HEPİMİZ TAM KARE SENSÖRE SAHİP MAKİNELERİMİZ OLSUN İSTİYORUZ BELKİ AMA GEREK MADDİ AĞIRLIĞI GEREKSE İHTİYAÇLARIMIZIN ÜZERİNDEKİ TEKNİK DONANIMLARIYLA BU MAKİNELER BOYUMUZU AŞABİLİYOR. HEM KALİTEDEN ÖDÜN VERMEMEK HEM DE DAHA UYGUN FİYAT ARALIĞINDA SEYRETMEK İÇİN ÇEŞİT ÇEŞİT ORTA SEVİYE DSLR’DAN BİRİNİ SEÇMEK DAHA UYGUN. DOSYAMIZDA SİZLER İÇİN DÖRT TANESİNİ BİR ARAYA GETİRDİK VE ARTILARI, EKSİLERİYLE KARŞILAŞTIRDIK. DÖRT BÜYÜK JAPONUN KAPIŞMASINDA ORTALIK FAZLASIYLA KARIŞTI Akıllı telefon kameralarının giderek çok daha kaliteli hale gelmesinin fotoğraf makinesi pazarına da etkileri oldu. Artık kullanıcıların büyük bir çoğunluğu kompakt fotoğraf makineleri almak yerine akıllı telefonlarıyla işlerini görmeyi tercih ediyor. Daha iyi fotoğraf ve videolar çekmek isteyenler ise DSLR makinelere yöneliyor. İşte bu kesim, giriş seviyesi DSLR’ları da pek beğenmiyor aslında. Biraz daha para harcayarak daha donanımlı, ihtiyaç anında yarı yolda bırakmayacak makineler alıyor. Bunun yanında fotoğrafçılığa ciddi olarak meraklı olan ancak tam kare sensöre sahip bir makineye geçiş için gereken mali yükün altına giremeyecek bir kesim de söz konusu. Bu gruptakiler de tam kareye en yakın deneyimin peşinden koşuyor. Bu noktada da üst-orta sınıf APS-C sensörlü DSLR’lar imdada yetişiyor. Her büyük markada bu gruba giren makineler mevcut. Sözünü ettiğimiz makineler yalnızca fiziksel özellikleriyle değil, sahip oldukları donanım ve gelişmiş yeteneklerle de giriş seviyesi makinelerden ayrılıyor. Öyle ki, kullanıcılar satın aldıkları bu makineleri profesyonel amaçlarla bile kullanıyor. Fotoğrafa meraklıysanız ve belli bir bütçeyi gözden çıkarmayı düşünüyorsanız son kararınızı vermeden önce dosyamızı okumanızda yarar var. Ürün listesi ve karşılaştırma ► GİRİŞ ► CANON 700D ► NIKON D7100 ► PENTAX K-5 II ► Sony A77 ► KARŞILAŞTIRMA TABLOSU CANON 700D FOTOĞRAFA YENİ YENİ MERAK SALAN HER KULLANICI CANON’UN ÜÇ BASAMAKLI SERİSİNDEN BİR MAKİNEYİ MUHAKKAK Kİ DÜŞÜNMÜŞTÜR. SERİNİN EN YENİ VE EN GELİŞMİŞ MODELİ OLAN 700D, BİRÇOK YENİLİĞİ BÜNYESİNDE BARINDIRAN İYİ BİR ALTERNATİF Canon’un giriş üstü üç haneli (bkz: 550D, 600D, 650D) serisinin bir üyesi olan 700D aslında dosyamızdaki diğer makinelerle eş değil. 60D ve 7D eski olduğundan, henüz çok yeni olan 70D ise dünya genelinde piyasaya çıkmadığından dosyamızda 700D’ye yer vermeyi tercih ettik. 650D’nin üzerine gelen makine devrimsel yenilikler getirmiyor esasında. Belli başlı iyileştirmeler söz konusu, o kadar. 18 megapiksel çözünürlük sunan sensör aynı kalmış. İşlemci de yine Canon’un DIGIC 5’i. Teknik özellikler anlamında iki makine neredeyse birbirinin kopyası. Esas dikkat çeken (zor da olsa) değişiklikler gövdede. Gövdenin malzemesi yenilenmiş. Daha üst seviye makinelerdeki hissi vermeyi amaçlayan bir malzeme kullanmayı tercih etmiş Canon. Malzemenin yapısından ötürü kasa çizilmeye müsait. Tırnağınızla bile kasa üzerinde izler bırakabiliyorsunuz. Açıkçası biz eski kasayı tercih ederdik. Ana mod tekeri de değiştirilmiş. İkonlar ve dizilimlerde ufak bir yenilenme olmuş. 