Otomotiv Distribütörleri Derneği, ÖTV sıfırlama üzerinde şekillenen önemli bir çalışmanın yetkililere paylaşıldığını açıkladı.
Türkiye Otomotiv pazarı için geride bıraktığımız kasım ayının en önemli gelişmesi, şüphesiz devreye alınan matrah güncellemesi oldu. ÖTV tarafında pazarda var olan indirim beklentilerinin cevapsız kaldığı gelişmelerin odağında, otomobillerin vergiler hariç fiyatları baz alınan limitlerde artırımlara gidildiğine şahit olduk. Devreye alınan bu düzenlemenin ise gerek sektör gerekse kullanıcı tarafında beklenen etkiyi göstermediği aşikar. Kısıtlı modelleri ve versiyonları içerisine alan matrah güncellemesinin, pazardaki fiyat artışları düşünüldüğünde etkisini kısa sürede kaybetmesi de şaşırtıcı olmayacak. Düzenlenen özel bir etkinlik kapsamında tüm bu gelişmelere paralel açıklamalarda bulunan Otomotiv Distribütörleri Derneği Başkanı Ali Haydar Bozkurt, daha kalıcı bir çözümün gerekliliğini vurguladı. Bunun için ÖTV’nin sıfırlanması konusuna çok net ifadelerle değinen Bozkurt, uzun vadeli planlama ile bunun yapılabilmesi üzerine bir çalışma gerçekleştirdiklerini açıkladı.
Süreçle ilgili açıklamalarında ilk olarak matrah güncellemesine değinen Bozkurt; “Bu alanda yapılan açıklamanın sektörü de müşteriyi de tatmin etmediğini söyleyebiliriz. Bunun elbette bir nedeni var. Bir önceki yıla gittiğimizde, Türkiye’de satılan otomobillerin çoğunluğunun yüzde 45 ÖTV dilimi içerisinde olduğunu görebiliriz. Bugün geldiğimiz noktada bu otomobillerin neredeyse tamamı yüzde 80’lik dilim seviyesine geldi. Son düzenleme ile bu araçların yüzde 60-70 aralığına gerilediğini görmek, uzun süredir beklenti içerisinde olan bir sektörü tatmin etmeyen bir sonuç olarak karşımıza çıktı.
Bu güncellemenin etkisi de tehlike altında. Kurların durumu ve enflasyonun yüksek olması gibi iç pazar dinamiklerinin yanında, küreselde üretim maliyetlerinin arttığı bu ortamda araç fiyatlarının sürekli arttığı dönemleri yaşıyoruz. Tüm bunlar araçların matrah fiyatlarının da her geçen gün artışı olarak karşımıza çıkıyor. Bugün hala lüks olarak nitelendirilen bir otomobil ile orta segment bazı modellerin aynı oranda vergilendirildiği örnekleri görebiliyoruz. Tüm bunlar ışığında, yakın vadede pazarın ve kullanıcıların beklentileri karşılayacak sürdürülebilir bir adım daha bekliyoruz.” şeklinde konuştu.
ÖTV’siz araç satış süreci için üç aşamada oluşan bir planlama sunduklarını ifade eden Ali Haydar Bozkurt, orta vade odaklı beklentilerde Türkiye’deki vergi kriterlerinin doğrudan gözden geçirilip yenilenmesi gerekliliğine vurgu yapıyor. Yeni nesil teknolojilerde motor hacminin ötesine geçen bir “lüks kriteri” olduğuna işaret eden Bozkurt; “Dünya hızla değişiyor. Bizim 30 yıl önce konuşup değerlendirme olarak aldığımız 1.600cc motor hacminin altındaki normal, üzerindeki lükstür gibi bir ayrıştırmanın dışına giden bir ürün teknolojisi karşımızda. Bizim hala bu tür baremlerle işleyen bir vergi sistemiyle yola devam etmemiz mümkün görünmüyor. Orta vade beklentimiz bu işte temiz bir sayfa açıp, kriterlerin gözden geçirilmesi. Yeni teknolojileri anlatan bir sistem getirilmiş olmalı. Bu sayede gelişen teknolojiye sahip araçların ülkemizdeki kullanıcılara daha kolay ulaşmasını sağlayabiliriz. Bu sayede daha çevreci otomobillere kolay kavuşmuş olacağız.” ifadelerine yer verdi.
