatta kalan isimlerden biri olacağını sanmıyoruz. Theon Bran’ı korumaya çalışırken ölecek, kefaletini ödeyecek ve tabii hikaye döngüsünü de tamamlayacak. Theon hikayesinde şaşırtıcı olabilecek tek şey karakterin bir şekilde kurtulup yaşaması olur herhalde…


Hikaye döngüsü tamamlanan diğer bir karakter de Brienne Tarth. En çok kalbimizi kıran detaylardan biri de bu. Tormund’un gelmesiyle birden neşelenen bölüm, fark ettiyseniz ateşin etrafında son bir keyifli anı bizlere yaşattı. Ateşin etrafında toplanan bu karakterlerin hepsinin belli bir oranda ölme ihtimali bulunuyor. Ancak en yüksek ihtimal şimdilik Brienne’de gibi duruyor. Hep şövalye olmak isteyen Brienne, nihayet bu unvana kavuşuyor ve gözleri doluyor. Hayatında ulaşamayacağına inandığı o tek amacına karakterimiz ulaşıyor. Bu da Brienne’i savaşta ölecek isimler arasında en yüksek sıralara yerleştiriyor. Hikaye döngüsü tamamlanan karakterimizin anlatacak ve geliştirecek yeni bir kurgusu kalmamış oluyor. Şakalar, romantiklikler ve buruk bir mutlulukla biten ateş başı konuşması dizinin üçüncü bölümün izleyicide büyük hasarlar yaratacağının da habercisi. Podrick’in söylediği Eskitaş’ın Jenny’si şarkısı ise tüyleri diken diken ediyor. Bu şarkı aynı zamanda dizinin final sezonunun kitapla bağlantılı tek anı olabilir. Şarkının detaylarını ve önemini ise burada kaleme aldık.

Bran’ın hazırlığı, Daenerys’in inkarı

Esasen bunu da geçmişteki yazılarda tahmin etmiştik ancak Bran Stark sonunda Night King’in amacını açıkladı. Önce Bran’ı öldürerek tüm diyarın “hafızasını” silmek sonra da insanlığı kurutmak. Bran elbette Night King’in işaretini taşıdığı için kendisinin yem olacağı bir plan ortaya attı. Bu noktada açıkçası Night King gibi Ormanın Çocukları tarafından “birinci elden üretilen” bir varlığın öldürülmesi kısmı biraz tartışmalı gibi. Arya’nın ejderha sorusu da bunu gösteriyor. Daha önce kimsenin denemediği ejderha saldırısı ise çok tehlikeli olabilir. Ne de olsa Night King kendi ejderhasını kendi avlamış bir isim. Eli boş gelmeyecektir. Öte yandan Jon Snow ve Night King arasında çok güçlü bir sahne göreceğimiz de kesin. Bran’ın ise geleceğe dair yorum yapamadığı bir kez daha vurgulanıyor.

Dizinin finalinde ise Jon, diğerlerine değil ama Daenerys’e gerçekleri anlatıyor. Daenerys de çok haklı olarak bu söylenenlerin doğruluğunu sorguluyor. Ancak burada Daenerys için iki önemli ipucu var. Birincisi Jon’un ejderha sürebiliyor olması ki Targaryen’ler dışında diğer kandan gelenler ejderha süremiyor. İkincisi Bran’ın onu karşıladığında bilmemesi gereken detayları söyleyerek kendisini şaşırtması. Yani Bran’ın “özel” olduğu açık. Öte yandan karakter için çizilen “taht için gözü dönmüş” yeni kişilik Daenerys ve Jon arasındaki ilişkiyi gergin bir hale sokacak gibi. Halbuki bu Daenerys için teknik olarak bu durum bir altın fırsat. Yüzyıllarca birbirleriyle evlenen Targaryen’ler arasında “kendi kanından” birine aşık olması onu avantajlı noktaya koyuyordu. Ancak taht hırsı işleri değiştirecek gibi görünüyor.

Game of Thrones 8. sezon 2. bölüm, önümüzdeki bölümde izleyeceğimiz vedalara karşı son boşlukları kapatan ve ilk bölüm ayarında bir bölüm oldu. Tazı’dan Davos’a hayatta kalan herkesi gördüğümüz bu bölümden sonra yayınlanacak olan 82 dakikalık üçüncü bölüm pek çok kalbi kıracak diyebiliriz.

GAME OF THRONES 8. SEZON TÜM İNCELEMELER

İlgili video

Game of Thrones 8. sezon 3. bölüm fragmanı

Paylaş