700D’de tek bir ana kontrol tekeri bulunuyor. Bunun kullanım kolaylığını azalttığı yadsınamaz. İkinci tekerin eksikliğinde ayar yapmak için arka yüzdeki AV düğmesinden yardım almanız gerekiyor. HAREKETLİ EKRAN Makinenin penta ayna olarak geçen optik vizörü yaklaşık yüzde 95’lik (rakiplere kıyasla az) bir alanı görüntüleyebiliyor. 3 inç büyüklüğündeki hareketli ekran da 650D’den miras. 1 milyon noktalı ekran dokunmatik özellikli. Ekranda beliren Q ikonuna basarak kolay çekim ayarlarına müdahale edebiliyorsunuz. Canlı izleme açıkken, ekran deklanşörü seçeneğini aktif hale getirdiğinizde yalnızca ekrana dokunarak fotoğraf çekebiliyorsunuz. Bu seçenek devre dışı iken ekranda dokunduğunuz alan netleniyor. Canlı izleme açıkken vizör kullanılamıyor. Canlı izlemeyi kapattığınızda vizör açılıyor ve çekime ait bilgiler ekranda görüntüleniyor. Gözünüzü vizöre yaklaştırdığınızda vizörün hemen üstündeki algılayıcı sayesinde ekran kararıyor. Gözünüzü vizörden çektiğinizde tekrar ekran açılıyor. Ekranın hareket kabiliyeti oldukça yüksek. Kendi ekseni etrafında 270 derece dönebiliyor. Sola doğru açıldığı için, açıp çevirdiğinizde kendi fotoğraflarınızı kendinizi görerek çekebiliyorsunuz. HİBRİT OTOMATİK ODAKLAMA SİSTEMİ Canon, giriş seviyesi makinelerinde megapiksel çılgınlığına girmeyi tercih etmeyen markalardan. Farklı alanlara yatırım yapıp görüntü kalitesini iyileştirecek çözümler üretiyor. 700D’de kullanılan sensör ve DIGIC 5 görüntü işlemcisi bu çözümlerin en öne çıkanı. 18 megapiksellik sensör detaylı ve renk tutarlılığı oldukça iyi fotoğraf kareleri yakalamayı başarıyor. DIGIC 5’in hızı sayesinde de hem çekim esnasında hem de hemen sonrasında makinede bir yavaşlık olmuyor. Makine Hybrid AF olarak geçen bir odaklama teknolojisini kullanıyor. Kontrast ve aşama algılamanın bir arada olduğu bu sistem sayesinde odaklamalar daha hızlı, sonuçlar ise daha keskin oluyor. Çapraz tip dokuz otomatik odaklama noktasına sahip olan makine odaklama hızında kimi rakiplerinin gerisinde ama genel olarak oldukça hızlı. Canlı izleme açıkken de odaklama hızı değişmiyor. Canlı izlemeye getirilen yenilikler sayesinde artık fotoğraflara verdiğiniz, vermek istediğiniz efektleri anlık olarak ekranda görebiliyorsunuz. Aynı şekilde çekim ayarları üzerinde yaptığınız değişiklikleri de ekranda görebiliyorsunuz. Örneğin ISO’yu azalttıkça ekranınız kararıyor. Ekranda gördüğünüzle ortaya çıkan fotoğraf arasında çok az bir fark oluyor. Makinede gölgeli ve yüksek kontrast değişimleri içeren karelerde etkili farklar yaratan otomatik aydınlatma iyileştiricinin yanı sıra uzun pozlamada ve yüksek ISO’lu çekimlerde kumlanmayı gidermeye yönelik fonksiyonlar da var. 100 - 12.800 arası ISO hassasiyetine sahip olan makine, kullanmak istediğiniz maksimum ISO değerini