Bu yılın en merak ettiğimiz otomobillerinden birisi olan Honda Jazz Crosstar Hybrid, sunduğu özelliklerle günümüz dünyasının en başarılı modelleri arasında. İkinci Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkan ucuz ulaşım ihtiyacı, savaş öncesi dönemde varlığını göstermiş üreticilerin daha önce deneyimlemediği segmentlere kaymasına neden oldu. Özellikle şehir içi kullanımlarda hayat kurtarıcı nitelikte olan Fiat 500 ve BMW Isetta gibi modellere baktığımızda markalarının o zorlu dönemden çıkışında ne denli önemli olduğunu görebiliriz. Takvimleri ileriye sarıp 2015 yılına gittiğimizde ise otomotiv tarihinin belkide daha önce görmediği türden bir gireceği bir dönemin temellerinin atıldığını hatırlatmak istiyoruz. Bugün tüm markaların planlarının merkezinde olan elektrik gücünün ses getirmeye başladığı son 5-6 yıllık virajlar sonucunda artık rekabeti sonuna kadar hissetmeye başladığımız tablolar bizi karşılıyor. Elektrik gücünün çeşitliliğine paralel olarak gelen altyapı eksikliği, hibrit otomobilleri kusursuz bir geçiş aracı haline getiriyor. Uzak Doğulu üreticiler ise hibrit teknolojisinin vadettiği ekonomik sürüş ve daha çevreci karakteriyle uzun yıllar daha önemli oyuncu olmasını bekliyor. Tüm bu parçalara baktığımızda aslında "otomobil" kavramının da altyapısal bazda tekrar sorgulandığı ve tartışıldığını görebiliriz. Dünya tüketiminin kompakt modeller üzerinden ekonomi odağında şekillendiği bu süreçte kullanıcıların temel beklentileri de tahmin edebileceğiniz gibi iktisadi bir otomobile sahip olmaktan geçiyor. Honda'nın 2001 yılından beridir ürün gamında yer verdiği ve artık dördüncü jenerasyonuyla yollarda olan Jazz, "Otomobil nedir?" sorusunu güncel koşulları da baz alarak bir kullanıcı gözünden tekrar sorgulamamıza vesile oldu. Yeni nesliyle birlikte elde ettiği ileri seviye hibrit teknolojisi ve güvenlik elemanları sayesinde ekonomik sürüşte adeta boyut atlayan bir sürüş deneyimini de beraberinde getiren Honda Jazz Crosstar Hybrid, gözden kaçırılamayacak kadar başarılı dinamikleriyle bu yılın en favori modellerimizden biri olmayı başarıyor. TASARIM Tanıtımıyla birlikte tanışmayı merakla beklediğimiz otomobillerden birisi haline gelen Jazz, pazarda var olan SUV ilgisinden nasibini alarak test konuğumuz olan Crosstar versiyonuna da ilk kez dördüncü jenerasyonla kavuşmuş oldu. Dord Fiesta ve Hyundai i20 Active versiyonlarındaki felsefenin bir benzerinden doğan Crosstar versiyonu, Jazz’ın yenilenen yüzünün en dikkat çekenlerinden birisi. Özellikle bu versiyonla birlikte gelen Okyanus Mavisi renk seçeneği, yeni jenerasyonun tasarım karakteriyle birlikte çok keyifli bir bileşen sunuyor. Jazz'a dışarıdan baktığınızda standart versiyonda da en baskın şekilde kendisini hissettiren parçaların ışıklandırma grubu olduğunu söyleyebiliriz. Akıllarımıza BMW i3'ü de getiren ve yer yer yansımalarla bu hissiyatı güçlendiren ön far grubunda, oldukça belirgin şekilde konumlandırılan LED gündüz farı gerçekten keyif veriyor. Crossstar ile standart versiyonu ayıran temel farkların başında ise ön ızgara geliyor. Burada plastik ve daha geniş bir aksam kullanılıyor. Crosstar versiyonuyla birlikte Jazz’ın dinamiklerinde araziye vurgu yapan belli başlı değişimler