Otomotiv Distribütörleri Derneği olarak bugün lanse edilen en önemli mesajların başında ise, Türkiye’de otomobil alımında ÖTV’nin kaldırıldığı senaryo planlaması var. Bunun için bir süredir simülasyon hazırladıklarını ve nihai sunumu ilgili birimlere yaptıklarını ifade eden Bozkurt, ÖTV’nin tek kalemde sıfırlanması gibi bir şeyin mümkün olmadığını ve bunun her iki taraf için kademeli adımlarla yapılabileceğini özellikle ifade etti.
Bozkurt çalışmayla ilgili açıklamalarında; “Elbette hepimiz yarın sabah uyandığımızda ÖTV’nin hayatımızdan çıkmasını isteriz. Çünkü mobilite bir lüks değil, ihtiyaç. ÖTV’nin hayatımızdan çıkarılması ise bir anda olabilecek bir şey değil. Bizim buradaki önerimiz ise süreci doğru planlama ile yürüterek ÖTV’yi kademeli olarak düşürmek. Kendi içimizde çalıştığımız senaryoda bu 10-15 yıl aralığında gerçekleşebilir. Tabiki bunu ülke ekonomisinin sürdürülebilirliği de düşünerek çalıştık. Bundan nasıl bir artı değer yaratacağız sorusu da çok önemli.
Biz ülke olarak çıkıp otomotiv endüstrisine önem verdiğimizi dünyaya duyurup, Türkiye’nin üreticiler için yatırım yapılabilecek bir bölge olduğunu doğru anlatırsak her şey bambaşka bir noktaya gidebilir. Avrupa-Orta Doğu-Rusya bütün bu akışın göbeğinde yer alıyoruz. Karayolu ve denizyolu gibi avantajlarımız var. Yan sanayii ve kalite bilinci olarak çok güçlü olduğumuzu söyleyebiliriz. Tüm bu avantajlarımız varken, üreticiyi iç pazardaki hacim ve istikrar gibi konulardaki maddeler geri plana itiyor. Satışlara baktığınızda sürekli belirli seviyede patinaj çekip kaldığımızı görüyoruz. Bunların temelinde ilk andan itibaren konuştuğumuz düzenlemeler yatıyor. Bu nedenle çok net bir yol haritası oluşturulmalı ve plana sadık kalınmalı. Eğer siz ben bu ÖTV’yi kademeli olarak sıfırlayacağım derseniz, verdiğiniz oranları her yıl kademeli düşürmelisiniz. Sürecin kademeli oluşu firmalar tarafından olası kayıpları yönetmeye imkan tanırken, plana sadık kalınması büyük markaları da Türkiye’ye çekme adına güven ortamı niteliği taşıyacak. Sürecin devlet tarafında yaşanacak kayıpları için, ÖTV’nin düşürülmesinin yanında ülkeye getirilecek yatırımlar bir çözüm niteliği taşıyor.” şeklinde konuştu.
Etkinlik kapsamında ODD’nin paylaştığı önemli detaylardan birisi de, ÖTV’nin kademeli sıfırlanma planının pazara olabilecek yansımalarını içerisine alıyor. Önümüzdeki 10-15 yıllık periyodun çalışıldığı planlamaya göre, ÖTV oranlarındaki kademeli düşüşün hayata geçirilmesiyle toplam pazarın da 2,25 milyon adetlere çıkması bekleniyor. Çalışmada, yıllık otomobil satışlarının da 1,5 milyon adedin üzerine çıkabilme potansiyeli de dikkat çekici. Satışların dışında daha fazla marka/model üretiminin mümkün olacağını vurgulayan raporda, bu uygulamanın ihracatı 2 milyon adede, geliri ise 30 milyar dolar seviyelerinden 50 milyar dolar seviyesine getirme potansiyeli de öne çıkıyor.
Otomotiv Distribütörleri Derneği bugün düzenlenen etkinlike kendi içerisindeki yeni yapılanmayı da ilk kez duyurdu. Tüm dünyada kullanıcı deneyimlerinin değiştiği mobilite çözümlerinin es geçilmediği gördüğümüz çalışma kapsamında, oluşumun artık Otomotiv Distribütörleri Mobilite Derneği adıyla yola devam edeceği açıklandı. İsim değişikliğiyle birlikte derneğe artık ilk aşamada markaların oluşturdukları yeni ulaşım çözümü odağında girişimler dahil olabilecek.