belirlemenize da izin veriyor. HDR fotoğraflar çekebileceğiniz 700D, seri çekimde art arda 5 kare yakalayabiliyor. Bir Sony kadar hızlı değil ama olsun. Makinenin ana modlarından biri olan yaratıcı otomatik (CA), özellikle fotoğrafçılığa yeni başlayanlara yardımcı olmayı amaçlıyor. Bu moddayken çok temel bir iki ayara müdahale ederek başarılı sonuçlar elde edebileceğiniz fotoğraflar çekebiliyorsunuz. APS-c boyutlu sensörün çözünürlüğü 18 megapiksel. Maksimum ISO 12.800. Hareket kabiliyeti yüksek dokunmatik ekran odaklama ve çekim için kullanılabiliyor. DIGIC 5 işlemci, makinenin ihtiyacı olan gücü ve hızı fazlasıyla sağlıyor. ÖRNEK KARELER DETAY (1/100 enstantane, f/5,6 diyafram, 100 ISO) Sarı stüdyo ışığıyla çektiğimiz fotoğraflarda beyaz ayarını tutturmamız biraz sorunlu oldu. Bunun dışında Canon’da detaylar oldukça başarılı. MANZARA (1/100 enstantane, f/10 diyafram, 100 ISO) Kenarlara yakın ağaçlı bölgelerde arka plandaki objelerde hafif detay kayıpları göze çarpıyor. Kirlilik neredeyse hiç yok. ARTI-EKSİ + Hareketli dokunmatik ekran, video performansı, mikrofon girişi, HDR - Sınırlı AF noktası, plastik hissi veren gövde, 650D ile neredeyse aynı Ürün listesi ve karşılaştırma ► GİRİŞ ► CANON 700D ► NIKON D7100 ► PENTAX K-5 II ► Sony A77 ► KARŞILAŞTIRMA TABLOSU NIKON D7100 MERAKLA BEKLEN GÜNCELLEME GELDİ VE NIKON D7000’İN YERİNİ D7100 ALDI. 51 NOKTALI OTOMATİK ODAKLAMA, ZENGİN KİŞİSELLEŞTİRME SEÇENEKLERİ VE 24 MEGAPİKSEL ÇÖZÜNÜRLÜĞÜYLE D7100, NIKON DAHA İYİSİNİ YAPANA KADAR EN İYİSİ Canon ve Nikon arasında yıllardır devam eden savaşta her iki marka da kendine has özelliklerle donanmış makineler üretmeye ve kullanıcıları kendi cephesine çekmeye çalışıyor. Bu savaş DSLR kategorisinde daha kıyasıya devam etmekte. Nikon, profesyonelliğe geçiş yapmak isteyenlere, tam kare sensöre sahip en iyi alternatiflerden birini D600’le sundu. D7100 ise tam kare sensörlü makinelere geçiş yapmaya bütçesi elvermeyen ama belli bir seviyenin de altına inmek istemeyen kullanıcılara hitap eden üst sınıf bir makine. Bunu söyleyen yalnızca biz de değiliz. Her yıl fotoğrafçılık ödülleri veren TIPA, D7100’ü yılın en iyi ileri seviye DSLR’ı seçti. 15’i çapraz toplamda 51 otomatik odaklama noktasına sahip olması, seri çekimde saniyede tam çözünürlüklü 6 kare yakalayabilmesi, 3 inçlik 1,2 milyon noktalı ekranı, ileri seviye fotoğraf ve video ayarları ile 150 binlik deklanşör ömrü D7100’ü rakiplerinden ayırmayı başarıyor. GÖVDEDE YOK YOK Makinenin rakiplerine kıyasla daha büyük olan (ve bu sayede daha profesyonel görünen) magnezyum alaşımlı gövdesi hava koşullarına ve toza karşı korumalı. Gövdenin sağ tarafında kalan hafıza kartı yuvası iki girişli. İki yuva da SDXC UHS-I hafıza kartlarına destek veriyor. İlk kart dolunca ikinciye geç, her iki karta da yaz ve birinci karta RAW ikinciye JPEG kaydet seçeneklerini kullanabiliyorsunuz. Mikrofon, micro-USB, HDMI, GPS ve kulaklık