standart olarak karşımıza çıkıyor. Geçtiğimiz süreçte deneyimlediğimiz rakiplerinde olduğu gibi bu parçalar arasında; tavan barları, çift renk seçeneği, plastik tampon ve gövde panelleri ve 16 inçlik özel tasarım jantlar ön plana çıkıyor. Crosstar paketinde sunulacak ana renk seçenekleri de diğer Jazz versiyonlarıyla ayrılacak daha hareketli parçalar üzerine kurulu. Gövdeye yapılan değişimlerle birlikte standart Jazz ailesinden ebatsal olarak biraz daha büyük olan Crosstar, bunun bir götürüsü olarak 0-100 gibi performans bölümlerinde ufak da olsa daha geride konumlanıyor. Aracın yerden yükseklik değerinin de standart pakete göre artırılmış olması (HB:1.526 mm - Crosstar: 1.556 mm), hafif arazi sürüşlerinin de yolunu açıyor. Genel tabloya baktığımızda Crosstar'ın ailenin diğer üyelerinden 30 milimetre daha yüksek, 31 milimetre daha geniş ve 46 milimetre daha uzun olduğunu görüyoruz. Dış taraftaki ebat artışının bagaj kısmında ise tam ters eğride olduğunu biliyoruz. Bu paketi tercih edecekler, toplamda 298 litre olarak gelen bagaj hacminin hatchback versiyondan 6 litre daha az geldiğini bilmeli. KOKPİT VE YAŞAM ALANI Jazz, geçtiğimiz nesillerde olduğu gibi bu kombinasyonunda da kokpitiyle segment üstü bir hissiyat ve kullanım alanı vadediyor. Aracın kapılarını açıp içeriye girdiğimizde bizleri İskandinav havasıyla harmanlanan minimal ve yepyeni bir konsol karşılıyor. İlk olarak Honda E'de gördüğümüz yeni direksiyon gerek tasarım gerekse hissiyat olarak büyük keyif veriyor. Konsolun ortasında konumlandırılan 9 inçlik ekran gerek tasarım gerekse kullanımda modern bir hissiyat uyandırıyor. Bu ekran üzerinden Jazz'ın teknik verilerine ulaşılabiliyor olması, City'nin aksine sistemin otomobile entegre edildiği bütünsel bir deneyime olanak tanıyor. Sistemde kablosuz Apple CarPlay ve Android Auto'nun sunuluyor olması da kullanıcıları kesinlikle memnun edecek ve artık her otomobilde standart olarak görmek istediğimiz özellikler arasında. Konsolda dikkatimizi çeken iki farklı nokta olduğunu söyleyebiliriz. Bunlardan ilki kullanılan kumaş kaplama. İç yaşam alanın tasarımına önemli katkı sağlayan bu kaplamada, Dacia Sandero ailesinde olduğu gibi sadece tek bir renk seçeneğinin kullanıldığı görüyoruz. Burada dış karaktere uyum sağlayacak daha hareketli döşeme renklerinin sunulması daha keyifli bir opsiyon olabilirdi. Konsolun sürücü ve yolcu tarafındaki köşelerde karşımıza çıkan bardaklık detayına ise bayıldık. "Keşke her otomobilde olsa" dedirten bu tasarım, verimli alan kullanımı konusunda adeta ders niteliğinde. Havalandırma çıkışlarına yakın konumlandırılan bu bardaklıklar sayesinde mevsime göre içeceğinizi sıcak veya soğuk tutma süreniz de dolaylı şekilde sağlanabiliyor. Ön bölümde özellikle değinmek istediğimiz bir diğer parça ise sürücü tarafındaki bilgi ekranı. Aslında sadece bu bölüme bakarak bir Japon otomobili içerisinde olduğunuzu da anlayabileceğinize bahse girebiliriz. 