Otomobil sektörünü karıştıran elektrikli araç düzenlemesi hakkında OYDER (Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneği) açıklama yaptı.
Kaçırdıysanız geçtiğimiz hafta Resmi Gazete üstünden bir bildirim yapıldı ve Türkiye’de otomobil satacak markalar için kendi kuracakları TSE belgeli servis ve çağrı merkezi zorunluluğu getirileceği açıklandı. Bu konuda Ticaret Bakanlığı, “ELEKTRİKLİ OTOMOBİL SATIŞLARINDA TÜKETİCİYİ KORUYAN YENİ DÜZENLEME YÜRÜRLÜĞE GİRDİ” başlığı altında resmi olarak şunları aktarmıştı: “İthalat rejimi kararına dayanılarak hazırlanan İthalat Tebliğlerinde, gerekli güncellemeler taraf olduğumuz uluslararası anlaşmalar, tüketici güvenliği, kamu sağlığının korunması amaçlarıyla ilgili kurumlar ile istişare içerisinde yapılmaktadır. Bu kapsamda sadece elektrik motorundan tahrikli diğer taşıtların Avrupa Birliği ve Serbest Ticaret Anlaşması kapsamı menşeli olmayanların ithalatında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca düzenlenen “İzin Belgesi” nin aranması bugün tarihli Resmi Gazete’ de yayımlanan “Bazı Elektrikli Araçların İthaline İlişkin Tebliğ (İthalat: 2023/22)” ile kararlaştırılmıştır.
Söz konusu Tebliğ ile karbon emisyonunun azaltılması ve sürdürülebilir enerji temini kapsamında önemli yere sahip elektrikli araçların ithalatında, tüketici güvenliği, satış sonrası hizmet kalitesinin artırılması, batarya parkının izlenmesi, ülkemizde ihtiyaç duyulacak şarj İstasyonu ve güç yönüyle takip edilmesi ile batarya geri dönüşüm süreçlerinin daha etkin yönetilmesi amacıyla gerekli kriterlerin getirilerek, söz konusu elektrikli araçlarla ve birlikte oluşturacağı eko sistemin düzenlenmesi amaçlanmaktadır.
Ticaret Bakanlığımız, yerli üretim, istihdam ve tüketicinin korunması hedeflerine ulaşılması amaçları doğrultusunda, ithalat politikalarını etkin bir şekilde düzenlemeye devam edecektir. Kamuoyuna saygıyla sunulur.”
Bu konuda bugün OYDER (Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneği) açıklaması ses getirdi. Foreks’in buradaki haberinde yer alan uzun açıklama şöyle oldu: “T.C. Ticaret Bakanlığı tarafından 29 Kasım 2023 tarihinde çıkarılan “Bazı Elektrikli Araçların İthaline İlişkin Tebliğ” ile Avrupa Birliği menşeili ve Serbest Ticaret Anlaşmaları ile ülkemize ithal edilen araçlar haricindeki tüm elektrikli araçların ithalatı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı veya yetki verdiği kurumca düzenlenen “izin belgesine” bağlı hale getirilmiştir.
İzin Belgesinin temini için 30 gün süre verilmiş ve bu süre içerisinde yerine getirilmesi imkansız birçok şart ileri sürülmüştür. Bu şartların yerine getirilmemesi halinde araçların ithalatına izin verilmeyeceği ve ilgili markanın etkilenen modellerinin Türkiye’de satışının durdurulacağı ifade edilmiştir.
Türkiye’de otomotiv sektörünün tamamı yerli ve milli sermayeden oluşan yaklaşık 5 Milyar Dolar ile en yüksek yatırım seviyesine sahip yetkili satıcılık teşkilatları açısından, ticaretin sürdürülebilirliği ilişkin bu tebliğ önemli sakıncalar doğurmuştur.
Yetkili Satıcılık mesleği açısından ortaya çıkan sakıncalar ve tehditler aşağıda özetlenmiştir:
1. Tebliğin yayınlanmasından önce ülkemize ithalat izni almış ve satışına başlanmış olan marka ve modeller için distribütörler ile yetkili satıcılar arasında bayilik sözleşmeleri imzalanmış ve markanın belirlediği standartlara uygun yatırımlar gerçekleştirilmiştir.
Yeni tebliğ ile ilgili markanın modellerinin ülkemize ithalatı duracağı için, yeniden izin belgesi alınana kadarki süreçte yetkili satıcıların araç kaynağı kesilecek ve ticaret tamamen duracaktır. Bu markalara yatırım yapmış olan yetkili satıcılar için ilk etapta zarar, sürecin uzaması halinde de iflas kaçınılmaz olacaktır.