bağlantıları farklı kapaklar altında gövdenin sol tarafına dizilmiş. Üst tarafta sağda deklanşörün hemen arkasında pozlama, ölçüm ve video kayıt düğmeleri ile ikinci kontrol ekranı yer alıyor. Yine bu bölgede ana çekim ayarlarını kontrol etmenizi sağlayan iki teker bulunuyor. Teker demişken mod tekerinden de bahsedelim. Nikon, D7100’de bas-çevir mod tekeri kullanmış. Bu tekerin hemen altında ise deklanşör modunu ayarlayabileceğiniz ikinci bir bas-çevir teker yer alıyor. Deklanşör modlarından biri olan “sessiz” özellikle az ses çıkarmanız gerektiği durumlarda işe yarıyor. Video ve fotoğraf arasında geçiş yapmanızı sağlayan canlı izleme anahtarı arka yüzde, ekranın sağında. Bu anahtarı ilgili konuma getirdikten sonra ortasında kalan düğmeye basarak canlı izlemeyi aktif hale getiriyorsunuz. Canlı izleme açıkken vizör tamamen devre dışı kalıyor. Ayrıca yaptığınız çekim ayarı değişikliklerini de canlı izleme modunda ekran üzerinde göremiyorsunuz. Nikon D7100’ün en etkileyici donanım öğelerinden biri ekranı. RGBW renk dizilimli ekranın, cam ve paneli arasındaki hava boşluğu alındığı için görünürlüğü ciddi oranda iyileştirilmiş. Parlaklık ve renk ayarı yapmanıza da izin veren ekran dokunmatik özellikte değil ve hareket edemiyor. FULL FRAME OLMAZSA D7100 OLSUN Nikon D7100, sensörüyle de oldukça iddialı. 24,1 megapiksellik sensörde, AA olarak da bilinen optical low-pass filtresi yok. Bu da çekimlerinizin daha keskin olmasını sağlıyor. Yüksel piksel sayısı da fotoğrafları kestiğinizde dahi yüksek çözünürlükte kalmasını sağlıyor. Sensörün ISO değerini standart olarak 100 ile 6400 arasında belirleyebiliyorsunuz ancak maksimumda 25.600’e denk gelen Hi 2 seviyesine kadar çıkarabiliyorsunuz. ISO performansında D7100 çok iyi iş çıkarıyor. Makinenin EXPEED 3 görüntü işlemcisi hem verilerin işlenmesinde hem de yazılmasında oldukça hızlı çalışıyor. Devrimsel bir iyileştirme olarak bahsedebileceğimiz 15’i çapraz 51 noktalı AF sistemi ise D7100’ün hızına hız katıyor. Makine bunun yanında DX format görüntü açısını artırmaya yarayan 1.3x DX çarpan fonksiyonuna da sahip. Bu fonksiyonu aktif hale getirdiğinizde çözünürlük 15 megapiksele düşüyor ve kadrajınız, objeye daha da yaklaşıyor. Yani makineye taktığınız 50 mm’lik bir prime lens makine DX formatlı olduğu için 75 mm’ye dönüşürken, 1.3x çarpanını aktif hale getirdiğinizde 98 mm oluyor. Nikon’un yeni geliştirdiği noktasal beyaz dengesi fonksiyonu sayesinde canlı izleme modunda çekim yaparken ekrandaki istediğiniz bir noktayı işaretleyerek beyaz ayarı yapabiliyorsunuz. Active D-Lighting olarak geçen teknoloji ise yüksek kontrastlı ve gölgeli sahnelerde detay kaybını önlüyor ve görünmesi zor olan alanları ortaya çıkarıyor. HDR desteği de olan makineyle, biri otomatik beş farklı seviyede HDR fotoğraflar çekebiliyorsunuz. D7100, farklı efektlere de sahip ve bu efektleri hem fotoğraf hem de videolara uygulayabiliyorsunuz. Elde duruşu ve kullanımı konforlu olan, hava koşullarına dayanıklı gövde magnezyum alaşımlı. 