7 inç olarak gelen ve çevresi batarya ile yakıt gösterge çubuklarıyla sarmalanan bu bölüm, Jazz'ın Avrupalı rakiplerine göre geride kaldığı nadir noktalardan birisi. Aracın yenilikçi iç tasarım karakterine de pek yakışmadığını düşündüğümüz bu ekran tamamen bilgi odaklı bir yapıyla geliyor. Özellikle araçla ilgili bazı detayları görmek istediğinizde kendinizi bir rakam ve ikon kalabalığı içerisinde buluyorsunuz. Bu bölümde önümüzdeki süreçte yapılacak kapsamlı bir revizyonla birlikte gelmesini beklediğimiz temalarla görsel açıdan zenginleştirilmiş ve daha gelişmiş bir panelin Jazz'a çok daha fazla yakışacağını düşünüyoruz. Son olarak ön bölümdeki koltukların yanal desteklerinin de biraz daha iyileştirmeye açık olduğunu da belirtmeden geçmeyelim. Jazz, biraz önce de özellikle bahsettiğimiz gibi segmentinin kullanışlılık bazında referans modellerinden birisi. Aracın diz ve baş mesafesindeki başarılı dinamiklerinin yanında A sütununa entegre edilen ekstra cam panelle birlikte adeta panoramik bir görüş sunan sürüş deneyimi var. Arka taraf için de benzer oranda eşsiz niteliklerden bahsedebiliriz. Markanın "Sihirli Koltuk" adını verdiği sistem sayesinde, arka koltuklar tek hareketle 60:40 oranında katlanabiliyor. Kullanıcılar bu sayede arka koltukların olduğu bölümü de depolama alanı olarak değerlendirebiliyor. Buradaki sihir ise koltukların ayrıca dikey pozisyona da getirilebiliyor olması. Honda bu sayede yanınızdan ayırmak istemediğiniz eşyalarınızı kabin içerisinde depolamanızı da mümkün kılıyor. Önceki nesilden de alışık olduğumuz bu özellik, kullanışlılık bazında kesinlikle büyük ayrıcalık. OPSİYONSUZ GÜVENLİK TEKNOLOJİLERİ Honda Jazz'ın yeni nesille birlikte güçlenen silahlarının belkide en başında güvenlik elemanları geliyor. Türkiye sunulan tek paket olan Executive ile birlikte kullanıcıların kafasında soru işareti yaratacak opsiyon ve donanım paketleri gibi bir durum burada söz konusu değil. Pek çoğu üst segmentlerde gelen asistanların bu otomobilde standart olarak sunuluyor olması kesinlikle takdir edilesi maddeler arasında. Honda’nın yolcu güvenliğine verdiği önemi yansıtan yeni Jazz, Avrupa’da sınıfında orta hava yastığını standart olarak sunan tek model konumunda. Yeni Jazz’daki 10 hava yastığından biri olan ve sürücü koltuğunun sırtlığına monte edilen bu yeni hava yastığı, yandan çarpışma anında sürücü ile yolcu arasındaki doğrudan teması önlüyor ve çarpma etkisinin azalmasını sağlıyor Araçtaki pasif güvenlik özellikleri, en güncel Honda SENSING aktif güvenlik ve sürüş destek teknolojileri paketi ile tamamlanıyor. Yeni daha geniş açılı ve daha yüksek çözünürlüklü kamera, çok amaçlı kameranın ve önceki nesil Jazz’daki Şehir İçi Aktif Fren Sistemi (CTBA) sensör kurulumunun yerini alıyor. Yeni kamera; aracın yol dışına çıktığını, yaklaşmakta olan bir aracı veya sinyaller etkin olmadığında aracın şerit değiştirdiğini tespit etme dahil daha geniş bir alanı ve daha fazla sürüş koşulunu tanımlayabiliyor. Kamera aynı zamanda sürekli net bir görüş için buğulanmayı da önleyebiliyor. Standart olarak sunulan "Honda SENSING" birçok teknolojiyi bünyesinde barındırıyor. Aydınlatması olmayan yollarda yayaları da tespit etmek için gece kullanım özellikleri daha da geliştirilen Çarpışma Önleme Fren Sistemi kavşaklarda dönüş yaparken karşıdan bir araç gelmesi halinde sürücüyü uyarıyor. Uyarlanabilir Hız Sabitleme Sistemi sürüş hızını öndeki araca göre ayarlarken aynı zamanda düşük hız sürüşlerini de destekliyor. Şerit Takip Sistemi 72 km/s ve