2. Tebliğ ile distribütörlerin 7 bölgede 20 adet TS 12047 ve TS K 646 belgeli servise sahip olmaları şart olarak ileri sürülmüştür. Ülkemize ithalat yolu ile gelen tüm araçlar için aslında geçerli olan bu hüküm sadece elektrikli araçlar için distribütörün sahibi olması şartı ile genişletilmiştir. Türkiye’de 50 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren yetkili satıcılar, üretici standardında yetkili servisler ile bu görevi üstlenmiş ve devam ettirmektedir.
Yeni hüküm ile tüm bölgelerde yetkili satıcılar kendi yaptıkları yatırımlarına karşılık bir de distribütörün aynı işkoluna yatırım yapması sonucu ile karşılaşıp rekabet etmek zorunda kalacaklardır. İşveren statüsündeki distribütör ile aynı alanda rekabet etmek yetkili satıcılar açısından verimsiz bir yatırıma neden olacaktır.
3. Yeni yayınlanan tebliğ tüm markaların en az 40 çalışan ile bir çağrı merkezi sahibi olmasını da amir hüküm olarak getirmektedir. Yetkili satıcıların gerçekleştirdiği satışların ardından servis ihtiyacı doğan tüketiciler yetkili satıcılar ile bu ihtiyaçlarını gidermek yerine çağrı merkezi aracılığıyla distribütörün sahibi olduğu servislere yönlendirilecektir.
Bu da serbest rekabet açısından ayırımcılık doğuracak ve yetkili satıcıların iş hacminde önemli bir düşüşe neden olacaktır. Zaten elektrikli araçların içten yanmalı araçlara göre çok daha az servis girişine ihtiyacı olması nedeniyle düşecek olan iş hacmi, çağrı merkezi ve distribütörün sahibi olduğu servisler nedeniyle iyice azalacaktır.
OYDER’den konuda gelen çözüm önerileri ise şöyle oldu:
T.C. Ticaret Bakanlığı tarafından ithalatın önüne geçilmesi ve yeni dönemin parlayan yıldızı elektrikli araçların satışının kontrol altına alınması amacına yönelik hazırlandığı anlaşılan tebliğ, bu amacın dışında yerleşik düzeni ve tamamlanmış yatırımları tehdit edecek boyutta bir sonuç doğurmaktadır.
Türkiye’de 1.270 plaza ile tüm illeri kapsayacak şekilde yaygın bir teşkilata sahip olan yetkili satıcılar açısından yukarıda sıralanan sakıncalara yönelik çözüm önerilerimiz aşağıda kamuoyunun dikkatine sunulmaktadır:
1. Tebliğe eklenen distribütör tarafından sahip olunan 7 bölgede 20 servis ibaresi, yetkili servisleri kapsayacak şekilde değiştirilmeli ve üretici standardında servis veren yetkili satıcılar ile yapılan anlaşmanın kapsam içinde değerlendirilmesi sağlanmalıdır.
Yetkili satıcılar 50 yılı aşkın süredir gerçekleştirdikleri görevi TSE’nin belirlediği standartlarda yapmaya devam etmeli ve distribütör ile rekabete girmek zorunda bırakılmamalıdır.
2. Tebliğ ile getirilen eğitim ve çağrı merkezi şartları için hem distribütöre hem de yetkili satıcılara gerekli altyapıyı hazırlamak için makul bir süre tanınmalıdır. Henüz ne MYK tarafından ne de TSE tarafından bir eğitim müfredatı hazırlanmadığı için verilen 1 ay süre içerisinde bu eğitimlerin tüm çalışanlar için tamamlanması imkansızdır. Bu sürenin en az 1 yıl olarak revize edilmesi önerilmektedir.
3. Tebliğ öncesinde ithalat iznini alarak satışına başlanmış marka ve modeller için ithalat izin belgesinin temini için verilen sürenin uzatılması ve tamamlanmış yatırımları bulunan yetkili satıcıların mağdur edilmemesi gerekmektedir. Bu sebeple, tebliğin bu marka ve modeller için başlangıç süresinin en az 1 yıl olarak revize edilmesi önerilmektedir.
Elektrikli araçların satışı ve kullanımı sırasında tüketici mağduriyetini engelleyecek her türlü tedbirin yanında olduğumuzu ancak bu bakışın menşei fark etmeksizin tüm elektrikli araçlar için geçerli olmasının da serbest rekabet açısından önemli olduğunu ifade etmek isteriz.
Ülkemizde hiçbir yetkili satıcısı olmayan, servis ağı kurulmamış bazı markaların sadece üretildikleri ülke kapsam dışında olduğu için mağduriyet yaratmasının da bu şekilde ortadan kaldırılacağına inanıyoruz.”