15’i çapraz tip 51 noktalı otomatik odaklama sistemi çok hızlı ve çok tutarlı. Çift kart yuvası, yedekleme için ve hem RAW hem JPEG kaydetmek için kullanılabiliyor. ÖRNEK KARELER DETAY (1/100 enstantane, f/5,6 diyafram, 100 ISO) Renk tutarlılığı ve detaylarda Nikon’un bariz bir üstünlüğü söz konusu. Odaklı alanlarda keskinlik yüksek seviyede. MANZARA (1/100 enstantane, f/10 diyafram, 100 ISO) Çok gerilere bakılmadığı takdirde kadraj içindeki tüm bölgelerin odaklı ve keskin olduğu görülebiliyor. Renkler yine çok iyi. ARTI-EKSİ + 51 noktalı AF, ISO performansı, 1.3x çarpan, malzeme kalitesi, vizör - Video otomatik odaklama, dahili GPS yok Ürün listesi ve karşılaştırma ► GİRİŞ ► CANON 700D ► NIKON D7100 ► PENTAX K-5 II ► Sony A77 ► KARŞILAŞTIRMA TABLOSU PENTAX K-5 II YENİLİKÇİ ANLAYIŞINI SÜRDÜREN PENTAX, K-5 II İLE CANON VE NIKON HEGEMONYASINDAN SIYRILIP, YEPYENİ BİR DENEYİM YAŞAMAK İSTEYEN FOTOĞRAF TUTKUNLARINA HİTAP EDİYOR. MAKİNE, RAKİPLERİNDE BULUNMAYAN SIRA DIŞI ÖZELLİKLERE DE SAHİP Farklı seviyelerde, farklı ihtiyaçlara cevap veren fotoğraf makinelerine sahip olan Pentax, K5 modelinin yerine çıkardığı K-5 II ile farklı bir yol izlemekten yana olan fotoğraf tutkunlarını hedefliyor. K-5 II tasarım anlamında K-5’in üzerine çok fazla bir şey katmıyor. Ana hatlarıyla iki makinenin görünümleri birbirine çok benziyor. K-5 II’nin gövdesi, selefi gibi hava koşullarına dayanıklı yapıda. Magnezyum ve paslanmaz çelikten mamul gövdenin üzerinde yer alan tüm giriş çıkışlar, su ve toz geçirmeyen özel kapaklarla kapatılmış. Olumsuz hava koşullarından etkilenmemesi için makineyi WR ibareli, hava koşullarına dayanıklı lenslerle birlikte kullanmanız gerekiyor. Aksi takdirde ciddi bir mali yük altına girebilirsiniz. K-5 II’nin gövdesinin sağ tarafında kart yuvası ve uzaktan kumanda girişi, sol tarafında ise güç, PC/AV, HDMI ve mikrofon bağlantıları yer alıyor. Gövdenin her tarafında farklı bir düğme veya bir teker yer alıyor. Bunlar ilk bakışta biraz kafa karıştırıyor ancak alıştığınızda kolaylık sağladığını anlıyorsunuz. Hepsinin kullanımı süper rahat değil ne yazık ki. Arka yüzde yer alan odak seçimi tekerini hareket ettirmek biraz zor. Aynı şekilde flaş senkron girişini kapatan ufak parçanın konumu ve yerinden çıkarılması da sıkıntılı. Bir de her kullanıcının sevmediği bas-çevir ana mod tekeri var. Tekeri döndürmek için üstündeki düğmeyi basılı tutmanız gerekiyor. Üst orta DSLR’ların olmazsa olmazı üst ekran K-5 II’de de mevcut. Deklanşörün hemen arkasında konumlanan ekranda çekime dair tüm ayrıntıları görebiliyorsunuz. Makine açıkken, deklanşörün etrafındaki halkayı saat yönünde çevirdiğinizde ekran yeşil bir ışıkla aydınlanıyor. K-5 II’nin 3 inç büyüklüğündeki dokunmatik olmayan ekranı 921 bin noktalı. Doğrudan güneş ışığı altında dahi görülebilen ekranın parlaklık ve ton