üzerindeki hızlarda şehir içinde, şehirlerarası yollarda ve çok şeritli otoyollarda sürüş güvenliğini desteklerken Yoldan Çıkma Önleme Sistemi, aracın asfalt dışına çıkması, yaklaşmakta olan bir araç olması veya sinyaller etkin olmadığında aracın farklı bir şeride geçmesi halinde sürücü uyarıyor. Trafik İşareti Tanımlama Sistemi trafik işaretlerini tanımlıyor ve bunları gösterge panelinde görüntülüyor. Hız Sınırı ve Girilmez trafik işaretlerini tanımlayan sistem gösterge panelinde aynı anda iki işareti birden gösterebiliyor. Akıllı Hız Sabitleme Sistemi ise aracın hızını sistemin tanımlamış olduğu hız sınırı işaretine göre ayarlıyor. Algılanan Hız Sınırı İşareti o anki sürüş hızından daha düşük ise sistem önce sürücüyü görsel ve işitsel olarak uyarıyor ve ardından aracın hızını düşürüyor. Otomatik Uzun Far Yardımcısı 40 km/s ve zerindeki hızlarda yol ve sürüş koşullarına bağlı olarak uzun farları otomatik olarak etkinleştiriyor ve devreden çıkartıyor. Jazz'ın çarpışma testlerinden 5 yıldızla derecelendirildiğini de bu bölüme son vermeden belirtelim. SÜRÜŞTEN ÖNE ÇIKANLAR Honda Jazz, yeni neslin beraberinde getirdiği hibrit motor dinamikleriyle birlikte iki farklı sürüş dinamiği sunan bir otomobil konumunda. Pazarda var olan mild-hybrid modellerden farklı olarak Honda'nın sisteminde tamamen elektrikli sürüş modunun sunuluyor olması en büyük özellikler arasında. Bu destekle birlikte Jazz'ın şehir içinde ağırlıklı olarak bir elektrikli otomobil olarak kullanıldığını söyleyebiliriz. Özellikle bir eziyet haline gelen dur-kalk trafik dinamiklerinde kabin içerisinin motor sesinden tamamen izole olduğu bir sürüşle baş başa kalıyorsunuz. Jazz'ın benzinli motoru ise ağırlıklı olarak 60 km/s hızdan sonra devreye girme eğiliminde. Bu değer özellikle İstanbul gibi bir metropol için çokça elektrikli sürüşün olacağını da kanıtlıyor. Şehir içinde elektrikli sürüşün getirisiyle fazlasıyla konforlu bir otomobil olan Jazz Crosstar'ın yüksek hızlardaki izolasyonu da beklentilerimizi karşıladı. Bu modelin standart versiyondan 3 cm yüksek olduğunu düşündüğümüzde, HB'in daha aerodinamik olan yapısının biraz daha avantaj barındırabileceğini düşünüyoruz. Aracın süspansiyonları da şehir içi kullanım odağında ayarlandığının hissiyatını yaratıyor. Sönümlemesi gayet tatmin edici olan süspansiyonun ön bölümde denge çubuğu desteğiyle viraj performansı da başarılı. Jazz'da standart olarak sunulan sürüş yardımcıları da görevlerini başarılı şekilde yerine getiriyor. Şeritten taştığınız zaman aracın kontrolü üzerine alıp direksiyona müdahale ederek sizi tekrar içeri alması, böyle bir otomobilde görmekten mutlu olduğumuz destekler arasında. Yine dur-kalk desteği sunan adaptif hız sabitleyici, ışıklarda belirli bir süreye kadar olan beklemeler dışında fren-gaz pedalıyla olan bağınızı tamamen koparmanıza olanak tanıyor. Jazz tüm bu elemanlarla birlikte gelecekteki otonom sürüşün nasıl bir deneyim olacağını kullanıcılarına başarılı şekilde aktarıyor. MOTOR VE SINIRLARI ZORLAYAN TÜKETİM Otomobilin teknik tarafına inmek için kaputun altına bakmak gerekiyor. Burada bizleri 98 beygir güç ve 131 Nm tork üreten 1,5 litrelik benzinli motor karşılıyor. Madalyonu elektrik ayağını üstlenen motorun