ayarlarını değiştirebiliyorsunuz. SAFOX X Megapiksel yarışında 24 megapiksele çıkan rakipleri varken Pentax K-5 II 16,3 megapiksellik mütevazı çözünürlüğüyle her şeyin bundan ibaret olmadığını gösterir kalitede sonuçlara imza atmayı başarıyor. Titreşim engelleme özelliği gövdesi üzerinde olduğu için makineyle birlikte kullanılan tüm lensler titreşimin neden olduğu bulanıklıktan kurtuluyor. Pentax, otomatik odaklama sisteminde de iyileştirmeye gitmiş. SAFOX X otomatik odaklama sistemini kullanan K-5 II, Pentax’ın iddiasına göre 100 ISO’da sınıfındaki en geniş pozlama değeri aralığında (-3EV - 18EV) otomatik odaklama yapabiliyor. Odaklama oldukça hızlı ancak makineyle gelen 18-55’lik kit lens fazlasıyla sesli çalışıyor. Çoklu pozlama yapabilen makine ile 2’den 9’a kadar farklı kareyi üst üste çekebiliyorsunuz. Bu fonksiyonu kullanarak, çok garip sonuçlar elde edebileceğiniz gibi oldukça sanatsal kareler yaratmanız da mümkün. Her şey sizin yeteneğinize kalmış. Makine canlı izleme yeteneğine de sahip. Ancak önemli bir farkı var, çekim ayarlarında yaptığınız değişikliklerin (ISO veya diyaframla oynama gibi) sonuçları ekranda görünmüyor. Ekran, vizörde olduğu gibi yalnızca çekeceğiniz alanı görmenizi sağlıyor. Makinenin ISO değeri standart olarak 100 ile 12.800 arasında (80-51.200 aralığına da çıkarabiliyorsunuz) ve istediğiniz takdirde, makine ISO’yu otomatik olarak ayarladığında ISO değerinin maksimum ve minimumda ne olacağını belirleyebiliyorsunuz. 3200 ISO’ya kadar kabul edilebilir kumlanma, ortam ışığına da bağlı olarak 6400’den sonra rahatsız edici olmaya başlıyor. FARK YARATAN ÖZELLİKLER K-5 II, Sunduğu tüm zengin ayar seçeneklerinin yanı sıra dosyamızda hiçbir makinede olmayan ve hatta birçok üst seviye makinede bile bulamayacağınız kişiselleştirme fonksiyonlarına sahip. Menüdeki C sekmesi altından ulaşılabilen bu fonksiyonlar arasında deklanşöre basıldığında odaklamayla birlikte pozlamayı da kilitleme, flaş kullanırken beyaz ayarı, sıcaklık değerini kelvin veya mired olarak gösterme, LCD panel aydınlatması gibi tam 27 farklı fonksiyon yer alıyor. HDR desteği de bulunan makine dinamik aralık optimizasyonu fonksiyonu sayesinde yüksek kontrast değişikliklerinin olduğu veya gölgeli sahnelere ince ayar yapabiliyor. Hazırda bulunan dijital filtreleri ister çekim esnasında isterseniz de çekimden sonra uygulayabiliyorsunuz. Üstelik her filtrenin de detaylı ayarları var. Son olarak makine içinde küçük bir Photoshop olduğunu da belirtelim. Kolay bir şekilde çektiğiniz fotoğraf ve videolar üzerinde birçok basit düzenleme işlemi yapabiliyorsunuz. Makinenin üç inç büyüklüğündeki ekranı hareket edemiyor ama görüntü kalitesi çok iyi. Sol üstteki mod tekeri ve ölçümleme tekeri bas-çevir özellikli. Gövde üzerindeki tüm bağlantı yuvaları ve girişler su ve toz korumalı. ÖRNEK KARELER DETAY (1/100 enstantane, f/5,6 diyafram, 100 ISO) Kimi bölgelerde odak kayıpları dikkat çekiyor. Bunun yanında genel olarak biraz daha keskinliğe ihtiyacı var gibi görünüyor. MANZARA (1/100 enstantane, f/10 diyafram, 100 ISO) Çözünürlüğünün düşüklüğüne rağmen gün ışığı altında fazlasıyla detaylı bir kare ortaya çıkmış. Neredeyse tüm kadraj net ve keskin. ARTI-EKSİ + ISO, fotoğraf ve video düzenleme, büyük vizör, malzeme kalitesi - Videoda otomatik odaklama yok, özel video düğmesi yok, kit lens sesli Ürün listesi ve karşılaştırma ► GİRİŞ ► CANON 700D ► NIKON D7100 ► PENTAX K-5 II ► Sony A77 ► KARŞILAŞTIRMA TABLOSU SONY A77 PİYASAYA ÇIKALI BİRAZ ZAMAN GEÇMİŞ OLSA DA SONY’NİN APS-C SENSÖRLÜ EN İYİ MAKİNESİ OLAN A77, HALEN DAHA ÇOK İDDİALI. GEÇİRGEN AYNA TEKNOLOJİSİ VE HIZIYLA RAKİPLERİNİN GÖZÜNÜ KORKUTUYOR Minolta’dan kalma mirasla A serisi DSLR’larla piyasada kendine bir yer edinmeye çalışan Sony, yenilikçi bir adım attı ve SLT konsetpiyle ortaya çıktı. İngilizce karşılığı Single Lens Translucent olan bu teknoloji, DSLR makinelerde bulunan ve deklanşöre bastığınız her seferde hareket ederek sensöre ışık düşmesini sağlayan ayna teknolojisini tamamen değiştirdi. SLT’lerde bulunan ayna, yarı geçirgen yapıda olduğu için hareket etmiyor. Dolayısıyla ışık sensöre ve aşama algılamalı AF sensörüne aynanın içinden geçerek düşüyor. Aynanın yapısından ötürü bir miktar ışık kaybı yaşanıyor elbette ama bunun çok da bariz etkileri olduğunu söylemek güç. SLT teknolojisini getirdiği bir diğer avantaj ise hız. Aynanın hareket etmiyor oluşu odaklama ve çekim hızını ciddi ölçüde artırıyor. A77, seri çekim modunda, bir saniye içinde tam çözünürlüklü 12 kare yakalayabiliyor. Sony, A77’de yalnızca SLT ile değil, ekran ve vizör teknolojileriyle de farklılaşmayı başarıyor. Makinenin 3 inç büyüklüğündeki 921 bin noktalı Xtra Fine ekranı True Black teknolojili ve görüntü kalitesi gerçekten çok iyi. Gün ışığı altında dahi iyi bir görüş sağlıyor. Ekran aynı zamanda üç farklı eksende hareket ederek zengin çekim olanakları sağlıyor. SLT’den ötürü makinede klasik vizör yerine elektronik vizör kullanılıyor. 2,3 milyon noktalı OLED vizör sektördeki en başarılı elektronik vizör belki de. Yüzde 100 görüş açısına sahip OLED vizör bir optik vizör kadar iyi değil belki ama kalitesi kusursuza yakın. Yaptığınız tüm çekim ayarı değişikliklerinin vizörde de anlık olarak gösteriliyor olması ise işe yarar bir özellik. KULLANICI DOSTU VE ERGONOMİK Sony A77’nin kasası üst seviye birçok makinede olduğu gibi magnezyum alaşımlı. Tüm bağlantı noktaları ve yuvaları da hava koşullarına karşı korumalı. Çift kontrol tekeri çekimlerde kolaylık sağlıyor ve Sony’nin kullanıcı dostu işleyişi birçok fonksiyonunun farklı şekillerde halledilebilmesini sağlıyor. Örneğin çektiğiniz fotoğraflar arasında joystick ile de teker ile de gezebiliyorsunuz. Bunun gibi kolaylıklar atlanmamış. Joystick dedik, biraz açalım. A77’nin arka yüzünde normalde dört yönlü bir düğme olarak görmeye alışık olduğumuz