da devreye girmesiyle birlikte kombinasyonda asfalta 110 beygir güç ve 253 Nm tork değerleri aktarılıyor. e-CVT otomatik şanzımanla kombin edilen bu ünite ile otomobilin 9,9 saniyelik 0-100 ve 175 km/s'lik maksimum sürat değerleri teknik tabloda karşımıza çıkıyor. Jazz'da konumlandırılan batarya ise enerji geri kazanımı sistemiyle kendi kendini şarj ediyor ve bu da kablo ile dolum gibi bir problemi ortadan kaldırıyor. Kağıt üzerinde yazanlar sonrası yoldaki duruma baktığımızda biraz önce bahsettiğimiz farklı sürüş karakteri ortaya çıkıyor. Uzun neredeyse tamamen bize eşlik eden benzinli motor ile kombin edilen CVT şanzıman, pek çok noktada vites geçişini yapma konusunda fazlasıyla geç kalma eğiliminde. Bu da içten yanmalı ünitenin çok yüksek devirlerde geçiş olması sebebiyle kabin içerisine çok faz gürültünün aktardığı bir sürüşü ortaya çıkartıyor. Bu durumun bir benzerini kısa süre önce deneyimlediğimiz yeni City'de de gözlemlemiştik. City cephesinde durumu çözen parça ise direksiyon arkasında vites kulakçılarının konumlandırılması olmuştu. Jazz tarafında şanzımana manuel olarak müdahale edilemiyor olması sebebiyle maalesef aynı çözümü yakalamak mümkün olmuyor. Motorun buna rağmen tüketim bazında fazlasıyla tutumlu olduğunu söyleyebiliriz. Jazz, çokça benzinli motorun devrede olmasından ötürü şehir dışı yollarda tüketimi artan bir otomobil. Bu durum alıştığımız diğer modellerin tam tersine olsa da, 1,5 litrelik motorun tutumlu yapısı sayesinde 700 kilometreyi aşan yolculuğumuzda 5 litrenin üzerinde bir tüketimi bilgi ekranında görmedik. Jazz Hybrid ile birlikte gelen elektrikli sürüş sadece konforu değil yakıt tüketimini de muhteşem şekilde düşürüyor. Şehir içinde bir scooter segmentindeki bir motosiklet tüketimini akıllarımıza getiren Jazz ile 100 kilometrede 3,5 litre ortalamalarda gezdik. Aracın tamamen şehir içi kullanımda tek depo ile 800 kilometreyi aşan menzile sahip olduğunu da notlarımız arasına kaydettik. SORUNUN CEVABI Yazımızın ilk başında bahsettiğimiz gibi bugün otomobil dünyasının bir dönüşüm içerisinde olduğunu biliyoruz. Bu dönüşümle birlikte gelen elektrik gücü ve teknolojiler, araçların fiyatlarını ister istemez yukarılara taşıyor. Ekonomi odaklı kullanıcılara hitap eden kompakt pazar ise bunun etkisini fazlasıyla hissediyor ki bunu Türkiye'deki tüketiciler için de vergiler dolayısıyla kolaylıkla söyleyebiliriz. Bugün "Otomobil nedir?" diye sorduğumuzda, ekonomi sınıf niteliğinde sunduğu son teknoloji güvenlik destekleriyle, alan kullanımıyla, akılcı tasarımlarıyla ve tüketimiyle Jazz'ı bir referans olarak sunma konusunda hiç tereddüt etmiyoruz. Saf elektrikli sürüş deneyimiyle de ekonomi sınıfı bir kullacıya yaklaşmakta olan otomobillerin adeta bir ön gösterimini yapan Jazz, fiyat/tüketim eğrisinde de rakiplerine oranla adeta parasını amorti etme potansiyeli taşıyor. Otomobil dünyasının geldiği son noktaların pek çoğunu adeta "hızlandırılmış kurs" olarak kompakt bir reçetede toplayan Jazz, 2021 yılının en beğendiğimiz modelleri arasında zirveye oynuyor. Kısa süre önce gelen zamla birlikte 342.800 TL'ye yükselen fiyat etiketi ise Jazz'ın özellikle Türkiye'deki payını büyük oranda kesen etmen konumunda. TEKNİK ÖZELLİKLER VE PUANLAMA