ana işlev kontrolünü bir joystick üstleniyor. Alışması biraz zaman alıyor ve açıkçası idaresi düğme kadar kolay olmadığı için biz pek ısınamadık. Sağ üst kısımda deklanşörün arkasında ikinci bir ekran bulunuyor. Çekim bilgilerini turuncu ışıkla aydınlanan bu ekrandan görebiliyorsunuz. Tek hazneli SD kart yuvası sağ tarafındaki bir kapak altında bulunan A77’nin uzaktan kumanda, flaş, güç, mikrofon, mini-HDMI ve mini-USB bağlantıları sol tarafta ayrı ayrı kapaklar altına yerleştirilmiş. Makinenin dahili GPS algılayıcısı da yine bu alanda yer alıyor. SLT FARKI Sony, hız canavarı makinesinde 24,3 megapiksellik çözünürlük veren kendi üretimi bir sensör kullanıyor. Yüsek çözünürlüklü sensör, standart olarak 16.000 ISO hassasiyetine kadar çıkabiliyor. Ancak Sony’nin ISO performansı çok çok iyi değil. 1600 değerinden itibaren sert hatlar kaybolmaya başlıyor ve kumlanma gözle seçilebilir hale geliyor. 6400 ise sınır niteliğinde. Sonrasındaki ISO değerleri düşük çözünürlükte dahi fark edilebilen izler bırakıyor. A77’de Sony’nin BIONZ görüntü işlemcisi kullanılıyor. Bu işlemci SLT’nin kazandırdığı hızı hiç boşa harcamıyor ve seri çekimde dahi çok yüksek hızda görüntüleri işlemeyi başarıyor. 11 çapraz sensörlü 19 noktalı aşama algılamalı AF sistemi de kontrast algılamalı sisteme göre daha tutarlı otomatik odaklama yapmanızı sağlıyor. Zaten SLT sayesinde artan odaklama hızı bu teknoloji ile daha da hızlanıyor. Deklanşöre dokunmanızla makinenin odaklama yapması anlık gerçekleşiyor. A77’nin deklanşör hızı da çok yüksek. Odaklama yaptıktan sonra deklanşöre basmanız ile karenin çekilmesi arasında yalnızca 0,05 saniye geçiyor. Çoklu kare gürültü giderme adını taşıyan fonksiyonu sayesinde makine gece elde yapılan çekimlere özel bir işlem uyguluyor. Bir saniye içinde altı farklı kare yakalıyor ve bu karelerdeki verileri işleyerek kirliliği azaltılmış tek bir kare ortaya çıkarıyor. Makine bu saydıklarımızın yanı sıra HDR, dinamik alan optimizasyonu, anti toz teknolojisi, SteadyShot titreşim engelleme ve panorama desteğine de sahip. Geçirgen ayna, gelen ışığı doğrudan sensöre ve AF sensörüne aktarıyor. Magnezyum alaşımlı gövde hem darbelere dayanıklı hem de hava koşullarına karşı korumalı. Üç eksende hareket edebilen ekran, DSLR makineler arasındaki en kabiliyetli ekran. ÖRNEK KARELER DETAY (1/100 enstantane, f/5,6 diyafram, 100 ISO) Keskinlik üst seviyede ve detaylar çok başarılı. Ancak kırmızı tüylü oyuncağın saçlarında bulanıklık söz konusu. MANZARA (1/100 enstantane, f/10 diyafram, 100 ISO) Gün ışığı altında detay kayıpları söz konusu. Kimi alan ve objelerde kirlilik de göze çarpıyor. Birazcık yumuşatmaya da ihtiyacı var. ARTI-EKSİ + Geçirgen ayna, seri çekim hızı, ekran, OLED vizör, video performansı - ISO performansı, pil ömrü Ürün listesi ve karşılaştırma ► GİRİŞ ► CANON 700D ► NIKON D7100 ► PENTAX K-5 II ► Sony A77 ► KARŞILAŞTIRMA TABLOSU KARŞILAŞTIRMA TABLOSU